kapat

06.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
S u p e r o n l i n e
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Sansüre itiraz

Hizbullah adındaki kökten dinci ve Kürtçü terör örgütünün vahşeti, Türkiye'nin gündemine cevabı zor sorular soktu.

Chicago Üniversitesi'nin tanınmış felsefe profesörü Kolakowski "Dinsel geleneklerin bulunmadığı bir toplumda insan onuruna saygı göstermek için bir neden olabilir mi?" diye sorup "Hayır" cevabını veriyor..

Yani bir toplumda ahlâk kuralları yalnızca sağduyuya dayanıyor, dini inancın sigortasına sahip bulunmuyorsa o toplum güçsüzdür ve küçük bir bunalımda dağılabilir..

Bunu diyor..

Ama öte yandan bakıyoruz, kendine "Allah'ın Partisi" adını takan bir örgüt çıkıyor, İslâm adına Müslümanları, -imamları bile- öldürüyor.. Hem de insan onuruna en saygısız, en vahşi yöntemlerle uyguladığı işkenceler sonunda yapıyor bunu.

Doğada türler dayanışması vardır. Kurtlar kurtları, kediler kedileri, aslanlar aslanları öldürmez. "Müslümanız" diyen bu canavarlar, Allah ve yasa korkusu duymadan insanları, Müslümanları nasıl boğazlıyor?

Kızdıran gerekçe..
Hizbullah'ın vahşeti, din temeline dayanmayan ahlâkın çürük olacağı savlarını iflâs ettiren bir tecrübe midir?

Hayır, tam tersine.. Dinin özünden saptırılması, Allah adına hareket etme sapkınlığına göz yumulması ve dinin siyasi amaçlarla sömürülmesi halinde ortaya çıkacak felâketlere ibretli bir kanıttır.

Koalisyon liderleri, Hizbullah'ın işkence ve infaz kasetlerini izledikten sonra bunların halka gösterilmemesine karar verdiler.

Toplumun ruh sağlığını koruma özeni, bilim adamlarından da destek aldı. Ama MHP lideri Bahçeli'nin ve İçişleri Bakanı Tantan, ek bir gerekçe daha öne sürdüler:

"Bu vahşet görüntüleri milleti dinden imandan çıkarır!"

İşte sanıyoruz iyi niyetle ortaya konulan bu gerekçe, toplumun bir kesiminde tepki yarattı.

Halkın sağduyusuna güven duymamaktan ileri geldiğine çekilen bu sansüre itiraz sesleri yükselmeye başladı.

"Halkı bilgi korur.."
Özellikle İçişleri Bakanlığı'ndaki brifingten sonra SABAH'ın telefonlarını arayan ve bu arada bana ulaşan okurlar yoğun bir baskı oluşturuyor.

İtirazın temelindeki görüş şudur:

"Bu kasetlerin sansürü, halkı ve dini korumaz. Tersine zarar verir. Hizbullah vahşetinden dinin zarar göreceğini söylemek, bu vampirlere Müslüman kimliği atfetmek olmuyor mu?

Özgür bir toplumu sansür değil bilgi korur. Hizbullah'ın gerçek yüzünü açığa çıkaracak her bilgi, kandırılan insanları uyandıracağı gibi İslâm'ı da bu kan dökücü barbarlardan ve onları koruyan siyasilerden arındırmaya hizmet edecektir."

Ben "yayınlanmasın" gerekçelerinin halâ ağır bastığı inancını besliyorum. Ama "yayınlansın" diyenlerin mantığı da tutarsız değildir. Sorun tartışılmalı..

SABAH tartışmaya sağlam bir zemin oluşturmak için üstüne düşen görevi yapacak.

Bugün elimize geçecek kamuoyu araştırmasının sonuçlarını ben de merakla bekliyorum.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır