Oğuzhan Asiltürk'ün Adnancılar'la telefon görüşmesi Sabah'ta yayınlandı ya...
Gene biz suçlu olduk...
Gazeteciler Recai Kutan'a soruyor:
"Bu telefon görüşmesi hakkındaki ne düşünüyorsunuz?" diye...
"Görüşme önemli değildir" diyor Kutan...
"Önemli olan, bu görüşmenin polis tarafından gizlice dinlenmesi ve gazetecilere sızdırılmasıdır."
Recai Bey'i biraz aydınlatalım:
1- DGM'de çete kurmaktan yargılanan bir şer odağı ile yasal bir partinin temsilcisinin gizlice görüşmesi, aslında yasadışılığa iştiraktir. Hadi ondan vazgeçtim, bu olay gazeteciler için büyük bir haberdir...
2- Polisin telefon konuşmasını dinlemesi, yasadışı değildir, DGM'nin izniyle yapılmış bir suç takibidir!.. Polisin bu gibi faaliyetlerine de "hukuka aykırı" derseniz, taşları bağlayıp, köpekleri serbest bırakmış olursunuz...
3- Dinleme kayıtlarının ele geçirilmesi, çok basit bir gazetecilik olayıdır. İsteyen herhangi bir avukat bile, DGM dosyasındaki bu belgeyi elde edebilirdi.
Demek ki, Kutan gazeteci olsaydı, böyle bir görüşmeyi önemsemeyecek, belgeyi kendisine getirseler bile yayınlamayacaktı.
Neden yayınlamayacaktı?
Adnan Hocacılar'a sempati ile baktığı için...
Halbuki Recai Bey, masum kızlarını Adnancılar'a kaptırıp da dünyası kararmış ailelerden sadece biriyle konuşmuş olsaydı, böyle düşünmezdi...
Adnan Hoca, ne Atatürkçü'dür, ne hocadır, ne de din alimidir...
Allah'tan ki Recai Kutan gazetecilik yapmıyor...
Aslında yaptığı siyasetten de bir şey anlamış değiliz ama demokrasinin yüzü suyu hürmetine saygı gösteriyoruz...
Bir de bizim mesleğimize karışmasa...
Bu kadar eder mi?
Bülent Arınç, ANAP'a geçen iki milletvekiline fena giydirdi.
Biri Diyarbakır'dan Haşim Haşimi, diğeri Ağrı'dan Celal Esin...
Arınç diyor ki:
"Birinin 2.5 milyon dolar, ötekinin 1.5 miyon dolar aldığı söyleniyor."
Böyle bir ödeme yapıldı mı bilemem, orada değildim...
Ama ihtimal vermiyorum.
Bu Bülent Arınç ya sayı saymasını bilmiyor, ya da dolar hakkında hiçbir fikri yok...
Vekil başına 2 milyon dolar ha?..
Kaldı ki, ANAP gibi "paradan çok anlayan" bir partinin iki vekile 4 milyon dolar bastırması olacak iş değil...
Bir vekil 2 milyon dolar ediyorsa, 550 sandalyeli meclis, 1 milyar 100 milyon dolar eder...
Paraya karnı tok vekilleri tenzih ederek açık konuşalım.
Transferlerde bu kadar büyük paralar geçerli olmuş olsa, Meclis'teki sandalyeler, İstanbul Borsa'sı gibi hergün değişikliğe uğrardı.
Kuliste 160 sandalyen var, 10 dakika sonra genel kurula bir giriyorsun ki, 120 sandalyeye düşmüşsün...
Şaka bir yana...
Bülent Arınç'ın iddiası, Meclis'in manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif etmektedir.
Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut, gazetecilere sansür koyacağına, Meclis'in haysiyetini korumaya bakmalıdır.