Fener diğer maçlara göre çok farklı. Bir kere çok koşuyor. Daha organize, ne yaptığını biliyor. Orta sahayı çok adamla almış. Takımın en iyi oyuncusu Ogün, hem savunmaya yardım ediyor, hem hücuma gidiyor. Birkaç pozisyonda topa iyi vuramadı ama sahanın en iyilerindendi.
Böyle morallenen F.Bahçe, rakibe çarpan iki topta iki gol buldu. Biri Moldovan ile biri de Boliç'le. Moldovan geldiğinden bu yana en iyi futbolunu oynuyor. Tabii bunda Ogün'ün forvete olan desteğinin önemli payı var.
O silik, yürümeyen Fener gitmiş, kazanmak için saldıran, orta sahada topu kaptırınca rakibe hemen bastırıp topu kazanmaya çalışan bir takım gelmiş. Uche'nin organizasyonu defansı toparlamış.
Dediğim gibi F.Bahçe çok daha farklı. Bunu 90 dakikaya yayabildiği zaman herşey daha iyi olacaktır. İyi niyetliler bir kere. Kötü oynayan yok takımda. Birçok da gol pozisyonu üretiliyor.
Orta saha elinden geldiğince topu kesip, çok çabuk ileri aktarmaya çalışıyor. Yana oynamayı bırakmışlar. Bundan önceleri de golü buluyordu Fener, ama topu beceremiyordu. Şimdi güzel oynamayı eklemişler. Futbolcular birbirleriyle yardımlaşıyor. İki tane şanslı gol buldu Fener, ama çok sayıda da pozisyona girdi. Önceden 18'e giremiyordu.
Beşiktaş da mücadele etti, en az Fener kadar... Ama 18 üzerinde topu kaleye vuracak adamları yok. Fener savunmacıları, rakibin yüzünü kaleye döndürmedi. Bu da Beşiktaş'ı sıkıntıya soktu. F.Bahçe'de özlenen oyun buydu.
Sahanın en sinirli iki oyuncusu, birisi Fenerli Alpay, diğeri Beşiktaşlı Tayfur. Neden sinirliler, anlamak da mümkün değil... Ve biri atıldı. Bu arada Fener de bir gol yedi. Morali bozuldu, bir de Alpay atılınca, tüm düzeni bozuldu. Fener daha sonra yine toparlandı. Demek ki bu güç var.