Yerini nasıl tarif etsem bilemiyorum. Misafirlerimi davet ederken, tarif etmekte zorlanıyorum. "4 Levent'te Kemal Özkan Sünnet Sarayı'na giderken göreceksiniz" gibi bir cümle söylüyorum.
En iyisi ben size Le Cigare'ın telefon numarasını vereyim, açıp siz sorun. 2798698...
Hele ayağınız bir kere alışsın, yerini de öğrendiniz mi artık sık sık gitmek, misafirlerinizi ağırlamak istersiniz.
Le Cigare'ın mekanı, bahçeli havuzlu çok güzel bir villadan oluşuyor. Çok rahat bir ortamı, Fransız mutfağı, inanılmaz güzel servisi var. En önemlisi sahiplerinin çok kibar ve bu işi bilen insanlar olması. Ari Acıman, Sabi Totah ve Abdullah Oğuz. Yani bizim ünlü yönetmenimiz. Apo'nun işi aslında televizyon ama Le Cigare'ın da ortağı. Çünkü kaliteyi ve güzeli seviyor. Apo'nun işleri televizyona kayınca, Le Cigare'la ilgilenmek Sabi Totah'a kalıyor. Kendisini çok kısa zaman önce tanımama rağmen çok sevdim. Çok prezantabl bir insan. Kim olursa olsun her müşteriyle tek tek ilgilenen, şikayetleri, istekleri derhal yerine getiren, "yok yok" bir insan. Ne isterseniz isteyin, derhal, anında yerine getiriyor Sabi Totah...
Le Cigare'ın en önemli özelliklerinden birisi, bir puro restoranı olması. Türkiye'de puro kültürünü yaşayabileceğiniz ilk mekan. İsteyen her müşteri kendisine bir puro kutusu satın alabilir. Le Cigare'a gittikçe de kendi kutusundaki nemlendirilmiş purosundan içebilir. 20'den fazla konyak çeşidinin bulunduğu mekanda puro keyfi bir başka oluyor.
Tabii Le Cigare'ı diğer mekanlardan ayıran tek özelliğinin bu olduğunu düşünürseniz yanılırsınız. Zengin Fransız mutfağının en leziz çeşitlerini tanıma fırsatı bulabilirsiniz.
Zeytinli ve taze baharatlı patates püresi üzerinde susamlı jumbo karides sote, parmezan peynirli carpaccio, mercimekli tabula ve dereotlu krem sos eşliğinde, havyar tabağı soğuk başlangıçlardan bazıları... Deniz mahsulleri tagliatelli, mantarlı ve sebzeli rizotto, "Provence" usulü kurbağa bacağı sıcak başlangıçların favorileri... Rizotto üzerinde dana filetosu, ördek göğsü, kuzu sırtı, tornedo, ızgara havuç yatağı üzerinde kuzu pirzolası... Balıkta ise, ızgara Lagos balığı filetosu, fesleğen yağı ile sote edilmiş jumbo karides, ıspanak yaprağı üzerinde levrek balığı filetosu, ıspanak ve özel peynir ile rulo edilmiş Norveç somonu...
Bu işin mimarı mutfak şefi Yüksel Aydın. Maitre D'otel İhsan Sınmaz ve danışman şef İsmail Kalkan emirleriniz için Le Cigare'da bekliyor.
Ayrıca dekorasyondaki minimalizm ile kullanılan açık renkler, ferah ve şık bir ortam sağlamış. Alt kattaki havuz manzaralı barda, saat 24.00'ten sonra temposu artan müzikle, keyifli dakikalar geçirebilirsiniz.
Le Cigare'ın şimdi bir de dergisi var. İlk sayısını çok güzel hazırlamışlar, Esin Maraşlıoğlu'nu kapak yapmışlar. Medya dünyasının ünlü kalemleri Ayşe Arman, Güneri Civaoğlu, Mehmet Barlas, Mehmet Yaşin ve Mehmet Yılmaz da yazılarıyla dergiye renk katmışlar. Ben de yazacaktım ama bu kadar yoğunluktan yazımı baskıya yetiştiremedim. Çok faydalı bir dergi olmuş, tebrik ediyorum...
