GÜL Göktepe, Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi Teknik Koordinatörü. İkitelli'de geçen yıl meydana gelen nükleer sızıntı sırasında kendisiyle sık sık görüştük. Verdiği genel teknik bilgilerden, "toplumsal güvenlik kültürü" konusundaki açıklamalarından çok yararlandık. Sayın Göktepe bir bilim kadını olmasının yanısıra, çok dikkatli bir çevre gözlemcisi. Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu üyesi olarak, önemli uluslararası çevre projelerinin yöneticiliğini de yapıyor. Göktepe, Florya'da yaşıyor. Son tanker kazasının ardından, yaşadığı çevreyle ilgili gözlemlerini bir mektupla bize de iletti. Florya'nın tarihsel önemi, doğal güzellikleri, ortalama refah düzeyinin üstündeki İstanbullular'a hitap eden kulüpleri, sosyal tesisleri, restoranlarıyla "prestij bölgesi" etiketi taşıdığına dikkat çeken Göktepe, madalyonun bir de öteki yüzünü çeviriyor:
"BU bölgenin hemen her noktasında cam kumbaraları var. Pek dolmuyor. Tren yolunun kenarından aşağı atılan çöplere kimse aldırmıyor. Tarihi köşkle son yıllarda ilgilenen oldu mu? Menekşe kıyılarından sadece seyyar balık-ekmekçiler kovuldu. Açık lağımı kapatacak şekilde kayalar yığılarak dolgu yapıldı. Dolgu ile yol arasına çirkin metal bariyer konuldu. Kıyılara kesin taşlar dolduruldu. Kıyı katliamının en son örneği Menekşe ve Küçükçekmece Gölü iç kumsalında sergilendi. Deniz ve göllerde yaşam sıfır ila 20 metrede oluşur. Doğal kumsallar, falezler, koylar dolgu yapıldığında, lağımlar da boşaltıldığında canlı yaşam yok olmaya başlar. Bu darbe zaten Menekşe kıyılarına çoktan vurulmuştu. Nedense birdenbire mazot yayılmasıyla ölen kuşlara acımaya başladık.
Her zaman olduğu gibi herkes suçlu arıyor. Suçlu da gözümüzün önünde duran yarım tanker. Ama gelin bu sefer olsun daha sorumlu davranalım, gerçek suçluyu kendi vicdanımızı da sorgulayarak arayalım."
SAYIN Göktepe'nin gözlem ve saptamalarını iletmeyi yarın da sürdüreceğiz.