Günlerdir konuşulan ve F.Bahçe'nin çok farklı yenilebileceği iddialarıyla başlayan maçta, F.Bahçe kendine ayrılan seyircinin de büyük desteği ile defansif oynadı. Ama onur mücadelesi verdi.
Aslında G.Saray'ın tek kaleye yakın ve çok pozisyon bulduğu maçta Rüştü ve Johnson tek kelimeyle mükemmel oynadılar. F.Bahçe'nin zorda kaldığı her pozisyonda ortaya Rüştü çıktı. G.Saray'ın her atağında da ilk pozisyonları karşılamada da Johnson kusursuzdu.
Bu arada Alpay ve Ogün'ün de hakkını yememek lazım. F.Bahçe'nin orta sahada bir türlü top gezdirememesinin en önemli nedeni, hücumdaki Oulare'nin fizik gücünün hiç olmamaması, topu saklayamaması ve Preko'nun da orta sahadan yardıma gelmemesi nedeniyle etkili olamalalarıydı. Yani F.Bahçe adeta dokuz kişiyle savaştı.
G.Saray maça Sergen ve Hagi ile başladı. Ama ilk yarının sonlarında Sergen'in yüzde 100 bir pozisyonu kafayla dışarı atması sanırım Terim'i kızdırdı ve yerini Ahmet'e bıraktı. G.Saray oyunun mutlak hakimiydi. Ama her ne olursa olsun rakip F.Bahçe'ydi. Özellikle Emre'nin orta sahadaki fevkalade futbolu, ilerde Türk futboluna ne kadar yararlı olacağının göstergesiydi.
Turhan Sofuoğlu'nun ne kadar yorulurlarsa yorulsunlar, elindeki yedek kadrodan Preko ve Oulare'nin yerine oyuncu almaması tenkit edilebilir. Ama yedek kulübesindeki oyuncuların çok genç oluşu onu böyle bir tercih yapmaya zorladı.