Son günlerde, YÖK Başkanı'nın görev süresini doldurduğu, yerine yenisinin seçileceğine dair haberler görmeye başladık. Bir kısım yazarımız Kemal Gürüz'ü desteklemekte, bir kısmı ise gitmesini istemekte... Belki de haddim değil ama bir ukalalık yapıp bu konuda benim de görüş bildirmemde fayda var. Çünkü onbinlerce öğrenci derdini, sıkıntısını, uğradığı haksızlıkları bana yazarak, benimle paylaşıyor ve benden umut ışığı bekliyorlar.
Farkındaysanız, zaman zaman şu YÖK'te olup biten çarpıklıkları kaleme alıyorum ve bütün açıklığı ile kamuoyuna yansıtıyorum. Eğer yöneticiler biraz duyarlı olsaydı, zaten "Biz bu işi yapamıyoruz" der, çekip giderlerdi. Ama nerede...
Bizimkiler sanki uhu ile koltuklarına yapıştırılmışcasına direndikçe direniyorlar. Adeta özel görev verilmiş bir askeri birlik gibi... Emir, kumanda silsilesi ile ve takım halinde bu işi yapmakta direnip, duruyorlar. Lafı gelmişken söyleyeyim; elimde öyle bir dosya var ki, bu köşeye yazamadığım olumsuzluklar, çarpıklıklar ve sahtekârlıklarla dolu... Bu dosyayı arzu eden partililere ve yetkililere her zaman takdim edebilirim. İş ki istesinler...
Şimdi size feyiz almaları, kültür sahibi olmaları, doktor, mühendis, hakim vb. gibi güzide meslek sahibi olabilmeleri için gençlerimizi gönderdiğimiz üniversitelerimizin halini anlatan bir misal vereceğim;
Manisa-Celal Bayar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünde okuyan ve ismi bende saklı olan bir öğrenci diyor ki; "Kanımca eğitim, öğretim ve insan hayatı bakımından önemli olan bir tespitimi bildirmek istiyorum. Ben İnşaat Mühendisliği bölümü öğrencisiyim. Şu anda bizim bölümün başkanlığını Prof. Tamer Yılmaz yapıyor. Kendisi ünlü bir Ziraat Mühendisidir. Ülkede kıyamet kopuyor, binalar yıkılıyor diye İnşaat Mühendislerinde suç aranıyor. YÖK ise, hayatını emanet ettiğimiz İnşaat Mühendislerini Ziraat Mühendislerinin öğretmenliği ile yetiştiriyor.
Evet çok acı... Ben betonarme öğrenmeliyim ki, sağlam binalar yapayım. Ama ne yazık ki, daha önce derslerimde yağış miktarı ve bitkilerden başka birşey öğrenemediğimiz bir Ziraat Mühendisi kendi alanında değil de, İnşaat Mühendisliğinde bölüm başkanlığı yapıyor.
Bizim fakültenin Dekanı da Ziraatçı, Bölüm Başkanı da Ziraatçı... Lütfen hoş görünüz ama ben hiçbir projenin altına imza atacak bilgiyi kendimde göremiyorum."
Hey hat!... Ne günlere kaldık yarabbi!... İnşaat Mühendisliği bölümünü, Ziraat Mühendislerine teslim eden bir YÖK ne menem bir kuruluştur?...
Başkanından tutun da hepsi bir alem!... Baba bu adamı tekrar üniversitelerin başına getirirse vebali büyük olacak...