kapat

19.12.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
microbanner
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Pazar Neşesi

Pazar neşemiz Süleyman Çavuşoğlu'ndan..

Cennette tek başına canı çok sıkılan Havva, Yüce Tanrı ile konuşmak istediğini söylemiş.

"Yüce Tanrım" demiş Havva, "Bir problemim var."

"Problem nedir Havva?"

"Beni ve böylesine güzel bir yerde yarattığın için sana minnettarım, ama yine de mutlu değilim."

"Nedir problemin?."

"Çok sıkılıyorum" demiş Havva, "yalnızlıktan."

"O halde senin için bir 'erkek' yaratayım."

"Erkek mi? Erkek ne demek?"

"Erkek saldırgan, egosu yüksek olan ve sadece kendini düşünen bir yaratıktır. Seni dinlemez, zaman zaman sana değer bile vermez.

Kısacası başına birçok dert açar."

"Yaaa!."

"Ama senden fizik olarak daha iridir, seni korur, senin için avlanır..

..senin için kendini tehlikeye atmaktan çekinmez."

Havva biraz düşünmüş..

"Fena değil, kulağa hoş geliyor" demiş.

"Ama bir şartım var" demiş, Yüce Tanrı..

"Nedir o?" diye sormuş Havva.

"Onun senden önce yaratıldığına inanmasına izin vermelisin.."

Eğer..

..bir caddeye, bir alana, bir parka adınızın verilmesi mümkün olsaydı, hangisini, hangi şehirde isterdiniz, adını tam olarak ne koyardınız?.

..bugün yaşayan birisi, kendisine öğüt vermenizi istese, bunun kim olmasını isterdiniz.

..güneşin bilinen gezegenlerinden birine seyahat fırsatınız olsaydı, hangisini seçerdiniz, niçin?.

Bir köpek sevgisi şiiri..

Harikulade keyifli, harikulade duygulu bir oyun, Sylvia!.. Amerika, köpek sevgisinin doruklara ulaştığı bir ülkedir.. 3 milyar dolar köpek mamalarına harcanır yılda bu ülkede.. Köpeklerin kozmetikleri dahil, yıllık Amerikan bütçesi içindeki yerleri 10 milyar doları bulur.. Kaç lira mı?.. 55 yazın, yanına 14 sıfır koyun, sonra okuyun artık..

Bu ülke kadar köpek kitabı yazılan yer yoktur dünyada.. Belgesel olarak.. Roman olarak.. Köpek filmleri (Lassiler), köpek dizileri (Run Joe Run) hep ayni konuyu işler.. Köpek sevgisi..

Bu ülke insanı evdeki köpeğin, hem çocukların yetişmesinde, hem de ev halkının kendini daha mutlu hissetmesindeki yerini bilir ve bu sevgiyi ayakta tutmak ve yaymak için herşeyi yapar..

Sylvia, köpek sevgisini işleyen, benim seyrettiğim ilk tiyatro oyunu..

Ve de bir harika..

Gerçekten bir harika..

Mutlak ama, mutlak görülmeli..

Oyunun çok şirin bir çıkış noktası var.. Köpekleri olanlar bilirler.. O şirin hayvan çoğu zaman öylesine konuşur gibidir ki sizinle.. Birşeyler anlatmak istediğini öylesine hisseder ve merak edersiniz ki, "Konuşsa acaba ne derdi" dersiniz.. Sonra bir içsel diyalog başlar.. Köpek konuşur içinizden, siz yanıt verirsiniz..

Gurney bunu yakalamış işte.. İç konuşmaları dışa çevirmiş.. Köpeği konuşturmuş.. Yani, konuşsa nasıl konuşurdu diye..

Köpeği konuşturmuş da.. Oyunu nasıl olacak bunun.. Film olsa kolay.. Konuşan katır gibi, konuşan köpek.. Ama oyun.. Nerden bulacaksınız rol yapan ve konuşan köpeği..

Bir insana oynatmış, Sylvia'yı.. Köpeğin adı bu.. Böylece bir taşla iki kuş vurmuş.. Bir yandan iç konuşmaları dışa çevirme imkanı yaratmış.. İkincisi, evdeki köpeğin, aslında nasıl ailenin bir ferdi olduğunun altını çizmiş..

Böyle bir köpekle tam 12 yıl birlikte yaşadığım için Sylvia'yı çok iyi hissettim izlerken.. Öyle hissediyorum ki, Cim Bom'la yaşadığımız günlerden bahsetmenin zamanı geldi.. Bu sıralarda yazacağım..

Metin ve Nevra, çocuklarını yatılı üniversiteye yollayıp, 25 yıl sonra başbaşa kalmış bir çift. Metin işinde de mutsuz. Bir gün eve dönerken parkta kucağına zıplayan bir kaniş kırmasını alır eve getirir karısının tepkisi ile karşılaşır.. Oyun başlar..

Ama ne başlar..

İnci Türkay diye ilk defa izlediğim bir genç kız var. Devlet Tiyatrosundan bu oyun için ödünç alınmış..

Muhteşem.. Son yıllarda izlediğim en harika genç oyuncu.. Dünyanın en zor rollerinden birini oynuyor, ama ne olağanüstü, ne doyulmaz, ne şirin oynuyor..

Metin ve Nevra gibi tiyatronun kurdu, bu ülkenin yetiştirdiği en büyük sanatçılardan ikisi ile ayni sahneyi paylaşırken hiç yabancılık çekmeyeceksin.. Dahası..

Bu iki ustadan zaman zaman sahne çalacak kadar zirveye vuracaksın..

Bravo İnci..
Onu nasıl gururla, nasıl keyifle izledim bilemezsiniz.

Metin ve Nevra Serezli'ye yazacak şey bulamıyorum.. Tiyatroya adanmış bu iki usta hayat, en usta oyunlarından birini daha veriyorlar..

Ve minik rollerde üç genç.. Yunus Güner, Metin Arslan ve Tiraje Başaran da çok çok iyiler..

Gencay Hanım (Gürün) oyunu harika sahnelemiş. Herşey yerli yerinde.. Herşey dozunda.. Gülerken de.. Duygular içinde gözleriniz dolarken de, sahnede "Tiyatro"nun disiplini asla bozulmuyor. Zorlama, istismar yok.

Semra Karamürsel'in türkçesi genelde iyi.. Ama bizde edebiyat hocaları "mecaz ve uyak" demez mesela.. Mecaz diyen, ötekine de kafiye der..

Bir alkış, daha perde açılırken insanı çarpan New York dekorunu yapan Nilgün Gürkan'a..

Tabii bir teşekkür de, ekonomik sebeblerle nerdeyse yokolma tehlikesi geçiren tiyatroya destek olan Efes Pilsen'e..

Ama yetmez.. Sizler de destek olmalısınız.. Giderek..

Hem harika saatler geçirecek, hem de sanat anıtına bir tuğla da siz koyacaksınız..

Daha ne duruyorsunuz ki..

Sylvia, gerçekten pırıl pırıl bir tiyatro salonunda, Profilo Alışveriş Merkezi içinde, perşembeden pazara kadar oynuyor. Cumartesi, pazar matineler de var. 0 212 216 40 70'i ararsanız, telefonla da rezervasyon mümkün..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır