|
Adalet'in Çakıcı atağı
Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile yaşadığı kavgada "Alaattin Çakıcı'nın emniyette kaldığı 7 saatlik sürede sorgulandığına ilişkin ifadesini" aldırarak bir adım öne geçti
ANKARA - DSP'li Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'le, ANAP'lı İçişleri Bakanı Saadettin Tantan arasındaki kavganın yargı kanadı, Alaattin Çakıcı'dan dün sürpriz şekilde ifade aldı. Ancak bu, ifade almaktan çok, Adalet Bakanlığı'nın Emniyete karşı belge imzalatması şeklinde oldu. Çünkü Çakıcı'nın, Kartal Cezaevi Savcısı Ali İhsan Boran'a verdiği ifadede, suçlandığı olaylar ve bağlantıları hiç yer almadı. Türkiye'ye getirildiği gün Emniyet'te kaldığı 7 saat süresince sorgulandığını öne süren Çakıcı'nın yarım sayfalık yazılı ifadesini SABAH ele geçirdi. İfade, İstanbul DGM Başsavcılığı'nın Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği talimat yazısı üzerine alındı. DGM Başsavcılığı, Çakıcı'nın polis tarafından sorgulandığına ilişkin basında yer alan haberleri hatırlattı ve bu iddianın Çakıcı'dan sorulmasını istedi. Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı da Çakıcı'nın ifadesinin alınması için Kartal Cezaevi Savcısı Ali İhsan Boran'ı görevlendirdi.
SORGU TUTANAĞI
DSP'li Adalet Bakanı Türk'le, ANAP'lı İçişleri Bakanı Tantan arasında yaşanan kavgayı, yepyeni bir boyuta taşıyan Alaattin Çakıcı imzalı ifade metni şöyle:
"Beyan sahibi: Alaattin Çakıcı Ali oğlu Şakire'den olma 1953 Trabzon-Arsin-Fındıklı köyü nüfusuna kayıtlı olup halen Kartal Özel Tip Cezaevi'nde tutuklu olarak bulunmaktadır.
İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 20.12.1999 tarihli yazısı okundu, beyanı soruldu:
Ben Fransa'dan iademe müteakip emniyetçe götürülmüş olduğum, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nde yaklaşık 7 saat kadar kaldım. Bu süre içerisinde bir odada organize polis şube müdürü yardımcıları olduğu halde konuştuk. Bu konuşma yasal bir sorgudan ziyade sohbet havasında geçti. Odanın normalden fazla aydınlatılmış olması ve değişik bir nitelikte bulunması, konuşmaların akışı bana odada gizli kamera olduğu intibaını verdi. Bunu da son zamanlarda anladım. Sohbetin, daha doğrusu soruların genel konusu mafya dünyası ve bana yöneltilen suçlamalarla ilgili sorulardı. Sohbet daha çok soru cevap şeklinde sürüyordu.
"BASKI GÖRDÜM"
Bazı sordukları konularda verdiğim cevapları kabul etmiyerek psikolojik olarak etkileyip onların istediği şekilde konuşmamı sağladılar. Onun haricinde ben 16 aydır psikolojik işkence görmüş olmanın ve yalnız kalmış olmanın bunaltısı içindeydim. Bu sorgulamada bundan da faydalandılar. Açıkca belli etmeseler de yaptıkları çapraz sorgulama niteliğinde bir uygulama idi. Benim bu konuda ayrıca söyleyeceğim, ülkeye gelirken emniyette öldürülebileceğim endişem vardı. Bu tür şeyler daha önce de olmuş olduğundan, daha doğrusu ölüm vakaları daha önceden meydana geldiğinden endişem vardı. Fakat herhangi bir baskı görmedim ve dayak söz konusu olmadı. Psikolojik olarak baskı gördüm, dedi. Beyanı okundu beyanın doğruluğunu imzasıyla tasdik etti. 20.12.1999."
Yılmaz: İade işlemleri konusunda kuşkum var
ANAP Genel Başkanı Yılmaz, bir gazetecinin Alaattin Çakıcı'nın ifadesinin alınması konusunda İçişleri Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı arasında ortaya çıkan sorunu, "iki bakanlığın da titizliğinden kaynaklanan ihtilaf" olarak değerlendirdi. Yılmaz "İçişleri Bakanlığımız iade meselesinden bağımsız olarak, daha önce açılmış olan dosyalarla ilgili olarak kendi görev alanı içerisinde gayet tabii soruşturma yapma arzusundadır. Bunu da doğal karşılıyorum. Adalet Bakanlığı'nın bu iade işlemlerini en iyi şekilde yürüttüğü konusunda benim de ciddi kuşkum var. Bunu Sayın Adalet Bakanı'na da ilettim. Ama netice olarak iki bakanlığın da görev titizliğinden kaynaklanan ihtilaf söz konusudur. Fazla büyütülmemesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.
"Çakıcı kavgası"nın perde arkası
ANKARA - İçişleri ile Adalet Bakanlıkları arasında başlayan "sorgu" kavgasının gizli belgeleri ortaya çıktı. Belgelere göre DGM Temmuz ayında Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yazı göndererek, yurt dışında bulunan Nesim Malki cinayetiyle ilgili sanıkların Türkiye'ye getirilmesi durumunda "DGM'nin talimatı doğrultusunda" hareket edilmesini istedi. Emniyet Genel Müdürlüğü Alaattin Çakıcı'nın Türkiye'ye getirileceği 13 Aralık günü sabahı DGM'nin talimatı gereğince iki yazı hazırlandı. Yazılar DGM Savcılığı ile Çakıcı'nın getirileceği Atatürk Havaalanı'nın görev alanına girmesi nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Ancak bu yazılara gün içinde herhangi bir yazılı cevap gelmedi. Çakıcı'nın gece İstanbul'a getirilmesini izleyen saatlerde ise sadece Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan "şifahi" talimat geldi. Türkiye'ye iade edilen Çakıcı'nın hem Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi'ne hem de Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu hatırlatılarak, polisin görevinin bittiği belirtildi ve Çakıcı'nın mesai saati başlar başlamaz Bakırköy Adliyesi'ne sevk edilmesi istendi. Aylar öncesinden ne yapılacağı konusunda DGM'den talimat alınmasını isteyen DGM Savcılığı ise Çakıcı'nın İstanbul'a getirilmesinden sonra da yazılı ya da sözlü bir talimat vermedi.
Ünsal ERGEL
|
Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|