kapat

18.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


Enseyi hiç karartmayın

Uzaktan bakıldığında Türkiye'nin karmakarışık binbir sorunu varmış gibi görünür.

Oysa Türkiye'nin bir tek sorunu vardır; o da, saydamlık...

Hazine'den geçinmeli kadroların yapıp ettikleri, saydamlaştıkça; "İ"lerin sağa sola savrulmuş "noktaları" da, yavaş yavaş gelip oturacaktır yerli yerine...

Hizbullah konusu saydamlaşmaya başlayınca kimsenin üstüne gidip önleyememiş olduğu bir yığın mezar-ev; hemen çıkıvermedi mi kamuoyunun karşısına?..

Saydamlaşma biraz daha gelişince, bu kez de bir yığın üst düzey eroinci boy göstermeye başlayacaktır TV ekranlarında...

21. Yüzyıl'da neyi ne kadar saklayabilirsiniz ki?..

Hele her üstünü örttüğünüz bokluğun listeleri, dış merkezlerde ayrıntılarıyla varsa..

ABD'li meslektaşlar ne diyorlar? "Türkiye bağırsaklarını temizliyor" diyorlar...

Neden bağırsaklar bu kadar dolup, iyice şişerek tıkandı ki?

Yanıtı basit; Türkiye'de yetkisini fütursuzca kullanmaya kalkanların, tıpkı vaktiyle Padişah Efendilerimiz gibi, yapıp ettiklerinden asla sorumlu olmayacakları rahatlığı..

Bir ülkede denetim mekanizmaları çalışamıyorsa, saydamlık da yoksa; o ülke bir yığın abuk sabuk kurnazlıklar bataklığına neden batmasın ki?

Ülkenin yüksek çıkarları için silah kaçakçılığı yapanlar da olur, eroin kaçakçılığı yapanlar da..

Ve saman altından trilyonlar dolaşır oralardan oraya..

Bunların dökümlerini dışmerkezler bilmez mi?

Herhalde bilirler. Türkiye'nin bağırsaklarını temizleyerek saydamlaşması gerektiği zaman da, saydamlaşma evresinin düğmelerine basabilirler.

Onun için her gün ortaya çıkan yeni rezilliklere bakarak, enseyi karartmayın sakın... Türkiye'deki maskeli Padişah Efendilerimiz'in, kendi egemenlikleri için 21. Yüzyıl'ı da ıskalama şansları yoktur artık.

Türkiye 15-20 yıla kadar daha da saydamlaşacaktır. Evet evet, enseyi karartmayın.

15-20 yıla kadar toplumsal sorunlarla uğraşma geleneği gündemden düşecek...

Kalitesini kanıtlayabilen kanıtlayacak, kanıtlayamayan da kendisine gösterilen işleri doğru dürüst yapma konusunda -şimdikinden çok daha fazla- zorlanmaya başlayacak...

Tanıdık aracılığıyla Belediyeler'de iş bulma dönemi de kapanacak; cezaevlerinde görevli olma dönemi de..

İri kıyım bir siyasetçi sayesinde belirli bir Hazine arazisini kapatıp, Devlet Bankası kredisiyle yapı kooperatifi kurarak, trilyoner olmaya kalkmak da gitgide mümkün olmayacağa benzer..

Yani efendim insanlar İsveç'de, Danimarka'da, Belçika'da nasıl yaşıyorlarsa, Türkiye'de de öyle yaşamaya alışacaklar. Özellikle global sermaye, kaliteli kadrolara önem vermeye başladıktan sonra..

Benim için artık 15-20 yıl sonrasının bir anlamı yok. 12 yıllık arabanın bulunmayan yedek parçaları daha çok meşgul ediyor beni..

Neyse ki, Şükrü Okçu gibi bir dostum var Atatürk Sınai Sitesi'ndeki ünlü Oto Müzik Merkezi'nde..

Bu kez de yan aynanın içerdeki sapı kırıldı. Şükrü olmasa, her gün akıl satmaya kalkıp da, kendi arabasının ayna sapını bile yaptıramayan bir salak gibi kalacaktım ortalıkta... Yazı adamlarının kendi salaklıkları yeter kendilerine. Türkiye'nin koşulları sonucu, daha da katmerlenmemesine dikkat etmek gerekiyor.. Bu konuda bana yardımcı olduğu için Şükrü Okçu dostuma teşekkürler ederim.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır