kapat

27.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Cevap lazım

Ayaş Cezaevi'nde yatan 312 hükümlüsü Hasan Celal Güzel'in mektubuna MHP lideri Bahçeli cevap yazacak mı?

Yazsa iyi olur.. Çünkü yazacağı cevap bu alanda yaratılan kafa karışıklığının giderilmesine yardımcı olur. Toplumun aydınlanmaya ihtiyacı var.

Güzel, eski dostu Bahçeli'ye "Sizin tarifinizle 'İnsanlar arasında sosyal, etnik ya da din farklılıklarını kullanarak kin ve düşmanlık tohumları ekmeye çalışan ve cezasız kalmaması gereken' bir mahkumum" diye sitemde bulunuyor.

Bu alandaki propagandaya özgürlük istiyor.

Düşünceye özgürlük, çağın vazgeçilmez zeminidir. Ama unutulmasın: Terör ve terör propagandası da düşünce özgürlüğünün en az baskıcı rejimler kadar düşmanıdır.

O nedenle bütün demokrasiler, ırk ve inanç temelinde düşmanlık yaratmayı, bunun propagandasını yapmayı yasaklıyor. "312, dünyanın hiç bir yerinde yok" diyenler doğru söylemiyor.

Bu yasağı kaldırırsanız ne olur?
Türkiye'de olanlar olur!

İşte Sivas'ta "Ey Müslümanlar.. Dinimize küfredenler şehrimize geldi" yazan kağıtlar dağıtıldı, kışkırtılan kalabalıklar da Madımak Oteli'ni içindekilerle birlikte ateşe verdi.

Bu tahriki yaratan fitneyi, düşünce özgürlüğü saymak mümkün müdür?

"Kanlı mı olacak, kansız mı?" demek, "Cezayir'deki gibi kan dökülecek, fıstık gibi olacak" demek düşünce özgürlüğü mü?

Hizbullah cellatlarını ve mezar evleri, tepeleme dolu silah depolarını yaratan cehennemlik günahları bu kışkıtmaların ürettiğini kim inkar edebilir?

312 tartışılabilir, haksız uygulamaları önleyecek biçimde yeniden yazılabilir ama kaldırılamaz. Siyasetçi elbette serbest olmalı. Ama demokrasiye düşman yetiştirmek siyaset değildir.

Sözde herkes, asker müdahalesinin artık geçmişte kalmasını istiyor.

Oysa 312'yi kaldırmak 28 Şubat'lara yeni davetiyedir.

Rejimi asker müdahalesinden korumanın tek çaresi, demokrasiyi hukuk devletinin güvencesi almaktır.

Bu gerçeğin, Demirel'i ikinci kez cumhurbaşkanı seçmekten, hatta koalisyonun devam edip etmemesinden bile önemli olduğunu Ecevit'ten ve Bahçeli'den duymaya ihtiyacımız var.

Kriz çıkmaz..

Recai Kutan, istediklerini tam alamadıkları için kimsenin Fazilet'ten Demirel'e oy vermesini beklememesi gerektiğini söyledi.

Bu şantajın inanılırlığı var mı?
Bizce yok.. Çünkü Fazilet'in durumu güçlü bir pazarlıkçı olmaya elverişli değil. "Evdeki bulgurdan olma" tehlikesine katlanamazlar.

Bir an için Fazilet'in dediğini yapacağını, Anayasa değişikliğine imza koyan milletvekillerinden önemli bir kısmının da karşı oy vereceğini düşünelim.

Ne olur?
Felaket senaryoları bizce abartılıyor.

Çünkü bu hükümet Türkiye'yi Avrupa Birliği rotasına sokmuş, enflasyonla mücadele programını başlatmıştır. Ülke geleceği için bu iki hedef, herkesten ve her şeyden daha önemlidir.

5+5 geçmediği takdirde koalisyon liderleri, üstünde uzlaşacakları bir cumhurbaşkanı belirlemekte zorluk çekseler de imkansızlığa düşmeyeceklerdir.

"Yapamazlar" diyenler yanılıyor.

Üç liderin, Apo'nun idamını ertelemekte bile uzlaştıklarını kimse unutmasın!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır