kapat

01.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
'Kanun iyi ama yetmez'
Berra Kılıç, yeni Sermaye Piyasası Kanunu'nun gelişkin bir kanun olduğunu ama piyasanın sorunlarının çözülmesi için yapısal değişiklikler gerektiğini ifade etti

Sermaye Piyasası Kurulu'ndan aracı kurum yöneticiliğine kadar sermaye piyasasının bir çok alanında görev yapmış ve bu piyasayı çok iyi tanıyan isimlerden biri olan Berra Kılıç ile yeni Sermaye Piyasası Kanunu'nu konuştuk.

Kılıç, kanunun sermaye piyasalarının gelişimi açısından bir çok yenilik içerdiğini ama piyasanın asıl sorunun yüksek enflasyon, devletin yüksek borçlanma gereği ve yüksek reel faizler olduğunu belirterek "Bu sorunlar çözülmeden vadenin uzaması ve yatırım ağırlıklı bir piyasanın oluşması imkansız görünüyor" dedi.

* Yeni kanun Meclis'ten geçerse sermaye piyasalarının sorunlarının çözebilecek mi?

Kanun belli sorunların aşılmasına yardımcı olacak. Ama sermaye piyasasının sorunları kanundan kaynaklanan sorunlar değil. Evet, bu kanun yenilikçi örneğin elektronik ortamda ticarete yönelik maddeler bile var. Bu dünyada bir çok sermaye piyasası kanununa girebilmiş değil. Ama yüksek enflasyon devlet iç borçlanma gerekliğinin yüksekliği, faiz oranlarının yüksekliği halka açıklık oranlarının düşüklüğü, kurumsal yatırımcı eksikliği, sermaye piyasası, kamunun bakışı gibi sorular öncelikli olarak çözülmesi gereken şeyler.,

* O zaman pek değişiklik olmayacak.

Hayır. Kanun bir çok ciddi düzenleme de getiriyor. Halka açık şirketlere yönelik bir şey yapılmış. Ortak sayısı 100 olan şirktelerin halka açık sayılması durumu kaldırılmış. Bu rakam 250'ye çekilmiş. Azınlık hakları TTK'da yüzde 10 oranında hisse sahiplerini tanınmıştı bu oran kanun ile halka açık şirketler için yüzde 5'e indirildi.

Azınlık hakları Türk sermaye piyasası için Uluslararası Tahkim kadar önemli. Tahkim direkt yatırımların gelmesinin önünü açacak. Azınlık haklarınn uygulanması ise portföy yatırımlarının Türkiye'ye gelmesi açısından önemli.

Bunun yanında Yönetim Kurulu kararlarına yatırıcılarının denetçileri ve Yönetim kurulu üyelerinin iptal davası açması hükmü getiriliyor.

Yine yatırımcı açısından önemli bir hüküm olan temettü avansı zorunluluğu getirilmiş. İnsanlar dünyada iki nedenle hisse senedine yatırım yapar. Bir alım satım kârı için ikincisi temettü alabilmek için.

Oysa Türkiye'de yüksek enflasyon nedeniyle temettüler son derece düşük dağıtılıyor. Bedelli sermaye artırımlarıyla geri çekiliyor. Yılda bir dağıtıldığı için de enflasyon karşısında eriyor. Bu nedenle temetünün önemi azalıp, yatırmcı alım satıma yöneliyor. Bu da vadeyi kısıtlıyor. Temettü gelirleri anlamsız olduğu için de sermaye piyasası bir yatırım platformu olmaktan çıkıp, bir al-sat piyasasına dönüşüyor. Bu nedenle temettü avansının daha kısa aralıklarla, ki kanun üç ayda bir isteğe bağlı dağıtılabilir diyor, dağıtılması bu sorunu kısmen çözebilir.

* Geçmişte SPK benzer bir hüküm getirmişti. O dönem temettü vermilyor iyidi. ama hüküm kalkınca yine verimler düştü. Şimdi de yatırımcı açısından pek bir faydası olamayacak gibi.

Haklı olabilrsiniz ama yatırım ortaklıkları buna sıcak bakıyor. Bu da gerçek değerlerini çok altında iskontolu olarak işlem gören yatırım ortaklıklarının piyasa değerlerine yaklaşmasını sağlayacak gibi görüyünor. ama diğer şirkteler kendi özkaynaklarını enflasyona karşı korumak için buna yanaşmayabilirler.

Sermaye piyasasını kısmen de olsa al-sat piyasası olmaktan çıkartıp, bir yatırım piyasası haline getirmek için nereden başlamamız lazım?

