Kurban kesmek farz değil Öğrenciyi desteklemek sevap
Büyük kentler bayram havasına girdiler, bizim yaşadığımız İstanbul kentinde pek çok insan tatil için şehri terk ettiler. İstanbul'un ana yolları rüzgarda uçan tüy gibi hafifledi.
Akıyor trafik...
İnsanların yüzünde sevinç...
Bayram sevincinin rüzgarı esmeye başladı. On günlük tatilden yararlanarak başka kentlerde annesinin, babasının, akrabalarının yanına koşanlar ya da çocuklarıyla, nişanlılarıyla, sevgilileriyle tatil yörelerine gidenler mutlular.
Gidemeyenler de mutlu.
Çünkü bayram sadece tatile gidebilenlerin bayramı değil ki, şehirde kalanların da bayramı.
Bayramlarda eşitlik var...
Zengin fakir ayrımı yok...
Bu yüzden seviyoruz bayramı...
Ayrıca Türkiye geçmiş yılara göre bu bayrama daha huzurlu giriyor. Güneydoğu'da terör bitti, akan kan neredeyse durdu ve ülkemizin dört çevresinde komşularıyla bozulmaz, kalıcı dostluklar kurmanın ciddi belirtileri, fırsatları, avantajları ortaya çıktı.
Hani olgunlaşmayı anlatırlar...
Anlatırken şöyle derler:
İçi murada erdi
Bir yığın sıkıntı, ızdırap var. Acı çeken insanlar da var ve acı çeken insanların acılarını duymayan egoistlik çıtasını aşamamış olanlar da var ancak Türkiye'nin içi sanki murada erdi...
Akıl ile imanı tartışıyor...
***
Türkiye ilk defa bir kurban bayramına akılla imanı tartışarak giriyor.
Bu az şey mi?
İki hafta önce ATV'de Ali Kırca'nın çok izlenen Siyaset Meydanı Programı'nda kurban tartışıldı. Prof. Yaşar Nuri Öztürk, Prof. Hüseyin Hatemi, Prof. Tahsin Yeşildere, Mehmet Şevket Eygi, Ahmet Vardar gibi din bahsinde bilgili ve titiz insanlar biraraya geldiler.
Aklı ve dini tartıştılar.
Dinle akıl ayrıdır...
İnançla ilim birarada olamaz.
Kiliseye giden ilim adamı şüpheciliğini dışarda bırakır, aynı ilim adamı laboratuvarında deney yapmaya girerken de inancını kapıda bırakır.
Din tahlile tahammül etmez...
Din bir çoşkudur, duygudur...
Fakat Türkiye içi murada ermiş bir olgunlukla Kurban Bayramı'nda kurban kesmenin sevap olup olmayacağını tartışıverdi. Ve konuşmacılar üç aşağı-beş yukarı; "aklın ve ilmin karşısında tutunamayan her din batıldır" sonucuna vardılar.
Bu az şey mi?
***
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi, islam hukuku, tarikatlar, toplum ve devlet ilişkileri uzmanı olan Prof. Hüseyin Hatemi'nin söylediklerini benimsedi:
Hatemi şunları söylüyordu:
"Kuran'da Hac'da dahil kurban kesmek diye bir adet yoktur. Ramazan Bayramı'nda nasıl bir yoksulu doyuracak şekilde sadaka veriliyorsa, asıl bu bayramın da sadaka ile eş olması gerekir. Kurban denilen budur. Kesmenin hiç bir sevabı yoktur. Umumiyetle bizde bir aylık et ihtiyacını karşılamak için trübünlere oynama adeti var. Komşular balkondan görsünler, hem "ne dindar adam..." desinler hem de bir aylık et ihtiyacı karşılansın. Kurban Bayramları et kavurma karnavalına dönüşüyor. Bunun Allah rızası için yapılan hiç bir ibadetle ilgisi yoktur..."
***
Prof. Hatemi'nin yorumu beğenildi... Benimsendi, alkışlandı...
Çünkü bizleri akla davet etti...
Ve akılla destekleyerek...
Dini de yüceltmiş oldu...
Yıllarca bize yanlış söylendi...
Kurban kesmek farz değil...
Ama deprem bölgesindeki insanlara yardım etmek ve başarılı öğrenciyi desteklemek sevap. Radikal Gazetesi'nden muhabir Ayşegül Dikenli nin yazdığı habere göre, İstanbul Marmara Üniversitesi Uluslararası Hukuk Kulübü öğrencileri; Gökçe Dinler, Zeynep Lale, Halil İbrahim Kardıçalı, Enik Pogaçe ve Erkan Aydın birinci oldular. Uluslararası Farazi Mahkeme Yarışması yapıldı ve bu öğrenciler birinci seçildi. 6 Nisan'da Washington'da 75 ülkenin katılımıyla yapılacak olan ulusalararası duruşmalarda Türkiye'yi temsil edecekler.
Fakat gidemiyorlar...
Çünkü öğrenci başına gidiş-geliş-konaklama 2 bin dolar tutuyor.
Bu çocukların ise parası yok.
Kurban kesmek farz değil...
Ama bu çocukları desteklemek...
Büyük sevap olabilir...
HELİKOPTER: SİVİLLER SUSUYOR
ASKERLER CEVAP HAZIRLIYOR
Geçen hafta bu köşede yer alan ve genel ağırlığı; " Müttefikimiz olan ülkeler silahlanmayı azaltırken biz niçin artırıyoruz ve niçin silahları ortak üretmek yerine hazır alıma ağırlık veriyoruz" diyen yazılarla ilgili Genel Kurmay Başkanlığı cevap hazırladığını açıkladı. Cevap gelince okurlarıma duyuracağım. Soruları sadece askerlere değil sivillere de sormuştum. Ecevit, Demirel, Bahçeli ve Yılmaz, henüz bir cevap vermiş değiller.
