Avrupa bekleneni yaptı
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatları tarafından yapılan başvuruyu değerlendirmek üzere dün toplandı.
AİHM'nin 1. Dairesi'nde yapılan duruşmada, 10 yargıç terör örgütü başının idam cezasının geciktirilmesi için ihtiyati tedbir kararı aldı.
Bu mahkeme ilk kez idamla ilgili bir karar alıyor. Daha önce 39'uncu madde genellikle mülteci kararlarıyla ilgileniyordu.
Karara göre Avrupa Konseyi yargıçları, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde görüşülecek davası sona erene dek, Türkiye'de hakkında verilen idam cezasının uygulanmaması için Türkiye'den talepte bulunulması sonucuna vardı.
AİHM Birinci Dairesi'nin on yargıçtan oluşan mahkeme kurulunda bir de Türk yargıç bulunuyor. Türk yargıç Büyükelçi Rıza Türmen bu görevi kabul etmeden önce Avrupa Konseyi'nde Türkiye Daimi Temsilcisi görevini yürütüyordu. Gündemin yoğun olduğu mahkemede Öcalan dosyasına sıra ancak akşam üzeri geldi.
Kararda "AİHM, Abdullah Öcalan'ın başvurusunun kabul edilir olup olmadığını ve esasını sağlıklı biçimde inceleyebilmek amacıyla Türkiye'yi, cezanın infaz edilmemesi için tüm gerekli önlemleri almaya davet eder" denildi.
AİHM dünkü oturumda alınan kararı Ankara'ya iletecek, Daha sonra avukatlarınyaptığı başvurunun kabul edilir olup olmadığını inceleyecek. Normal prosedür uygulanırsa AİHM'de Öcalan davası ancak 1.5-2 yıl sonra sonuçlanabilecek.
DEMİREL'İN TEPKİSİ
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, AİHM'nin kararını değerlendirirken konunun muhatabının hükümet olduğunu söyledi. Başbakan Bülent Ecevit de gazetecilerin, "Hükümet bu karara uyacak mıdır?" şeklindeki sorularını, "Muhatab hükümettir. Hükümet toplanıp konuyu görüşmeden bir şey söyleyemem" diye yanıtladı. AİHM kararı 17.45 sıralarında Ankara'ya ulaştı Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik Başbakan Ecevit ile görüşerek bilgi sundu. Toplantıya Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'de katıldı.
Kritik oylamaya Türk yargıç da katıldı
ABDULLAH Öcalan'ın dava açmak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yaptığı müracaat, Türkiye'de iç hukuk yolları tükendiğinden artık resmileşti.
Strasburg Mahkemesi'nin mutfağını iyi bilen Öcalan'ın avukatı Hasip Kaplan'ın "idama karşı tedbir" isteği üzerine de dün 'ihtiyati tedbir' konulması kabul edildi. AİHM'deki oturumda 7 asıl, 3 de yedek yargıç vardı. Yargıçlardan biri de Büyükelçi Rıza Türmen'di.
AVRUPA'NIN KARARI
Davalarda mahkeme kompozisyonunu oluşturan hakimlerin entelektüel kimliği ve siyasi tercihi önemli rol oynuyor. Mahkeme'nin kadın başkanı İsveçli Elisabeth Palm, azınlık haklarına çok duyarlı bir hâkim. Mahkemenin diğer üyeleri arasında ise etnik konularda oldukça taraflı olan Slovanyalı, Letonyalı ve Moldovalı hâkimler var.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde alınan bu ara kararın oy birliği ile mi yoksa oy çokluğu ile mi alınacağı çok önemli idi. 7 hâkimin en az 4'ünün ihtiyati tedbir kararı alınmasını istemesi yeterli aslında. Ancak üyelerin tamamının karara katılması Avrupa'nın tek bir fikir etrafında birleştiğini göstermek açısından önemli.
Ayrıca davanın esastan görüşülmesi sırasında oy birliğiyle alınmış bir karar mahkemenin işini çok kolaylaştırır. Yani AİHM nihai kararlarında karşı oylar veya azınlık oyları fazla itibar görmez. Davadaki Türk Yargıç Rıza Türmen'in büyükelçi olması dolayısıyla daha önce bu konuda görüş bildirmiş olsaydı bu davaya bakmasına da itiraz edilebilirdi. O zaman, Türmen'in yerine Feyyaz Gölcüklü bakacaktı.
Bundan sonra ne olacak?
APO'NUN yakalanmasından hemen sonra AİHM'ne gönderilen dosya, Türkiye'deki iç yargı yollarının tükenmesi (Yargıtay'ca onanması) dolayısıyla AİHM'ce "kabul edilebilir" bulunup görüşülmeye açıldı.
Dosyanın aslı sadece 2 sayfa.
Bu sayfalarda Türkiye'nin İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin adil yargılanmayla ilgili altıncı maddesinin ihlal edildiği iddia ediliyor.