Türkiye'nin yapısal sorunlarının çözülmesi lazım. Enflasyonun düşmesi, devletin iç borçlanma gereksiniminin düşmesi lazım. Devlet iç bonrcu çevirmek için bu kadar yüksek reel faiz ödedikçe yatırımcılar hisse senedi piyasasına girmeyecek: ama reel faizlerin düştüğü ortamlarda hemen hisse senedi piyasasına giriş yapıyor. Bunu görüyoruz. ama enflasyon düşmedikçe bireysel yatırımcının bu piyasaya girmesi mükün olmayacak. Bir kritik husus da özel emeklilik fonları gibi kurumsal yatırımcıların oluşturulması gerek.

Bir de piyasanın istikrara kavuşması vadeyi uzatıyor. düşünün şimdi hiç bir tampon yok fiyatlar hızla inip-çıkıyor. toplum olarak tepkilerimiz de abartılı. Hem büyük fonlarla piyasaya girmiş hem de kurumsal yatırımcı tavrıyla hareket eden yatırımcılar olan bunlar düşük fiyatlardan alım yapacakları için düşüş engellenecek ve fiyatlar istikrarlı olacak.

Bir de halka açık oranları çok düşük olduğu için da hisselerin belirli elde toplanması kolay. Halka açıklık daha çok olsaydı hisseleri ele geçirmek kolay olmayacak bu da fiyat marjlarını daraltacak. Bunlar çözülmeden vade uzamaz.

Bireysel yatırımcı korunuyor

* Sizce Sermaye Piyasası Kanunu'nun getirdiği en önemli değişiklik nedir?

Bir kaç önemli değişiklik var ama en önemlisi yatırımcı açısından ele alınan maddeler yani Yatırımcıyı Koruma Fonu ve tedrici tasfiye. Yeni kanunda kurumsal yatırımcıların artırılmasını sağlayacak bir hüküm yok. Belki bu hükümler sayesinde bireysel yatırımcıların artırılması sağlanabilir. Kanuna göre bundan sonraki yaşanabilecek aracı kurum iflaslarında yatırımcıların hisse senedi işlemlerinden kaynaklanan zararları 7.5 milyar liraya kadar teminat altına alınıyor. Repo ya da diğer işlemler değil hisse senedi yatırımlarının güvence altına alınması önemli. Bu miktarın her yıl yeniden değerleme oranı kadar artırılacağını kanun hükme bağlamış.

Güvence geçmişi kapsıyor mu?

Geçmişe yönelik başka bir hüküm geçici madde ile kapsama alınmış. Buna göre kanun yürürlüğe girmeden önceki iflaslarda yatırımcıların 1 milyar lirası güvence altına alınıyor. Bu tutar İMKB tarafından bile karşılanıyor denilebilir çünkü borsa 10 trilyon lira koyuyor. Eğer bu yetmezse İMKB 5 trilyon daha sağlayacak. Ama şu anda ne kadar bu şekilde yatırımcı var, batan aracı kurumlarda geçmişte ne kadar kayıp oldu bunları bilmiyoruz

* Başka olumlu ne var?

Bunun dışında tedrici tasfiye var. Bu da bundan sonra oluşabilecek aracı kurum sorunlarında tedrici tasfiyenin üstlenilmesini ve yatırımcının haklarına kavuşmalarını hızlandıracak. Bana göre müşteri ismine saklama, tedrici tasfiye ve Yatırmıcıyı Koruma Fonu ile küçük yatırımcı açısından kaybedilen güven ortamı yeniden kazanılmış olacak.

Ayrıca aracı kurumlar birliği kuruluyor ve bütün aracı kurumlar buna üye olamk zorunda.

Bu kurulun yapısı nasıl olacak. Piyasanın gelişmesini mi sağlayacak yoksa aracı kurumların bir klubü mü olacak.

Hayır bu çerçevede zaten bir kulüp var. Ama kanun ile aracı Kurumlar Birliği'ne bazı görev ve yetkiler erilmiş. Çünkü tüzel kişiliğe sahip bir kamu kurumu niteliğinde bu anlamda da bir yaptırım gücü var. Denetleme ve sermaye piyasasının gelişimi için araştırmalar yapacak, meslek kurallarını oluşturacak. Yaptırım gücü olduğu için de aracı kurumlar buna uymak zorunda olacak. Bir diğer çok önemli fonksiyonuda haksız rekabeti önlemek için düzenlemeler yapacak. Örneğin komisyon oranları ya da reklamlardan kaynaklanan haksız rekabeti önlemek için tedbir alacak. Mevzuatla belirtilen yola da SPK tarafından belirlenecek alanlarda düzenleme yapacak. Denetleme yapacak.

SPK'nın alt birimi gibi mi çalışacak.

