Eliçabuk hırsızlar

ERDOĞAN Tezcan adlı okurumuzdan aldığımız faks mesajı şöyle:
"4 KASIM akşamı işten çıktım. Özel aracımla eve giderken, benzin almak için Esenler çıkışındaki Atan Petrol istasyonuna uğradım. Benzinimi aldım, ödemeyi kredi kartıyla yapmak için istasyonun ofis bölümüne girdim. İki dakika sonra çıktığımda aracımın yerine yeller esiyordu. Görevlilere sordum, dudaklarını büzüp yüzüme tuhaf tuhaf baktılar. Hiçbiri koskoca otomobile ne olduğunu görmemişlerdi. Tek kusurum, ödemeyi yapmaya giderken kontak anahtarını aracımın üzerinde bırakmış olmamdı. Doğrusu istasyonun göbeğinde, onca insanın içinde kaşla göz arasında böyle bir marifetin işlenebileceğini düşünememiştim. Durumu cep telefonumla hemen polise bildirdim, ama aradan günler geçtiği halde aracım bulunamadı. Ben de ümidimi kesmek üzereyim.

SORMAK istediğim şu: İstanbul neden bu kadar güvensiz bir kent haline geldi? Hırsızların benzin istasyonu gibi kalabalık, göz önü yerlerden dahi araçları yağdan kıl çeker gibi kolaylıkla çalacak cesareti bulmaları, bu kentte ciddi güvenlik zaaflarının ortaya çıktığını düşündürmüyor mu?"

BELKİ faydası olur diye, çalınan otoyla ilgili bilgileri bir de ben aktarayım: Tezcan'ın aracı 1991 modeli beyaz bir Mercedes; plaka numarası 34 UNA 61..,

BENZİN istasyonlarında otomobil hırsızlığı ve gasp gibi olaylar ilk kez Sayın Tezcan'ın başına gelmiyor. İstanbul'da, benzeri olaylarda kaygı verici bir artış var. Geçenlerde, bir benzin istasyonunun içinde, otomobilini hareket ettirmek üzereyken gaspçılar tarafından çantası çalınmak istenen, direnince kan revan içinde bırakılan bir hanımın başına gelenleri SABAH-İSTANBUL yansıtmıştı. O gasp olayında da, Erdoğan Bey'in otomobilinin çalınışında da polise hemen ihbar yapıldı, ama failler bulunamadı.

BELKİ de benzin istasyonu işletmeci ve personelinin bu konuda yetkililerce uyarılmalı, hem kendilerinin hem müşterilerinin güvenliği için daha duyarlı davranmaları sağlanmalı.. Erdoğan Bey'in iki dakikalığına kontak anahtarını arabanın üzerinde bırakarak yaptığı hata da herkese ibret olsun. Demek ki İstanbul'da artık, iki dakikalık hatayı bile affetmeyen hırsızlar kol geziyor; ayağımızı ona göre denk alalım.