CÜNEYT TOROS
Çağatay Pişkin Garanti Portföy yönetim şirketinin varlık yönetiminden sorumlu müdür yardımcısı. Bir başka değişle Pişkin, Garanti Grubu'nun fonlarını yöneten ekibin başında.
Kendisi ile sohbet ederken ilk sorumuz ne kadarlık fon yönettiğiydi. Cevap 250 milyon dolar oldu. Rakamın TL cinsinden karşılığı tam 130 trilyon. İnsanın duyunca kulaklarına inanamadığı kadar tasarrufa yön veren bir ekibin başında olmak Pişkin'in kendi yorumuyla kolay olmayan ancak zevkli bir iş.
ODTÜ İktisat'tan mezun olduktan sonra İstanbul'a gelen birçok borsacı ve bankacı gibi Pişkin de İstanbul'un dinamizmine kapılmış. Fon yönetiminin kendisine uygun bir iş olduğunu her fırsatta söylüyor. Pişkin'e bu kadar çok paranın nasıl yönetildiğini yatırım kararlarını nasıl aldığını soruyoruz. Cevabı kendisinden dinleyelim:
"Her sabah her bir fonun yöneticisinin bulunduğu bir toplantı yaparız. Biz Garanti Portföy Yönetimi'nde Garanti Bankası, Körfezbank, Osmanlı Bankası ve Garanti Menkul'ün fonlarını yönetiyoruz. Yani toplam fonumuz var. Bunların toplam büyüklüğü 250 milyon dolar kadar. Sabah toplantılarında o günkü stratejilerimizi belirleriz. Aslında bu bir ekip işi. Araştırma desteği alırız. Fon yöneticileri kendi fikirlerini söyler. Buna göre o günkü strateji belirleriz."
Birlerce kişinin Garanti Bankası, Körfezbank, Osmanlı Bankası şubelerinden satın aldıkları fonları yöneten ekibin başında olarak Pişkin'e stresli olup olmadığını sorduk. "Stres bu işin bir parçası" diyerek konuşmasına devam etti:
"Stresli olmamak mümkün değil. Ancak her bir fonun başta SPK tarafından belirlenen standartları var. Zaten nereye ne kadar yatırım yapılacağı biliniyor. Bunun dışında biz kurum olarak kendi kriterlerimizi koyuyoruz. Ancak bazen öyle agresif ve hareketli günler oluyor ki, o zaman kimi zaman limitler aşılıyor. Biz de müdahale ediyor. Pozisyonlar kapatılıyor. Ender de olsa böyle günler yaşanıyor."
"Bİzim temel amacımız müşterilerimizin tasarruflarını enflasyona ezdirmemek ve onlara reel getiri sağlamak. Bunu sağladığınız zaman kimse dönüp sizi aramaz. Ancak ne zaman biraz fon değerleri düşse müşteri hemen telefona sarılıp neler olduğunu sormaya başlar. Bu tabi ki doğal. Sorumluluğun bilincinde yatırım yapılırsa bir sorun çıkacağına inanmıyorum."
Son günlerde oldukça iyimser bir hava yakalayan piyasaların 2000'nda oldukça iyi bir dönem geçireceğine inandığını belirten Pişkin, endeksteki yükselişten daha çok piyasanın gelişmesinin önemli olduğunu söyledi. Pişkin Emeklilik fonlarıyla ilgili düzenlemelerin yapılması halinde sermaye piyasasının gerçekten gelişebileceğine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Bizim piyasamızında dünya ve Avrupa'daki borsaların seviyesine gelebilmesi için emeklilik fonlarının Türkiye'de hayata geçirilmesi şart. Bunun için çalışmalar sürüyor. Emeklilik fonlarıyla piyasanın kurumsal yatırımcı bacağı tamamlanmış olacak"