|
Üç Büyükler
G.Saray koşaradım gidiyor. Beşiktaş'la F.Bahçe de tekleye tekleye... Şampiyonluğa oynayan takım özellikle iç sahada yenilmeyecek. Antep çok iyi oynamasına rağmen, eğer Van'dan 3 gol yiyorsa, demek ki daha şampiyonluk kıvamında değil demektir. Küçüklerden Denizli şu anda istikrarlı gidiyor. Bakalım onlar nereye kadar dayanabilecekler?
G.Saray parasızlığa rağmen iyi gidiyor. Fatih, futbolcularını iyi tanıyor. Bakarak bile anlaşabiliyorlar. Bu onların avantajı. Yalnız iyi oynamasına rağmen, özellikle Ali Sami Yen'de iyi kapanıp ve çabuk hücuma kalkan bir takım karşısında G.Saray'ın işi ters gidebilir. Böyle bir takım, G.Saray karşısında 2 gol bulursa -bakın bir demiyorum, 2 gol- o zaman panik başlayabilir, sinirlenme olabilir ve kaybedebilirler. Eğer G.Saray'ı İstanbul'da yeneceksen, en az 2 gol atacaksın. Yoksa puan çıkaramazsın.
Fener'in defans modeli
Üç büyük takımımızın hakemler konusunda şansı var. İşte Antalya'da Sergen. Belki de oynamamanın verdiği sinirle anormal bir tepki göstererek Kamil'e dirseği yapıştırdı. İbrahim Aksoy'un gözü önünde. O da pozisyonu devam ettirdi. Bitime 5 dakika kala Fazlı'nın golü iptal edildi. TV'de ve basında fazla birşeyler yok. Küçüklerin canı çıksın. Türkiye'deki sistem bu. Yalnız sporda mı? Ekonomide de aynısı...
Zeman, ısrarla sistemi uygulamak istiyor. Bazı antrenörler böyledir. Ama dünyada bu tür bir olay yok. Elindeki malzemeye göre yemek yaparsın. Kerevizin varsa, buna uygun yemek yapmaya mecbursun. Kerevizden mercimek çorbası yapmaya kalkarsan, başarılı olma şansın yok.
Türk futbolcusu özellikle müdafaada garantili olmak istiyor. İşte Milli Takım modeli. Çift stoper, arkada libero. Ama aynı iki futbolcu Ogün ile Alpay F.Bahçe'de çok açık veriyorlar. Burada yalnız Zeman'ın suçu yok. Futbolcuların da suçu var. İlla çift santrhaf oynuyorsun diye, birisinin arkaya dönmeme kanunu da yok. Oturup, konuşup anlaşırlarsa bu sorunu çözerler. Hangisi adamla oynarsa, öteki arkasına geçecek. Ama bunu yapmıyorlar ve özellikle de pozisyonlardan sonra tartışıyorlar.
Beşiktaş hâlâ kulüp değil
Beşiktaş ayrı bir alem. Ali Eren sorunlarım var, hallolmazsa oynamam diyor. Bir kısım idareci de akıl almaz cümlelerle cevap veriyorlar. İş uzuyor, sonra da Süleyman Seba diyor ki, "Ben bu sorunları halledeceğim."
Sevgili Seba, şimdiye kadar bu sorunlar vardı da niye halletmediniz? Demek ki o zaman Ali Eren haklı. Bu iş ikinizin konuşmasına varana kadar menajer, hoca, antrenör aşamasında bitirilemiyorsa, idareci aşamasında bitirilemiyorsa ve sonu da Seba'ya kadar geliyorsa, siz hâlâ kulüp olamamışsınız. O zaman futbolcularınız hakkında da abuk-sabuk saçma sapan beyanatlar vermeyin.
Oturun oturduğunuz yerde. Uygulamalarınız ve davranışlarınızla daha evvel takımdan ayrılan futbolcuları da haklı çıkarıyorsunuz.
|
|
Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|