DESENLERİN ÖYKÜSÜ...
Rivayet o ki, Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi Hürrem Sultan, kızı Mihrimah'ı dünyaya getirirken üzerinde enginar motifli bir kaftan varmış. Bir örneği Londra'daki Victoria ve Albert Müzesi'nde de olan bu kumaş şimdi top top Vakko'nun raflarında... Adı da, tabii "Mihrimah".

Mihrimah'ın annesi Hürrem Sultan'ın ismi, Sultan'ın türbesinden getirilen çatmadan stilize edilen dikey dalgalı dallara verilmiş.

Ayşegül Nadir'in Osmanlı Sultanı giysileriyle verdiği o ünlü fotoğrafta arkadaki karanfil desenli Osmanlı yastığı da Vakko'ya ilham vermiş. Aynı desende dokudukları kumaşa ise Ayşegül ismi pek modern kaçacağından "Ayşe Sultan" takmışlar.

GÜLRİZ VE SERFİRAZ
Günün birinde Gülriz Sururi alışverişe gelmiş ve 14. yüzyıl İznik seramiklerinde görülen sarı, kırmızı karanfilli, yeşil yapraklı bir perdeliğe bayılmış, metre metre almış. İşte bu şantung da şimdi Gülriz ismi ile satılıyor.

Türkiye'nin Katar Büyükelçisi'nin eşi Serfiraz Ergun (kendimden söz ediyorum), Doha'daki Büyükelçiliği yeniden tefriş ederken Vitali Hakko kendisine seçtiği bütün Osmanlı kumaşlarını armağan etmiş, O da Körfez'deki bu sevimli ülkeye gelen bütün yabancı konuklara, diplomatlara, Araplar'a "İşte bunlar bizim kumaşlar, bizim desenler," diyormuş. Vakko da ipek kadife üzerine altın baskı karanfillerle süslü bu desene "Serfiraz" ismini takmış.