Gelişmenin şartı dışarda başarı
FARUK TÜRKOĞLU
Türkiye'nin gelişmişlik yarışında hız kazanması dünya şirketlerinin sayısının artmasına bağlı. Dünya pazarlarındaki kıyasıya rekabet nedeniyle, Avrupa ve dünya ligine yükselmek o kadar kolay bir iş değil.
Ancak global standartları amaçlamayan bir şirket, orta vadede kendi ülkesinde de yararlı olamaz. Bu tür "içe dönük" şirketler, ithal mallarının rekabetine de dayanamayacağı için mevcut payını da koruyamaz.
Dünya şirketlerinin özelliklerini şöyle sayabiliriz.:
* Global düşünme alışkanlığının yaygınlaşmadığı şirketler, dünya piyasalarında kalıcı olamaz "Rekabet alanı" olarak tüm dünyayı gören şirket yöneticileri, diğer ülkelerdeki ekonomik, siyasi ve sosyal gelişmeleri çok iyi izlemek zorundadır.
Radar sistemi
* Dünya şirketleri, fırsatları yakalamak için duyarlı bir "radar sistemi"ne sahiptir. Beklenmeyen ancak yakalanması mümkün olan fırsatlar, şirketin orta kademe yöneticileri tarafından algılanır. Elde edilen bilgiler mal ve hizmetlerin yenilenmesinde kullanılır. Enginlere açılan şirketin karşılaşacağı fırtınalar ise bir erken uyarı sistemi ile tespit edilir.
* Dünya şirketi kuvvetini dağıtmaz odaklar. Nitelikleri ilk bakışta meçhul görünen piyasalara en iyi ürünü ile ve en elverişli fiyatlarla girer.
* Kıyaslama (benchmarking) işlemi dünya şirketi için hiç ara verilmeyen bir uğraştır. Sürekli olarak "Neredeyiz?", "Dünya klasmanındaki yerimiz neresi?" sorusuna cevap aranır.
* Ürün farklılaşması, dünya şirketlerine rekabet avantajı sağlayan önemli kaynaklardan biridir. İhracat veya yatırım yapılacak ülkelerdeki koşulları çok iyi bilen şirket yöneticileri, pazar paylarını artırmakta zorlanmaz.
* Araştırma-geliştirme, bir dünya şirketinin "mahalli lig"e dönmesini önler. Ürünün yenilenmesi ve geliştirilmesi için kaynakların en az yüdze 15'i araştırmaya harcanır.
Temsil sorumluluğu
* Dünyaya açılan ve milli olan şirketler, sosyal sorumluluk ve çevre konusunda daha duyarlıdır. Bir dünya şirketi, dış ülkelerde Türkiye iş dünyasını temsil ettiğinin bilincindedir. Dünya pazarlarına çıkan bir şirketin yöneticisi Türkiye'deki faaliyetlerinin de, yabancılar tarafından büyüteç altına alınacağını bilir.
* Dünya şirketinin elemanları, gittikleri ülkenin kültürünü, insanını yakından tanır ve aklı fikri transferinde olan bir kişi imajını yaratmaktan kaçınır.
* Dış ülkelerde büyümek isteyen şirketlerde gerekli olan, "know-how, dosyalarda ve raporlarda değil yetenekli elemanların beynindedir. Bu nedenle dünya şirketlerinde "önce insan" sözü panellerde tekrarlanan içi boş bir slogan değil, hayata geçirilen bir ilkedir.
* "Büyük düşünme" alışkanlığını kazanmadan, gerçekleri ve imkanları bilerek iddalı olmadan, dış piyasalarda rekabet avantajına sahip olmak kolay değil.
* Alanlarında "en iyi" olmayı hedefleyen orta büyüklükteki şirketleri de dünyaya açılabilir. Bazı yan sanayi şirketleri, çok sayıda ülkeye parça satmayı başararak tek bir ürün için de olsa global standartları yakalayabilir. Bu tür "gizli şampiyonlar"ın sayısının çöktüğü büyüklerin de başarı şansını yükseltir.
|