kapat

01.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
'Affı bekliyorum'

Ayhan Çalıkuşu, 1996 kasımında İpsala Emniyet Müdürlüğü yaparken Silivri'de trafik kazası geçirmiş, yanındaki Moldovalı iki kadın hakkında yapılan soruşturmada kadınlardan birinin sahte pasaport taşıdığı anlaşılınca, sahte pasaport kullanımına göz yumduğu ileri sürülmüştü.

Çalıkuşu, görevi kötüye kullanmak suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve meslekten atılmıştı. Bir yıldır aranan ve firarda olan Çalıkuşu şimdi 'iyi polis' olduğu için atıldığını söylüyor ve ilginç iddialarda bulunuyor. İpsala sınır kapısında dönen rüşvet olaylarıyla ilgili, Vali ve Belediye Başkanını suçluyor...

Silivri'de yaptığınız kazayı anlatır mısınız?

"İstanbul'a gitmek üzere Edirne'den tek başıma yola çıktım. Bu sırada Gümüşyaka'da otel işleten Selahattin Akkuyu telefonla beni aradı. Yanında iki bayan arkadaşı olduğunu belirterek, kendilerini de alıp İstanbul'a bırakmamı rica etti. Aklıma kötü bir şey gelmedi. Bayanlar arka koltuğa arkadaşım da ön koltuğa oturdu. Hava çok kötüydü. Önüme park halindeki bir tır çıktı. Ve o malum kaza oldu."

Bayanlara yardım ettiğiniz, sahte pasaport sağladığınız ileri sürüldü...

"Pasaporttan hiç haberim yoktu. Bayanların pasaportundaki mühürü kimin attığını nasıl bileyim. İpsala'da 13 memur var. Hepsinde adlarına zimmetli mühür var. Bende mühür olmaz."

Meslekten ayrılmak zorunda kaldınız...
"Polislik şerefli meslek ama o kadar şerefsizler var ki. Onun için nefret ettim. Kurtulmayı istiyordum. Ama bu şekilde ayrılmak istemezdim... 1989'da Edirne'de dönemin valisi Necati Bilican'ın yakın koruması, özel kalemi olarak çalıştım. Zaten başıma gelenlerin bir sebebi de odur. Çok ters, geçimsiz bir adam."

Emniyet müdürlüğü yaptınız sırada Enes'de villa yaptırmanız nasıl yorumlandı?

"Bu inşaat sırasında Enes'de Belediye başkanı Abdullah Bostancı ile aramızda bazı problemler çıktı. Ev yaptırıyoruz ya adam bizi birşey sandı galiba. 10 santim fazla diye inşaatım mühürlendi. Başkanlığı kaybettiği gün beni dönemin valisi Koru Engin'e şikayet etti. Kendisinin 20'ye yakın villası var. Kimse bilmiyor. İpsala'ya tayinim çıktı. Sınır kapısında toplam 225 kilo uyuşturucu yakaladım. Kayıtlara geçen büyük operasyonlara imza attım. Uyuşturucu şebekesini çökerttim. Sınır kapısında birçok görevliyle aramızda sorunlar oldu. Çünkü hepsi hırsız. Oradaki şerefsiz savcılar benim olayımı gördüler. Ama ben çalışmaya devam ettim. Hep bu olaylar beni yaktı. Edirne Valisi Mehmet Cansever bir gün bana, 'Senin hakkında iyi şeyler duymuyorum, ayağını denk al' dedi. Birçok polisin yanında söyledi bunu. Uyuşturucu kaçakçısı Nasruttin Ay'ın hemşehrisi adam! Türkiye'de uyuşturucu sevkiyatı bitti mi? Orası Türkiye'nin en büyük kapısı. Benim bildiğimi emniyet de biliyor."

İpsala'da neler oluyor?
"Orada göreve başladığım sırada İpsala Sınır Kapısı öyle bir yer olmuştu ki anlatamam. Resmi minibüsle sınırdan mülteciler geçiriliyordu. Onlara para vermezsen giriş işlemlerini yapmıyorlar. Adeta haraç alıyorlar. Bunları engelledim. Polislerin görev yerlerini değiştirdim. Ankara'ya giden bazıları beni görevden aldırmaya çalıştılar."

Sahte pasaportla sınırdan çıkış işlemi yaptığınız iddiasıyla mahkum oldunuz, ne diyorsunuz?

"Etiyopyalı iki bayan ile bir erkeğin yakalandığı bildirildi. İkisinin pasaportunun sahte, diğerinin normal olduğu bildirildi. Ben de gerekenin yapılması talimatı verdim. Hafta sonu olduğu için pikniğe gittim. Ne yapmışlarsa yapmışlar. Sonra savcı çağırdı. Kendisine o evrakta imzamın olmadığını söyledim ama inandıramadım. Hepsi yalan, komplo."

Bu olayla ilgili ifade veren polisler, sizin emir verdiğinizi söylüyor.

"O polisler beni sevmez. Çünkü ben onları sınır kapısından almışım. 'Bu kadar yedin yeter' demişim, o kişiler tabi ki benim aleyhime ifade verirler. Orada dönen dolapları aklın hayalin almaz. Bana üstü kapalı tehditler geliyordu. Hiç kimse oradaki rüşveti kaldıramaz. Devletin de haberi var. Gümrükçülerin mal varlığını araştırsınlar."

Bir yıldır nasıl saklanıyorsunuz?
"Hakkımda verilen cezanın kesinleştiğini Ağrı'da öğrendim. Ancak çok düşmanım olduğu için ve birçok karanlık ilişkileri çözmem nedeniyle hedef oldum. İyi polis olmak istedim. Ama yaranamadım. Bu nedenle cezaevlerini kendim için güvenilir bulmuyorum. Can güvenliğimin sağlanacağını bilsem bugün teslim olurum. 4 ay boyunca küçücük bir odada saklanmak inanılmaz acı bir durum. Affı bekliyorum. Çıkmazsa yakın zamanda teslim olacağım. Çok yoruldum."


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır