Başbakan Bülent Ecevit, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedefini açıkladı: "En geç 2004." Ecevit, hükümetin son 6.5 ayda gösterdiği kararlı, tutarlı ve hızlı tavrını önümüzdeki dönemde de sürdüreceğini açıkladı
MHP'nin idam cezasının kalkmasına karşı tavrının kendisini endişelendirdiğini belirten Ecevit, bu hassas dönemde duyguları tahrik edici konuşmalardan kaçınılması gerektiğini söyledi. 15 yıldır uygulanmayan infazlara tepki göstermeyen toplumun idam cezasına karşı olduğunun ortaya çıktığını söyleyen Ecevit "Ordu da müspet veya menfi konuma girmemeye özen gösteriyor. Askerlerin tavrı çok demokratik" dedi.
Ecevit; AB, idam cezası, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Af Yasası ve hükümetin ömrü konusundaki soruları şöyle yanıtladı:
* 6.5 ayda çok önemli işler yapıldı. Türkiye'nin önünü açmaya yönelik çok sayıda yasal düzenleme gerçekleştirildi.
- 100'e yakın yasa çıkarttık. 6.5 ayda 2 bütçe yaptık. Hem 1999 bütçesi, hem de şimdi görüşülmekte olan 2000 yılı bütçesi. Hiçbir şey hızımızı kesemedi. Deprem felaketleri bile.
* 6.5 ayda böyle hızlı davranılmasıydı, yine de Helsinki'den Türkiye lehine karar çıkar mıydı?
- Hayır çıkmazdı. Hükümetin kararlılığı, tutarlılığı ve hızı Avrupa'da hayranlık uyandırdı. Tabii Meclis'in de buna katkısı oldu. Muhalefetin uzlaşı ortamı içinde çalışması bize yardımcı oldu. Meclis'in yüksek performansı bundan sonra yapılması gerekenler konusunda AB'ye güvence verdi.
* Önceki gün AB'ye uyum konusunda önümüzdeki 2-3 ay içinde önemli adımlar atılacağını söylediniz. Hükümetin hızı devam edecek mi?
- Önce uluslararası tahkim konusunda uyum yasaları çıkması gerekiyor. Önümüzdeki günlerde bu çıkacak. Ondan sonra daha ayrıntılı bir yasa gerekiyor. Onu da yılbaşından hemen sonra çıkartacağız.
* Tahkim için bir yasa daha mı gerekiyor?
- Teknik ayrıntılara ilişkin bir düzenleme daha yapılması gerekiyor. Önümüzdeki 2-3 aya dönersek, Türk Ceza Kanunu gündemde, Medeni Kanun gündemde. Tarım Reformu üzerinde çalışıyoruz. Nüfusun yarıya yakınını çiftçiler, köylüler oluşturuyor. Tarım kesiminde büyük sorunlar var. Hem ekonomiyi, hem çiftçiyi rahatlatacak şekilde bir reform yapmamız gerekiyor. Biliyorsunuz bizim bir köy-kent projemiz vardı. Uzun zaman hafife alındı. Şimdi 'Keşke daha önce yapılsaydı' deniyor. MHP'nin de buna benzer bir tarım-kent modeli var. Bu konuda da Tarım ve Köyişleri Bakanlığı çalışıyor.
* Hükümetin AB mevzuatına uyum için çalışması var mı?
- Üzerinde çalışıyoruz.Türkiye son yıllarda zaten pazar ekonomisine büyük uyum sağladı. Ama yeteri kadar sosyal adalet sağlanamadı. Bu eksikliklerimizi gidermemiz gerekiyor. İnsan hakları bakımından uyum konusunda herhangi bir zorluk çekeceğimizi sanmıyorum. Ekonomide çok önemli kararlar aldık. Enflasyonu 3 yıl içinde tek haneli rakamlara çekmeyi hedefliyoruz. Borsa rekorlar kırıyor. Faiz, bugün yüzde 44'lere kadar gerilemiş.
* Ekonomide de hedeflere ulaşılırsa, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği ne zaman gerçekleşir?
- Avrupa'da bizim tam üyeliğimizden rahatsız olanlar da var. Örneğin Almanya ve Fransa'daki muhafazakarlar. Bunların umudu şu: Türkiye nasıl olsa gerekli koşulları yerine getiremez ve tam üyelik gerçekleşmez. Bu umutları, bu beklentileri kırmamız gerekiyor. 3-4 yıl içinde bu şartları yerine getirebiliriz. Toplumdaki dinamizm ve yönelişler de bunun bir hayal olmadığını gösteriyor.
* Avrupa'da tam üyelik için 15-20 yıl konuşuluyor. Siz 3-4 yıl diyorsunuz. Tam üyelikteki hedef 2004 yılı mı?
- Bence gerçekçi olur. Hatta daha erken bile gerçekleşmesi için elimizden geleni yapacağız. 2004'ten daha erken hedefe ulaşabilme şansını da açık tutuyorum.
* AB için en önemli engellerden biri idam cezası. Bu konuda uyum olmadığı anlaşılıyor.
- AİHM kararının beklenmesi konusunda bir sorun yok.
* İdam cezasının kaldırılması konusunda uyum var mı? Sayın Bahçeli Meclis'te tavrını çok net ortaya koydu..
- Bu beni de kaygılandırıyor, düşündürüyor. Üst düzeyde devlet yönetimini paylaşanlar dünya gerçeklerini daha iyi değerlendirebiliyorlar. Tabii partilerin tabanlarından reaksiyon gelebiliyor. Onun için şu anda iyimser ya da kötümser bir şey söyleyemiyorum. Biz DSP olarak çok rahatız. Baştan beri idama karşıyız. İdam cezası nedeniyle Susurluk gibi olayları çözemiyoruz. Çakıcı olayında görüldü bu. Çakıcı gibi kimselerden alınabilecek çok önemli bilgiler var. İdam varoldukça bu bilgilere ulaşmak mümkün değil..
* İdam cezasının kaldırılmasına toplumun bakışı nasıl?
- Açıkça ifade etmese bile toplum artık idama karşı. Uzun yıllardır Meclis'te ele alınmış idam kararı yok. Buna reaksiyon gelmiyor. Demek ki toplumda idam karşıtlığı var.
* MHP çizgisini sürdürürse bir hükümet krizi olabilir mi?
- Olumsuz olasılıklar hakkında bir şey söylemek istemiyorum.
* Ordu'nun tavrı nedir?
- Ordu gayet demokratik davranıyor. 15 yıldır PKK'yla savaşan TSK bu konuda menfi ya da müsbet bir konuma girmemeye özen gösteriyor. Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu, geçen gün kararın Meclis'e ait olduğu anlamına gelen bir demeç verdi. Bu çok demokratik bir yaklaşım.
* Çakıcı olayına dönersek. Adalet Bakanı ile İçişleri Bakanı arasında yöntem konusunda bir anlaşmazlık var. Bu konuda bilgi aldınız mı?
- Henüz fırsatım olmadı. Kendileriyle görüşeceğim. TCK değişirken soruşturmalarla ilgili de değişiklikler yapılacak. Soruşturmaların daha etkin olması için. Ama dediğim gibi idam cezası olmasaydı, bu tartışmalar da olmayacaktı.
*AB'ye aday üyeliğini kabul ederken Kıbrıs ve Ege konusunda Türkiye'nin kaybı oldu mu?
- Hayır kesinlikle.
* Ege sorunu Lahey'e gerek kalmadan çözülebilir mi?
- Yunanistan Ege'de sadece kıta sahanlığı sorunu olduğuunu, bunun da Lahey'de çözülmesi gerektiğini söylüyor. Halbuki Ege'de birden çok sorun var. Bunların tümünün diyalog yoluyla çözülmesi gerekir. Lahey'e gerek kalmadan diyalog yoluyla sorunları çözebiliriz. 2004'e kadar beklemeye de gerek yok.
*Af yeniden gündeme gelecek mi?
- Evet. Affı tamamen ortadan kaldırmak sözkonusu değil.
Demirel'le ikinci kez
* Yılmaz, Sayın Demirel'in görev süresinin 3 yıl uzatılmasından yana. Sizin görüşünüz nedir?
- Sayın Cumhurbaşkanı'na yeniden seçime girme imkanı tanıyan yöntem de, görev süresinin uzatılmasını öngören yöntem de Anayasa değişikliği gerektiriyor. Biz bu konuyu Türkiye'de ilk defa gündeme getirirken, bir Anayasa değişikliği yapılmasını ve yeni bir seçime gidilmesini önermiştik. Zaten Sayın Demirel ancak ikinci kez seçime girme şartıyla bu görevi kabul ediyor.
Hükümet 3 yıl daha kalmalı
* Bu hükümet ne kadar gider? Program süresince iktidarda kalır mı?
- Hükümet bu program süresince iktidarda kalmaya siyasal açıdan mecbur. Çünkü zorunlu olarak toplumun geniş kesimlerini rahatsız edici önlemler alınıyor, alınacak. Kararlılığımızı sürdürürsek Türkiye 2-3 yıl sonra rahatlayacak. Hükümetin sürmesi hem Türkiye açısından hem de koalisyon ortakları açısından bir zorunluluk.