Tam anlamıyla öğle demek doğru değil. Elbette SPK ile uyumlu çalışacak ama Bankalar birliğine daha yakın bir model gibi geliyor bana. Bu konuda şöyle deniliyor, Birlik SPK kanunun, kurul tebliğ ve yönetmeliklere ve diğer mevzuata uymakla yükümlüdür. Mevzuata uymakla yükümlü ama bu durum işleyişte kurul onayına bağlı olacak anlamına gelir mi gelmez mi bu durum çıkan tebliğle belli olur.

Kanunu ana hatları düzenliyor ama diğer kısımlar tebliğ ile belirlenecek.

* Tasarı yeni kurum olarak ne getiriyor?

Aslında kamu tüzel kişiliği açısından yeni kurumlar getiriyor. Aracı kurumlar Birliği dışında kaydi saklama sistemine yönelik bir kaydi saklama merkezi oluşturuyor. Bunun kanundaki adı ise Merkezi Kayıt Kuruluşu. Bunun dışında Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu teşkil ediliyor. İdari ve mali özerkliğe sahip olacak ve 9 kişiden oluşacak. Aslında bu kurul, kanun içinde neden var sorusu sorulabilir. Demek ki mali tabloların dengeli güvenilir olması için ulusal muhasebe standartlarını yayımlayacak. Bu da yeni bir kurum. Yatırımcıyı koruma fonu da idari mali özerkliği olan tüzel kişiliğe haiz bir kurum olarak kuruyor. Yani 4 yeni kamu kişiliğine haiz kuruluş geliyor.

Cezalar ağırlaştırıldı

Tasarıda yeni cezalar da var?
Tasarıda cezalar ve tedbirler eskisine oranla ağırlaştırıldı. SPK'nın geçmişte yapmak istediği ama hukuki eksiklik nedeniyle gerçekleştiremediği şeyler bu kanunda mevcut. Örneğin bazı kişilerin borsada işlem yapmasını yasaklama imkanı gelmiş.

Sermaye Piyasası kurumlarının maddi yapılarının ciddi sürette zayıfladığı taspit edilirse, kurumdaki yetkililerin imza yektisinin sınırlandırılması ya da kaldırılması tedbiri alınmış. Aracı kurum yönetici ve sahiplerini şahsi iflaslarını isteme yetkisi tanınıyor. Halka açık şirketlerin genel kurallarında gözlemci bulundurma yetkisi alınmış

Cezalar kısmı ise daha ilginç. Buradaki yükseltmeler inanılmaz boyutta. İki yıldan 5 yıla kadar hapis cezaları var. Minimunu 8 maksimumu 215 milyar olan para cezaları var. Ve bu cezalar birden fazla suç birarada işlenmişse katlanarak artıyor.

Kurul dava açmadan 2-10 milyar lira arası idari para cezası verebiliyor. Ayrıca Aracı Kurumlar Bİrliği de 1-5 milyar lira arası idari para cezası verebilecek. İdari para cezaları ise Yatırımcıları Koruma Fonu'na gidecek. Bu para cezaları fiilerin tekrarı halinde artırılarak uygulanacak.

Kurulun görev ve yetkileri arasına ilginç bir madde eklenmiş. Ki bence çok önemli. Medya ve elektronik ortam da dahil yatırım tavsiyesinde bulunacak kişi ve kuruluşların uyacağı esasları kurul belirleyecek. Bu tartışmalara ve istenmeyen sonuçlara yol açacak bir husustu. Çeşitli yerlerde herkes ilke ve standart olmadan hisse senedi fiyatlarını etkileyecek tavsiyelerde bulunabiliyordu. Ayrıca her türlü elektronik bilgi iletişim aracı üzerinden gerçekleştirilecek ihraçları halka arzları sermaye piyasası faaliyetleri ve elektronik imza kullanımına ilişkin tebliğ yayınlama ve denetleme yetkisini de alıyor.

Piyasa bu kanunu uzun zamandır bekliyordu. Eğer bu kanun piyasalarda bir dönüm noktası olacaksa bunu piyasanın büyümesine yönelik bir dönem olmasına yönelik. Aslında Sermaye Piyasası Yasasının görüşülmesi sırasında bu hükümet tarafından yapılan açıklamalar da girmiş. Kelimesi kelimesine aktarıyorum:

"Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir bir büyüme trendine girmesi sermaye piyasasının geliştirilebilmesine bağlı olduğu. Bu nedenle yasal düzenlemelerin yanında çeşitli teşvik yöntemleri ile bu piyasanın istenilen amaçlar doğrultusunda geliştirilmesi hükümetin öncelikli hedefleri arasında yer alıyor."

Eğer hal böyleyse gönlümüz rahat çünkü aynı paralelde düşünüyoruz. Ama umarız bu dilek burada kalmaz. Hele de bizim teşvik kelimesini ağzımıza almaya korktuğumuz noktada hükümetin kendisinin teşvikten bahsetmesi olumlu. Ama bunun hayata geçirilmesini bekliyoruz.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır