İSTANBUL'da banliyö trenleri işletmesinin, hat yetkisi TCDD'de kalmak üzere Büyükşehir Belediyesi'ne devri konusunda bazı kaygılarımızı içeren yazılarımız üzerine, TCDD Genel Müdürü Sayın Hasan Mollaoğulları'ndan aldığımız faksa değinmeye, kaldığımız yerden devam ediyoruz. Demiryolu işletmeciliğinde trafiğin sollama, aynı hat üzerinde öne geçme gibi unsurları içermediğini, dolayısıyla risk unsurunun düşük olduğunu belirten Genel Müdür, şöyle yazıyor:
"SİNYALLİ olan bir hat kesiminde (CTC) trafik tek kumanda masasından, tek dispeçer tarafından yönetilmekedir. Sistem insan hatasına yolaçmayacak şekilde dizayn edilmiş olup, güvenilirliği buradan kaynaklanmaktadır. Banliyö hizmetlerinin belediye tarafından verilmesi durumunda da taşıma planı, TCDD ve belediyelerce müşteren hazırlanacaktır. Trafik, TCDD dispeçeri tarafından seyrüsefer talimatnamesinde belirtilen kurallara göre yönetilecektir."
BU açıklama teorik olarak yüreklere su serpiyor. Ama pratikte, TCDD tarihindeki çok sayıda demiryolu kazasını görüyoruz. Demek ki, aksayan bir şeyler olabiliyor. Sayın Genel Müdür, "Hat inisyatifi bizim, işletme belediyenin" derken, kaygılarımızın odağındaki "iki başlılık" noktasını da vurgulamış oluyor. Ön protokolde altyapı kullanımının karşılığı olarak "teknolojik yeniden yapılanma" için kaynağın tamamının belediyece sağlanmasının öngörüldüğünü hatırlatan Mollaoğulları, şöyle devam ediyor:
"KAYNAK konusunun kuruluşumuzla bir ilgisi bulunmamaktadır. TCDD kendisine düşecek işler için gereken kaynağı karşılayacaktır. Belediye de işletmecilik için gerekli kaynağı yaratarak, altyapı kullanım karşılığı olatak TCDD'ye önceden belirlenen bedeli ödeyecektir."
BÜYÜKŞEHİR Belediyesi'nin şu anda, kendi acil projeleri için bile ciddi kaynak sıkıntısı ve arayışı içerisinde olduğunu biliyoruz. Demek ki, "banliyö ana protokolü"nün önünde daha uzunca bir yol var. Bu süre içerisinde, "demiryolu işletmeciliğinde yetki bölünmesi" konusunda dünyada geri tepmiş uygulamaların incelenmesinde, bizde de aynı olumsuzluklara düşülmemesi için temelin sağlam kurulmasında yarar olduğu kanısındayız. Sayın Mollaoğulları'na da hassasiyeti için teşekkür ediyoruz.