kapat

27.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Özelleştirmeye asker markajı
Hız kazanan özelleştirme, işçilerden işverenlere kadar toplumun her kesiminin büyüteci altında. Ancak, önemli bir kurum daha var ki, onların özelleştirmeyle ilgileri gerçekten dikkate değer

Yazıda, "... Biz özelleştirmeye karşı değiliz ama" deniyor ve söz, Türk Hava Yolları'na getiriliyor.

Genelkurmay Başkanlığı, THY'nin yüzde 51'nin satılması halinde yaşanabilecek sıkıntılara dikkati çekiyor. Yaklaşım, stratejik kaygılara dayanıyor.

Silahlı Kuvvetler, seferberlik zamanlarında her türlü kara, hava ve deniz taşıtı için zorunlu kullanım getirebiliyor. Ancak, barış zamanlarında belli kısıtlamalar ön plana çıkıyor. Bosna, Kosova örneklerinde savaş durumu olmadığı, barış dönemlerinde THY'den yararlanma gereği vurgulanıyor.

Özelleştirme İdaresi ile görüşmeler yapılıyor. Uzmanlar, Özelleştirme Yasası'nın, THY'nin satışına ön şartlar getirdiğini, altın hisse yoluyla yetkilerin korunabileceğini anlattıktan sonra, "Özelleşmiş bir havayolu şirketine, bir başka şirketten farklı yükümlülükler getirilmesi mümkün olamaz" hatırlatması yapılıyor.

Askerler, konunun Milli Güvenlik Kurulu'nda ilke kararına bağlanması gerektiğini söylüyorlar. Böylece, THY özelleştirmesi, ülke güvenliği ve stratejisiyle ilgili belgelere endeksleniyor.

Yeni toplumsal proje
Ülke ekonomisinin, dünya standartlarına ulaştırılması hedefi, IMF ve Dünya Bankası destekli programlara havale edilirken, devletin genel yapısının yeniden inşası konusundaki prjoeler zaman zaman gözden kaçıyor. Maliye eski Bakanı Lütfullah Kayalar, "Yeni Toplumsal Proje" ismini verdiği çalışmasını bugünlerde tartışmaya açıyor. İşin özü şu: Türkiye, 1980'lerde başlattığı dışa açılmayı, 2000'li yıllarda "Dışarıda büyük olmak" anlayışına dayandıracak. Öncelikler; teknolojik gelişme, globalleşme ve yeni anayasa olacak. Türkiye, "Sonuna kadar uluslararası rekabet, ticaret ve sanayiden uzak duran hakem devlet, demokrasi ve insan hakları" diyecek.

Bürokraside tayin dedikoduları
Ekonomi bürokrasisi yeni atama ve tayin dedikoduları ile çalkalanıyor. İlk durağımız Hazine. Hazine Müsteşar Yardımcıları Ayşe Dönmezer ve Teoman Kerman'ın dış tayin kararnamesi ile Londra'ya atanacakları yerlerine Kamu Finansmanı Genel Müdürü Hakan Özyıldız ile Sigortacılık Genel Müdürü Namık Dağalp'in geleceği konuşuluyor. Bankacılık bölümü ayrıldıktan sonra Hazine'de, Kambiyo ve Finansal Kurumlar Genel Müdürlüğü oluşturulacağı ve Nizamettin Temel'in görevlendirileceği söyleniyor. Müsteşar Yardımcısı Ferhat Emil'in Washington'dan dönen eşi Dilek Emil'in ise Yabancı Sermaye veya Teşvik'te genel müdür yardımcısı olması bekleniyor.

KISA KISA....
150 Tablo Aranıyor: Ekonomiden Sorumlu eski Devlet Bakanı Işın Çelebi, bugünlerde yana yakıla 150 tablo arıyor. Çelebi'nin, ilgisini çeken öyle ünlü ressamların tabloları değil. Çelebi, IMF ile imzalanan Stand By Anlaşması'na kaynak teşkil eden makro ekonomik tabloları merak ediyor. Niyet Mektubu'nun son paragrafındaki, "Programın başarısı için her karar alınacaktır" taahhüdüne hangi varsayımlar altında girildiğini öğrenmek istiyor ve ekliyor: "Gerçek şeffaflık burada"

Söz Savunmanın: 22 Aralık 1999'da elkonulan 5 bankanın kaderini Danıştay'ın kararı belirleyecek. Yaşar, Ege, Es ve Sümerbank'ın eski patronlarının açtıkları "yürütmenin durdurulması" davalarının ardından Danıştay Tetkik Hakimliği, Başbakanlık kanalıyla Hazine'den savunma istiyor. Özellikle, "Neden bu 5 banka?" sorusuna cevap aranıyor. Yarın, Danıştay'dan, 22 Aralık takviminin yönünü değiştirecek bir karar çıkarsa kimse şaşırmasın.

Okan MÜDERRİSOĞLU


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır