Clinton ve oral ofis gönüllüleri

Siz ne düşündünüz bilmiyorum ama çevremdeki kadınlara şöyle bir baktım. Hepsinin ağzı kulaklarında... Birden deprem meprem, fay hattı may hattı devreden çıktı. Paranoyaların yerini fantaziler almaya başladı.

Öyle ya, efsanevi lider Clinton Beyaz Saray'daki OVAL OFİS'den çıkıp bizim kadınlarımızın bile elle tutabileceği bir yakınlığa, BİZE gelmişti.

"Yahu hakkaten ne kadar karizmatik bir adammış", "Bu kadar da yakışıklı beklemiyordum", "Ne sıcak insan, sanki bizden biri" türünden cümleler ve fotoğraflarda izlediğimiz kadın tezahüratı benim kadınlar konusunda aylardır söylediklerimi ne kadar doğruluyor değil mi?

***

Şu Bill denen şeytan tüylü adam daha dün karısını oval ofisinde oral ofisiyle aldatmamış mıydı? Sonra tüm halkına düpedüz yalan söylememiş miydi? Gerçi o zaman da yazmıştım, kadınlar Bill'den yanadır diye. Şimdi de durum aynı.

Siz tahmin edin bakalım, Bill Türkiye'den geçerken Ankara'dan İstanbul'a ve İzmir'e kadar kaç sanal oral ofis sahibi oldu? Bu ayın moda rengi acaba Monica mavisi olabilir mi? First Lady ise kaç kadının "bu gudubeti de nereden buldu" şeklindeki sessiz göz süzüşlerine hedef oldu?

İşte böyledir bizim kadınlarımız. Aslında onların kadınları da böyle. Yani tüm kadınlar böyle.

Bir erkekte güç, karizma ve yakışıklılık birleşti mi artık o erkek değil bir ilahtır ve her şeyi yapmaya hakkı vardır, her şeyi almaya hakkı vardır. Böyle bir erkek karşısında hiçbir kadın feminist olamaz, olsa olsa feminen olmaya çalışır. Böyle bir erkek suç işleyemez, yaptığı sadece güzel şeyler hatırlanır. Böyle bir erkeğin sadece çevresindeki kadınlar kötüdür ve ona yakışmaz.

***

Bunları bir kıskançlık kriziyle yazmıyorum şüphesiz. Neticede Bill de erkek dünyasından, içimizden biri, güzel insan. Kendisini anlıyorum ve hiçbir sorunum yok. Ben sadece bu vesileyle kadın ruhunun en tipik bir toplu davranış haline dikkati çektim. Yüzlerce kadının nasıl bir anda oral ofis gönüllüleri haline gelebileceğini anlatmaya çalıştım o kadar...