CEMALETTİN GÜRSOY
Dünyaya nelerle karşılaşacağımızı bilemeden geliriz. Ellerinde olmadan dünyaya spastik olarak gelenler de öyle. Öyle olmak onların seçimi değildir. Ama onlara bizden olduklarını hatırlatmak ve bu yolda bir şeyler yapmak bizim seçimimiz olabilir.
Önce "Spastik kime denir?" sorusunu yanıtlayalım. Uzmanlara göre doğum sırasında veya doğumdan kısa bir süre sonra çeşitli nedenlerle (zor doğum, solunum gecikmesi, kan uyuşmazlığı, beyin damarlarında tıkanma veya kanama vb.) beynin hareketle ilgili bölümlerinde hasar meydana gelir. Buna tıp dilinde "Cerebral Palsy" denir. Özelliği ise hareketle ilgili bozukluktur, zeka çoğu zaman normaldir.
Spastiklerin geneli, beyinlerinin yüzde 75'ini kullanabiliyor.
Ünlü işadamı Sakıp Sabancı'nın oğlu Metin Sabancı adına yaptırdığı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Metin Sabancı Spastik Çocuklar ve Gençler Rehabilitasyon Eğitim ve Üretim Merkezi, spastiklerin bir arada yaşayıp iyi yetiştirilmelerini sağlamak amacıyla kurulmuş.
Modern bina
35 bin metrekarelik açık alan üzerinde, 8 bin metrekare kapalı alana sahip. Yapı son derece modern. Spastik Çocuklar Rehabilitasyon Merkezi'nden ziyade beş yıldızlı turistik dinlenme tesislerini andırıyor. Binadan içeri gerer girmez görevlilerin size gösterdikleri ilgi, şaşkınlığınıza tuz biber ekiyor.
Kısaca binanın güzellğini içerideki insanların sevgiyle yaklaşımı gölgede bırakmış. Demek ki, topluma hizmet etyeyi önce yürekte hissetmeniz gerek...
İşte devlet, özel sektör ve sivil toplum örgütlerinin birlikte başardığı güzellikler. Burada verilen eğitim ve uygulanan tedaviler spastiklere üretkenlik kazandırmış.
Tüm bu güzel olguların yaratıcısı ise Kurum Müdürü Tarık Bitlis. Tüm çalışanlarıyla tek tek ilgileniyor. Böyle bir çalışma ortamı tüm güzellikleri bünyesine toplamış. Bitlis, "Yaşam tarzının en önemli erdemi sürekliliktir. 15 yıldır aynı kurumda görev yapıyorum" diyor. İşte bu sereç güzellikleri doğuruyor.
Poşet (Galoş) üretimi
Atölyeye girdiğinizde bu kez spastiklerin çalışmalarıyla şaşkına dönüyorsunuz. Bunlardan birisi poşet (galoş) ve çöp torbası üretimi. Kâr amaçlı olmayan bu üretimin hedefi, spastiklerin üreterek özgüvenlerini bulmalarını sağlamak.
Bir diğer üretim alanı ise seramik. Bu alanda da spastikler tüm hünerlerini ortaya sermişler. Yaptıkları seramik ürünlerini atölyede sergileyip satıyorlar. Tüm bunları görünce onlara saygı duymamak olası mı?
Onlara bu becerileri kazandıran seramik öğretmeni Nil Türkmen, "Spastikler bedensel özürü fazla olanlardır.
Çamurla uğraşmak el becerilerini değiştirebiliyor. Çamur plastik bir olaydır. Şekil vermek çok kolaydır. Yani bozup yeniden yapabilirsiniz. En büyük özellik temas. Yani aracısız çalışma ortamı (resim yaparken fırça kullanmak gibi). Bu, onların rahatlamalarını ve el becerilerinin üst seviyelere gelmesini sağlar. Ayrıca onların tüm duygularını çamur üzerinde açığa vurmalarına yardımcı olur. Seramik öğretmenliğini, büyük bir keyif alarak yapıyorum. Çünkü beni aileden biri gibi gören yaklaşım tarzları, çalışma şevkimi körüklüyor" diyor.
Merkezde ayrıca çam fidanları da yetiştirilip satılmakta. Spastikleri toplumdan soyutlamayıp, onları topluma kazandırmak için bir şeyler yapmaya çalışan herkese teşekkürler.