Pazartesi akşamı geç vakit Le Cigare'dan kalktık, gidecek bir yer bulamadık. Şamdan'da çok az müşteri vardı, aklımıza Çırağan Oteli'nin Saray Bölümü'ndeki Q Club geldi ve oraya gittik. İyi ki gitmişiz. O gece çok eğlendim, çok keyiflendim. Hem Q Jazz Club'tan, hem de Supper Club'tan inanılmaz zevk aldım. İki ayrı mekan. İkisi de güzel.
Çırağan Sarayı'nın kendine özgü tarihi atmosferi içindeki Q Jazz Club'ta, Amerikalı dünyaca ünlü bayan jazz vokal Keise Brown ve Les Paul Quarteti çalıp söylüyor. Q Club'a giriş 20 dolar, içkinizi ayrıca ücret karşılığı içebiliyorsunuz.
Çok keyifli jazz muhabbetinden sonra dışarıya çıkıp ilk içki için 13 dolar ödenen Supper Club'da biyonik sanatçı İlhami Gencer'in piyano barına geçtik. Yok öyle bildiğiniz gibi değil bar. Steinway firması tarafından Prens Alaaddin için yapılan 120 senelik piyanonun etrafına oturduk. Bu piyano için İlhami Gencer evini satmış. Şimdiki değeri 400 bin dolarmış.
Ben yeni neslin magazincisi olarak İlhami Gencer gibi çok değerli bir sanatçıyla daha önce tanışmadığım için utanç duydum. 75 yaşındaki bu insan tam 2500 şarkı söyleyebiliyor, durup dinlenmeden 8 saat piyano çalıyor, 45 dakika dans edebiliyor. Çince'den Japonca'ya kadar eğlendirici tarzda müzik yapıyor. Allah yaşlılığımı İlhami Gencer gibi nasip eylesin inşallah.
O gece çok keyifliydi Supper Club. İlhami Gencer'in yine aynı işi yapan müzisyen oğlu İlhan Gencer de oradaydı. Baba-oğul inanılmaz müzik yaptılar, müthiş şarkılar söylediler. Ben de piyanonun başında keyiften dört köşe oldum.
Hani birşeyi çok sever, bitince hemen bir daha olmasını istersiniz ya... Benim mesela Bunjee Jumping ve paraşütle atlamada olmuştu. Aşağıya inince ikinciyi atlamak için yerimde duramıyordum. İlhami Gencer'de de aynı şey oldu. Çok keyifliydi. En kısa zamanda tekrar, tekrar gideceğim.
Müziği ve şıklığıyla 1930, 1940'ların ruhunu yansıtan "Supper Club"da geceyarısı restoranı da var. Saat 21.00'de açılan ve yemek servisi 04.00'e kadar süren Supper Club'da çok farklı tadlar ve sürprizler var.
Deniz mahsulleri tabağı (22 milyon), işkembe çorbası (3 milyon), Turnedo (7,5 milyon), Q Pepper SteaQue (7,5 milyon), Julien Beef (6,5 milyon), Jumbo Karides tempura surpriz (7,5 milyon) ve "Q"uru fasulye (3 milyon)... Bildiğimiz kuru fasulye...
Çırağan Sarayı, Q Jazz ve Supper Club'u kesinlikle tavsiye ediyorum. Gidip görmeden asla karar vermeyin. Kalite, lezzet, müzik, eğlence hepsi var...
Bir de Mehmet Ali Açılmış'a ait olan Q Banas diye ayrı bir gece kulübü var. Kuruçeşme'de eski Sea House'un olduğu yer, şimdi Q Banas olmuş ve Leman Sam çıkıyormuş. Gecenin hükmü şehri kapladığında... Leman Sam melodileri başlıyormuş Q Banas'da... Haftada iki gece... Çarşamba ve Cuma... Gece yarısından sonra... Şehir susunca...
İnşallah bir dahaki sefere de Q Banas'a gidip, bakacağım...
Q-Supper Club Tel:0212-236 21 21