kapat

17.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Bizi bekliyorlar

Yine sallandık. Yine binlerce vatandaşımız enkaz altında kaldı. Şimdi yine yaralar sarılmaya çalışılıyor. 17 Ağustos depreminin yaralarını sarmadan, vatandaşların normal hayatlarına dönmeleri sağlanmadan yine aynı şeyleri konuşmaya başladık. Hepimiz korkuyoruz. İstanbul diken üstünde uyuyor. En ufak bir sallantıda panik oluyoruz. Yaşama karşı duyduğumuz bağlılığı kaybedecek noktalara dahi gelenlerimiz var.

Depremzedelerin feryatlarını duydukça insan isyan ediyor. Düzce'de evlerine "hasarsız" raporu verilerek, çadırları ellerinden alınan ve evlerine geri gönderilip, enkazda kalan insanları kim geri getirecek?

Depremzedeler "Ankara'dan gelenler inceledi. Girin evinize dediler," diye anlatıyorlar. Şimdi evlerinin altında kalan yakınlarını çıkarmaya uğraşırken, isyanları büyüyor. Şimdi yine uzmanlar bölgeye gidip, rapor tutacaklar. Bakalım oradaki insanları inandırabilecekler mi?

***

Şimdi o insanlar için yine seferber olmalıyız. Kardeş Aile kampanyası hepimiz için elimizden geleni yapmamızı sağlayan bir kampanya. Bir çocuğa harçlık gönderebilirsiniz, oturmadığınız evi depremzede bir aileye verebilirsiniz ya da yalnızca yiyecek, giyecek yardımında bulunabilirsiniz. 17 Ağustos depremi sonrasında başlatılan kampanyaya en çok katılım deprem bölgesine yakın illerden olmuş. Nedense bir şeyler bizi vurunca ancak kendimize gelip, kolları sıvıyoruz. Depremin kimi, ne zaman vuracağı belli değil. Bir gün hepimizin bu tip yardımlara ihtiyacı olabileceğini unutmayın.

SARMISAĞI YASAKLAMA OLMUYOR
Sarmısak kokarak gezmeyi ve beyaz çorap giymeyi yasaklamakla değişim sağlanmıyor. Önemli olan kafaları değiştirmek.

Merak ediyorum.

Ne zamandan beri kadınların kapının önüne konması örf ve adetlerimizden oldu?

Örf ve adetlerimiz kadın emeğini yok saymayı mı öngörüyor?

15 yaşındakiler evlendirilince kutsal aile mi kurulmuş oluyor?

Okumamış, eğitilmemiş bireylerin evliliği mi örnek modelimiz?

Ve doğruyu söylemek gerekirse bıktım. 5 yıldır gazetecilik yapıyorum, Medeni Kanun ile ilgili yazı yazmaktan sıkıldım. Medeni Kanun değişikliğinden bu derecede çekinilmesi beni gelecek adına fazlasıyla endişelendiriyor.

"Değişmeyen tek şey değişimdir" diye bir söz var. Bu sözü fazlasıyla sevmemin nedeni böyle olmasını dilediğimden. Ama bazıları değişimi hiç görmüyor, görmek istemiyor. Çünkü değişimin getirecekleri onların varlığını bitiriyor. Bu yüzden de bir yere tutunuyorlar, orasından burasından laf çekiştirip hep aynı noktaya geliyorlar.

KAFALARIN İÇİ BIYIKLI
MHP konusunda Rahşan Ecevit haklıymış. 18 Nisan seçimlerinden sonra MHP'nin değişip değişmediği tartışılırken, Rahşan Ecevit kaygılarını basına açıklamıştı. Şekilde bıyıklar kesilse de, kafaların içi bıyıklı olduktan sonra değişim çok uzaklarda kalıyor.

Kafaların içi bıyıklı olunca evlilik sonrasında edinilen malların ortak paylaşımı ilkesi çarpıtılıyor. "Menfaat evlilikleri" diye kafa karıştırıcı bahaneler öne sürülüyor. Medeni Kanun Tasarısı'na karşı çıkmak adına ortaya atılan diğer bahaneleri saymaya gerek yok. Tasarının tekniğine yöneltilen eleştiriler de değiştirilmeyecek şeyler değil.

Bu tasarı toplumun tüm kesimlerini etkiliyor. Yalnızca önümüze atılan zengin genç kız, yakışıklı erkeklerle ilgili değil bu tasarı. Bakalım Meclis ilgili komisyonlarında tasarı görüşülürken daha nelerle karşılaşacağız?


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır