Kutan'a Çankaya dersleri
Recai Kutan "makama" girerken tedirgindi... Makamdan çıkıp, 34 TD 9650 plakalı siyah Mercedes'le Çankaya'dan ayrılırken ise...
"Rahatlamıştı."
Sahi, "makam odasında" neler oldu?
Kutan "neler" söyledi?
"Neler" dinledi?
GERGİNLİK
Kutan, grupta "Sincan'lı... Tanklı... Balans ayarlı" bir konuşma yapmıştı. (25 Ocak)
Ve Genelkurmay'dan "sert bir yanıt" gelmişti. (26 Ocak)
Önceki akşam, Kutan, Köşk'te dedi ki:
- Sayın Cumhurbaşkanım, gerginliklere gerek yok.
Gerginlik "durduk yerde" çıkmadı ya.
Gerginliği "Baba" yaratmadı ki.
Demirel "açıklama bekleyen bir yüz ifadesi" takınınca...
Recai Bey devam etti.
"Üslubu" şöyleydi:
* Efendim, Fazilet olarak biz, "Hizbullah'ı devlet korudu" demek istemiyoruz.
* "Devlet biliyordu ama müdahale etmedi" demek istemiyoruz.
* "Zaman zaman devlet, Hizbullah'ı kullandı" demek istemiyoruz.
NÜANS
Demirel bir "nüansa" dikkat etti...
Bir "ayrıntıya."
O da şu...
Kutan biraz "ağdalı... Dolambaçlı" konuşuyordu.
Örneğin "kesinlikle demiyoruz" yerine...
"Demek istemiyoruz" gibi bir üslup kullanıyordu.
Cumhurbaşkanı, burada bir "ima" sezdi.
Sanki...
"Demek istemiyoruz ama... İsteseydik, söylerdik... Veya istersek söyleriz" gibi bir ima.
Ve onun içindir ki...
"Açıklık" istedi.
Baba'nın "üslubu" şu şekildeydi:
* Açık söylüyorum, bu konuda devlet çok hassastır... Ayrıca... Siz de devlete dahilsiniz... Muhalefet partisisiniz... Hatta ana muhalefetsiniz... Ana muhalefet demek, iktidarın alternatifi demektir.
* Yine açıkça söylüyorum, bu konuda ben de çok hassasım.
* Açık açık söylüyorum, devlet adam öldürtmez.
* Bu tür iddialar devlete yapılacak en büyük kötülüktür... İftiradır.
İKTİDAR ÇARKI
Konuşmasının bir yerinde...
Demirel, Fazilet liderine "aynen" şöyle dedi:
- İktidar çarkından siz de geçtiniz.
Bu sözün altında "şu anlam" gizliydi:
-...yani siz işbaşındayken... Devlet adam mı öldürüyordu?.. Bu konuda bir bilginiz mi var?
Kutan sustu.
"BAŞKASI SÖYLEDİ..."
Konuşma sırasında...
Kutan "grup konuşmasından... Hizbullah'a dair söylediklerinden" bahsederken...
"Öyle demedim... Diyenlerden naklettim" şeklinde bir üsluba bürününce...
Demirel yine "hassasiyetini" vurguladı:
- Bunlar hassas konular... Ben de çok hassasım.
Demirel'in "buradaki hassasiyeti" üsluba dair.
Kutan'ın "ben söylemedim... Başkası dedi... şeklindeki...
Ve sanki "söyleyenlere... Başkalarına hak verirmiş havasındaki" üslubuna.
Ama sonunda...
Baba "gerginliğe karşı" konuşunca...
Kutan da "aynı düşüncedeyim" dedi:
- Gerginliğe gerek yok... Kimseye faydası yok.
KAPATMA DAVASI
Recai Kutan'ın bir "endişesi" var.
Bir de "hassasiyeti."
Hassasiyet ve endişe "acaba Fazilet kapanır mı" konusunda.
Özellikle de...
Askerin "26 Ocak bildirisinden" sonra Anayasa Mahkemesi, partiyi kapatır mı?
Kutan'ın Köşk'ten çıkışını bekleyen, "Fazilet'in çekirdek takımı" da bu sorunun yanıtını merak ediyorlardı.
Baba'nın, Kutan'a söyledikleri:
* Bunlar, birbirinden bağımsız konular.
* Anayasa Mahkemesi üzerinde kimsenin, hiçbir etkisi olamaz... En ufak tesirden bahsedilemez.
* Askerler... Siyasi Partiler... Anayasa Mahkemesi... Bunlar ayrı ayrı kurumlardır.
* Partilerin nasıl kurulacağı... Nasıl kapatılacağı... Hep yasalarda yazılıdır... Eğer bir parti kapatılıyorsa, bu sebeple (asker istedi diye) kapatılmıyor.
Recai Kutan, Çankaya'da "uzun kaldı." Konuşmanın bir yerinde Demirel dedi ki:
- Siz parti olarak kurcalayıp durmayın gündemi değiştirin... Ülkenin pek çok konusu var... Onlara dönün.
Yani... Özetle... "Askeri rahatsız edecek" söylemleri terk edin.
SİNE-İ MİLLET
Söz bir ara "Fazilet'in içine" geldi.
Zira partinin içi "arapsaçı."
Kutan, Baba'ya anlattı ki:
- Askerin bildirisinden sonra morali bozulan bazı arkadaşlarımız çekilelim diyorlar... Topluca, milletvekilliğinden istifa edelim... Başkanlık divanı falan... Çekilsin...
Demirel'in tepkisi:
- Politikada böyle şeyler, kimseye, yarar sağlamaz ki... Bu söylediğiniz, zemini terk etmektir. Yani meşru zemini terk.
SİLAH
Baba bir anda "babalığa büründü.
"Tecrübe" konuşmaya başladı:
- Her şeyin... Herkesin silahı vardır.. Siyasetin de... Siyasetin silahı imkândır... Zemindir... Zemin ise, meşru olmalıdır... Siz, meşru zemini bulmuşsunuz, daha ne istiyorsunuz?
"TAVSİYEM"
Recai Kutan "fevkalade yararlı bir görüşme olduğunu" söyledi.
"Yararlandığını" da.
Baba'nın "bu sözlere" yanıtı ise kısa:
- Öyleyse... Memnun oldum.
Ve Kutan, Köşk'ten çıkmadan önce...
Cumhurbaşkanı'ndan son tavsiyeler:
- Recai Bey, tavsiyem... Gerginlikten kaçının... Tansiyonu yükseltmeyin... Devletin, siyasi partilerin üzerine gitmek gibi bir niyeti falan yok... Olamaz... Başta da söyledim... Siz de devletin bir parçasısınız.
DEĞİŞİM
Dün Kutan'ı "TV'lerde" gördüyseniz.
Yüzündeki "değişimi" fark etmiş olmalısınız.
Değişim "Çankaya sonrasının" değişimi.