Sakıp Sabancı, son günlerde durup durup "Ben işçi Hacı Ömer'in oğluyum, nereden başladık, nerelere geldik, şükürler olsun" diyormuş. Basın ve Halka İlişkiler Müdürü Arzu Çekirge, Sakıp Bey'in son günlerde çok heyecanlı olduğunu söylüyor. Bu heyecanın sebebi Hat Koleksiyonu.
1998 yılında Amerika yolculuğuna çıkan ve New York'ta The Metropolitan Museum of Art, Los Angeles Sanat Müzesi'nde sergilendikten sonra bir dönem de içeriği Harvard Üniversitesi'nde ders olarak okutulan sergi Paris yolunda.
Resimlere olan düşkünlüğü herkesçe bilinen Sakıp Sabancı şimdi ilk Türk koleksiyonunu Fransa'daki dünyaca ünlü Louvre Müzesi'nde 14 Mart'tan itibaren sergileme heyecanını yaşıyor.
Aynı dönemde müzede Rambrandt'ın sergisi de açılıyor. Los Angeles'ta da Sabancı'nın sergisinden hemen önce Van Gogh sergisi açılmıştı ve Van Gogh'a rağmen müze dergisinin kapağı Sabancı koleksiyonuna ayrılması dikkat çekmişti.
Galası 14 Mart'ta yapılacak olan serginin açılışı için Sakıp Sabancı, Kültür Bakanı İstemihan Talay ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in yanısıra dostlarını da davet etti. Açılışa Fransa Cumhurbaşkanı Chirac da bekleniyor.
71 parça hat eserinin yanısıra 3 adet çok değerli Türk ressamının tablolarının yer aldığı koleksiyon için düzenlenecek olan gala gecesinde Akbank Oda Orkestrası da Şef Cem Mansur yönetiminde özel bir konser verecek. Konserde Fux'un "Yeniçeri Senfonisi"nin sunulacağı belirtiliyor. Amerika'daki sergi açılışlarında ise Osmanlı medeniyetinin müziğini tanıtmak üzere Mevleviler'i de yurtdışına götüren Sakıp Sabancı'yı kırmayarak açılışa gidecek olan işadamları arasında ise şu isimler yer alıyor: Asım Kocabıyık, Erdoğan Demirören, Ali Rıza Çarmıklı, Vitali Hakko, Enver Ören, Nezih Erdem, Çiğdem Simavi, Ayduk Koray, Çetin Yıldırımakın, İbrahim Kefeli, Mehmet Eyilik, Yılmaz Ulusoy ve Mehmet Gazioğlu.
Anlaşılan Sakıp Sabancı, Amerika'dan sonra kültür merkezi Paris'te de imzasını atmaya hazırlanıyor.
Bir de politikada vakit kaybetmeseydi...
Görünen o ki, rahmetli Turgut Özal'ın gözde bürokratı Cem Kozlu, 4 yılını verdiği politikada vakit kaybetmiş. Dünya içecek devi Coca Cola'nın 35 ülkeyi emanet ettiği Kozlu'nun Coca Cola'da başkanlığa oynaması hiç de hayal değil. Bugün şirketin başkan yardımcılığına en büyük aday gördüğü Kozlu, 1991 ile 1995 yıllarında milletvekilliği yapması nedeniyle yöneticiliğe ara vermeseymiş, bahsi geçen pozisyona belki de daha önce ulaşabilirmiş.
Kozlu 9 yıl önce atıldığı politikada, ANAP Genel Başkan Yardımcısı görevine kadar yükselmişti. Onu rahmetli Turgut Özal keşfetmişti. Kozlu'nun üstüne kitap yazdığı 'vizyon' kelimesi Özal'ın saatlerce konuşabileceği konuların başında gelirdi.
Amerika'da üniversiteyi şeref derecesiyle bitiren, en iyi üniversitelerden biri olan Stanford'ta yüksek lisans yapan ve Boğaziçi Üniversitesi'nden de doktora derecesi alan Kozlu, politikayı bırakırken kendisiyle yapılan bir ropörtajda şöyle demişti: "Politikaya atıldığıma pişman değilim. Derin Türkiye'yi tanıdım ama yöneticiliğimin siyasetçiliğimden daha iyi olduğuna inanıyorum."
Düşünce özgürlüğüne inanan demokrat bir insan olarak tanınan Kozlu, kuşkusuz devam etseydi politika adına bir kazanç sayılırdı ama siyasete verdiği 4 yılı onun özel sektördeki zirveye tırmanışını biraz geciktirdi gibi.
Kozlu bugün, eski parlamenter, bürokrat, üst düzey yönetici, araştırmacı yazar ve üniversite hocası olarak biliniyor. THY'nin Yönetim Kurulu Başkanı da olan Kozlu, çok verimli bulmadığı muhalefet milletvekilliği döneminde iki olmak üzere dört kitap yazdı. 'Türkiye Mucizesi için Vizyon Arayışları ve Asya Modelleri', 'Sogo Şoşo', 'Uluslararası Pazarlama' ve 'Kurumsal Kültür' adlı eserleri bulunan Kozlu neden politikadan vazgeçtiğini şöyle açıklamıştı:
"Çocuklarım için adaylığımı koymuyorum. Hayat gelip geçiyor. Onları gelişme çağında kaçırmak istemiyorum. İyi bir politikacı olmak için önümde zaman var. İyi bir baba olmak içinse az zamanım kaldı. İyi bir baba olamazsam iyi siyasetçi olamam. Kişisel bir tercih bu."
Kozlu, siyasete yeniden döner ve yükselir mi, bunu bilemeyiz. Ancak özel sektör yöneticiliğinde kısmen zaman kaybetmiş olsa da, kendisine dünya şirketinin tepe yönetimine giden yol açılmış durumda.