kapat

12.12.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Bilisim99
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Sevgi denen duygu
Çok kaypak bir alanı teşkil etmektedir. Başka bir ifade ile sevgi denen duygu, iki tarafı kesen bir bıçağı andırmaktadır

Sevgi insanı fazilete de götürür, rezilete de. Objesine göre sevgi, insana ya faydalıdır, ya da zararlı. Sevginin insan için bir redme oluşturması, yöneldiği objenin ne olduğuna bağlıdır. Yöneldiği objeye ne derecede yoğunlaştığı da önemlidir.

Yüce Allah, sevginin Allah'ın dışında bir objeye aşırı bir şekilde yoğunlaşmasını şu şekilde anlatmaktadır: "Süleyman peygamber şöyle dedi: Bu mal sevgisi beni Rabbime ibadet etmekten uzaklaştırdı." (Sad, 32)

Sevgi duygusu için "mala", bir objedir. İnsanın malını sevmesi doğladır. Doğal olmayan şey, o mal sevgisinin insanı Allah'ından uzaklaştırmış olmasıdır. Süleyman Peygamber bunu anlamış, Allah'ın dışındaki bir objeye yoğunlaşan sevginin kendisini zarara götürdüğünü fark etmiştir.

Mal sevgisi, insanı niçin Allah'ından uzaklaştırzsın? Yukarıda verdiğimiz ayette, "Rabbimi zikretmekten beni alıkoydu" ifadesi yeralmaktadır.

Mal kazanma sevgisi, insanı Allah'a ibadet yapmaktan uzaklaştırmadığı ölçüde meşru bir sevgidir. Allah'ı anmak, düşünmek ve O'na ibadet etmekten uzaklaştıran sevgi, dengeyi bozuyor demektir. Burada önemli olan, neyi ne kadar seveceğinin bilincinde olmaktır. Sevgi ile eğitimin arasındaki ilişkinin en önemli boyutu da burada ortaya çıkmaktadır. Yüce Allah, bu konuda şöyle buyuruyor: "İnsanların bir kısmı, ALlah'tan başkasını tanrı edinirler. O tanrılarını, Allah'ı sever gibi severler. İman eden insanların Allah'a olan sevgileri daha fazladır..." (Bakara, 165)

İmanın en önemli işlevlerinden biri, sevgiyi dengelemesi, yani neyi ne kadar seveceğini belirlemesidir. Demek ki, Müslümanlık bir bilinç işidir, başka bir ifadeyle neyi ne kadar seveceğinin bilincine sahip olan insanın sıfatıdır.

Demek ki, sevgi Allah'tan başkasına aşırı bir şekilde yoğunlaşırsa, şirki meydana getirmektedir. Allah'a inandığı halde bir insanın şirke nasıl düşeceğine de ışık tutan bu ayet, tanrı fikrinin temelinde sevginin olduğunu taşımaktadır. Önemli olan bir objenin, kutsallığa, kutsallıktan tanrılığa varan serüveninin altında sevgi duygusu yatmaktadır. Bir varlığa veya objeye beslenen aşırı sevgi onu kutsal hale getirmektedir. Kutsallık da onun öne geçirilip tanrı olarak kabullenilmesine neden olmaktadır. Aslında, sapık inanışların arka planında bilinç dışı kalan sevginin rolü olduğu gerçeği vardır. Bilinç dışında kalan sevgi, yöneleceği objeyi şaşırır; tıpkı hedefini şaşıran mermi gibi.

Netice olarak diyebiliriz ki, duygu eğitimi ile sevginin yöneleceği objeler ve bu objelere karşı sevginin yoğunluğu anlatılmalı ve bu eğitim hayata geçirilmelidir. Genel anlamda, duygu eğitiminin çekirdeğini sevgi oluşturmalıdır. İnsan sevgisi, kardeş sevgisi, vatan sevgisi, çocuk sevgisi, mal sevgisi gibi sevgiler, Allah sevgisinin önüne geçmemelidir.

BAYRAKTAR BAYRAKLI


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır