|
İşte Anavatan'ın yenilikçi raporu
Gelişimci muhafazakârlık, ve iradi milliyetçilik... Anavatan Partisi'nin hazırladığı bilimsel rapor, yeni çağı yepyeni kavramlarla karşılıyor
Anavatan Partisi tarafından hazırlanan, "Yeni Yüzyılda Yeni Politikalar" adlı araştırma raporu, Türkiye'deki temel konu ve sorunları mercek altına alıyor. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Işın Çelebi'nin başkanlığında yürütülen ve aralarında Prof. Naci Bostancı, Prof. Ergun Özbudun, Prof. Murat Barkan'ın da bulunduğu yüze yakın bilim adamı ve araştırmacının yer aldığı, Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinin katkıda bulunduğu araştırma raporundaki en ilgi çekici konu başlıklarından birisi "Milliyetçilik, Muhafazakârlık ve Demokratlık". Milliyetçilik, muhafazakârlık ve demokratlık kavramlarının tartışıldığı raporda yeni tanımlar da yapılıyor. Rapora göre milliyetçilik "iradi milliyetçilik" sıfatıyla modern bir kalıba oturtulurken, muhafazakarlık da "gelişimci muhafazakâr" tanımıyla şahsileştiriliyor.
İRADİ MİLLİYETÇİLİK
Bugün tüm milli-devletlerin ırka dayalı etnik milliyetçilikten isteğe ve seçime bağlı "iradi" milliyetçiliğe geçtiği kaydediliyor raporda. İradi milliyetçiliğin temelinde ise hukuk, yurttaşlık bağının olduğu belirtiliyor.
Ayrıca bu alanda yapılması gerekenler de özetle şöyle açıklanıyor: Irkçı milliyetçiliğin tuzağına düşmeden iradi milliyetçilikle birleşmek, etnik kimlik ve kültür gibi konularda temel insani hakların kullanılabileceği bir sivil alan oluşturmak... Herkesi birinci sınıf vatandaş yapmak; aş, iş ve refah problemlerini çözmek.
Raporda iradi olarak kendisini Türk milletinden hissetmeyenlerin de çıkabileceği belirtilerek şöyle deniliyor: "Kendisini Kürt etnik kimliğiyle tanımlamak isteyenler elbette olabilir. Bu siyasi coğrafyada yaşayan herkesin bu nitelikte hakları mutlaka olmalıdır. Bu hakkın hayata geçişi, sivil alanda etnik kimliğin ve kültürün yaşatılması vasıtasıyla olabilir".
ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın bu kavram çalışmalarına kendi ifadeleriyle şöyle bir boyut getiriyor: "İnsanların anadilini kanunla tayin etmek mümkün değildir. Maalesef, anayasamızda 'yasaklanmış dil' deyimi geçmektedir. Acilen kaldırılması gerekir. Çünkü bu ne günümüz Türkiyesi'ne yakışır, ne Türkiye'nin uluslararası taahütlerine uygun düşer. Türkiye'de devlet, vatandaşlarının bildikleri veya diledikleri dili kullanmalarına karışmamalıdır. Ama, Türkiye'de devletin de fedakarlık yapamayacağı bir konu vardı; o da, Türkiye'de resmi dilin sadece Türkçe olduğudur."
GELİŞİMCİ MUHAFAZAKHåRLIK
Raporun sosyal bilimlere armağan ettiği yeni kavramlardan biri de "gelişimci muhafazakarlık." Buna göre gelişimci muhafazakar, toplumsal sorunları çözmede değiştirici toplumsal mühendisliğe de bel bağlamayıp; parlak ideolojiler, kapsamlı kurtuluşçu toplumsal projeler üretmez. Gelişimci muhafazakarlığın güçlü ideolojileri yoktur; gücünü ve hayatiyetini doğrudan hayatın kendisinden devşirir.
İSLAMCI PARTİ OLMAZ
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e devralınan "siyasi İslamcılık" hareketinin bir tez getirmekten çok "tepki hareketi" olarak varolduğunun ifade edildiği raporda, siyasi İslamcılık'ın kılık kıyafetten, gündelik hayatın içindeki Batılı adetlere kadar bir çok ayrıntıya tepki göstererek kendini varettiği vurgulanıyor. Raporda dini modernleşme yaklaşımının ve projesinin temel ekseni yapmanın hem dine hem topluma zarar verdiğine dikkat çekildi.z Ayrıca partilerin herhangi bir ideolojiyle kendilerini tanımlamalarının doğru olmadığı kaydedilerek şöyle deniliyor raporda:
"Politik olan ile ideolojik olan arasında kurulacak bire bir örtüşme herkes için sadece zarar getirir. O yüzden hakikatte İslamcı parti de olamaz. "
(HABER MERKEZİ)
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|