Futbol garip bir oyun... Çoğu kez maçları topu sahada daha çok dolaştıran, rakip kaleye daha çok baskı kuran ve şut gönderen takım değil; öbür taraf kazanabiliyor. Görünürde topu Samsun oynadı. Gollük ataklar ve şutlarda evsahibi takım Beşiktaş'a fark attı. Beşiktaş'ın geçen haftaki muhteşem ikinci yarısıyla, uzaktan yakından ilgisi olmayan futbolu üç puanı getirirken, bunda pozisyonları parlatan birkaç futbolcunun oyuna vurduğu özel damgalar vardı.
Maçın en çok izlenen iki adamından biri Ertuğrul, öteki de Samsun'lu Serkan'dı. Her ikisinin de dünkü maça çıkarken ortak özellikleri 100 gole yaklaşmış olmalarıydı. Serkan'ın dalya demeye 1, Ertuğrul'un ise 2 golü kalmıştı. Doğrusu Samsunlular Ertuğrul'un, Beşiktaşlı azınlık da Serkan'ın bu işi aynı gece becermelerini samimi olarak ister gözüküyorlardı. Tecrübe bazı yerlerde çok koşan gençliğe fark atıyor. Halilagiç-Münch varyasyonundan Ertuğrul'a giden öylesine enfes bir gol pası var ki, bu maçın yıldızının parladığı andı. Toshack onu, orda burda oynatmasa Ertuğrul, 100'ü çoktan geçerdi. Bize göre Serkan'ın da sayılmayan golünde hakem yanlışı var. Zaten ofsayt olduğu ya da olmadığı yardımcılarla Mustafa Çulcu arasında bile 90 dakika kargaşa yarattı.
Nihat, Beşiktaş'ın sağına giderek ısınıyor. Ondan bir Okan doğmaması için neden yok. Zaten Beşiktaş'ta Nihat'ı, Ertuğrul'u, Münch'ü, kaba futboluna rağmen Schaefer'i daha çok topla olumlu dolaşırken gördük, geri kalanlar ise yağmurda çadır arar gibiydiler. Beşiktaş öyle ya da böyle tırmanan futboluna bir üç puan daha ekledi. Böyle gidip gitmeyeceği konusunda soru işareti bırakarak...