Ekinde ise delil amacıyla gazete kupürü, belge ve yazı var. Dava yedi yargıçtan oluşan Birinci Daire'de görüşülecek. Dün alınan "ihtiyati tedbir" kararı Türkiye'ye iletildikten sonra, AİHM davayı esastan görüşmeye başlayacak. 1 nolu Daire'de dosya trafiği olmadığından bekletilmeden ele alınacak. Ancak en iyimser tahminle 1.5-2 yıldan önce de dava sonuçlanmayacak.
İhtiyati tedbir kararı ise Öcalan davasının Türkiye'deki siyasi sürecini başlatmak için engel değil. Dosya TBMM'nin komisyonlarına gelebilir, genel kurula inebilir.
Türkiye'nin son kararı alması için AİHM'nin davasının sonuçlanmasını bekleyip beklemeyeceği siyasi bir tutumla belli olacak. Türkiye ya AİHM'in kararına uyacak ve Apo'nun cezasını idamdan müebbete çevirecek ya da uymayıp idam prosedürünü sonuna kadar işletecek.
Bu durumda da hem astronomik bir tazminat ödemeyi hem de AB üyeliğine veda etmeyi göze almış olacak.
Yargıtay Başkanı: Mahkeme kararına uymamız gerekir
ANKARA- "Ölüm cezaları infaz edilmeli mi, edilmemeli mi?", "Türkiye, İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına uymalı mı, uymamalı mı?" tartışmaları devam ederken, Yargıtay Başkanı Sami Selçuk ilginç açıklamalarda bulundu. İşin siyasi değil, hukuki boyutuyla ilgilendiğini kaydeden Selçuk, özetle şunları söyledi :
"SÖZLEŞMEYİ İMZALAMIŞIZ"
AVRUPA İnsan Hakları Sözleşmesi, 1954'ten beri tıpkı Medeni Kanun gibi, tıpkı Ceza Kanunu gibi Türk hukukunun bir parçasıdır. Kimileri içine sindiremese de bu böyledir... Sözleşme bugünkü Avrupa'nın Anayasa'sı durumundadır. Bu sözleşmeye uyulup uyulmadığını her devlet denetleme hakkına sahiptir. Biz Fransa'da denetleme yapabiliriz, onlar Türkiye'yi denetler. Bunu kabul etmişiz. Türkiye Batı'ya doğru yürümüş ve bunu kabul etmiş. Bence doğru yapmış.
TÜRK hukukunda çok önemli bir hüküm var. Uluslararası sözleşmeler kanun niteliğinde sayılıyor ve bu sözleşmelerin Anayasa'ya aykırılığı iddia edilemiyor. Ayrıca, benim yaptığım incelemeye göre Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Anayasamızın üstünde bir metin olarak görünüyor.
"İDAM YAPMIYORUZ DEDİK"
1991 yılında İlkay davası nedeniyle AİHM'ye bir cevap gönderdi Türkiye. Bu cevabında 1984 yılından beri ölüm cezasının uygulanmadığını söyledi. Eğer ölüm cezalarıyla ilgili AİHM'ne bir başvuru yapılırsa ve Mahkeme, (Bu cezayı uygulamayın) derse, Türkiye bunu uygulayamaz. Devlet ciddiyet ister.
Avukat Çağlar: Soruna popülist yaklaşılmamalıdır
İSTANBUL Üniversitesi öğretim üyesi ve AİHM Hükümet eski Ajanı Bakır Çağlar da tıpkı Sami Selçuk gibi Mahkeme'nin aldığı karara mutlaka uyulması gerektiğini savundu. Çağlar'ın görüşleri şöyle:
"ARA KARAR VAR"
AİHM'nde açılan davanın sonuçlarına taraflar, yani Türk Hükümeti ve Abdullah Öcalan uymak zorundadır. Türkiye ile ilgili davalarda da dün alınan ara karar ilk değildir. Daha önce Apo ile ilgili alınan iki ara karar daha vardır. Birincisi, Öcalan'ın yakalanmasının hemen sonrasında, avukatları 17 Şubat'da İnsan Hakları Mahkemesine müracaat ettiler ve 23 Şubat'ta mahkeme de Türk Hükümeti'nden bilgi istedi. İkincisi ise Apo'nun avukatlarının 3 Mart tarihli müracaatıyla ilgilidir.
"BEYANIMIZ VAR"
Hukuki süreç artık bitmiş ve siyasi süreç başlamıştır. Öcalan'ın idam kararının infaz edilip edilmemesi konusu TBMM'de görüşülürken göz önünde bulundurulması gereken daha önce alınmış iki karar vardır. Birincisi İnsan Hakları Avrupa Komisyonu'nun 1994 yılında İlkay Çınar Davası'nda aldığı karardır. Bu kararla idamın infaz edilmediği teyit edilmiştir. İkincisi ise Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi Komisyonu'nun Türkiye'nin Apo'nun iadesi talebi üzerine verdiği karardır.
|