kapat

19.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Çocukların beslenmesi


Aliye'nin beslenmesi ile ilgili hiçbir problem yok. Ama Mehmet ve Maksi tam bir pisboğazlar..

Bebekler doğduğundan itibaren düşündüğümüz ilk konu doyup doymadığı... Süt yeterli mi, ek mama vermeli miyiz? Çoğu doktorlar kesinlikle ana sütünden yana... En az bir ay sadece ana sütü ile beslenmesini salık veriyorlar... Tüm doktorların ortak görüşü de ana sütünün yararlı olduğu. Ama bazı doktorlar, "annenin sütü yeterli değilse ek olarak mama verilmeli," diyorlar...

Saat başı süt alan çocuğun sindirim sistemi sürekli çalışır, doyamayan çocuk sinirli olur gibi farklı görüşler de var.

Yemek serüveni
Neyse benim doktorum, "10'ar dakika her iki göğüsten süt verin, bebek doymamışsa 5'er dakika daha verin... 15 dakikayı asla aşmayın. Eğer bebek uyuyakalırsa, ayağını gıdıklayın, çimdikleyin uyandırın, yeme saatini uyku saati ile karıştırmasın. 15 dakika süt verdiniz, doymadıysa 50 ml'ye kadar mama verin," diyordu.

Biz de öyle yaptık. Annenin süt yapabilmesi için en az 2 saat dinlenmesini, bol su içmeyi salık veriyorlardı. Bu arada hem Aliye, hem Mehmet ana sütünü de, mamayı da keyifle aldılar, asla ayrım yapmadılar.

Sonra meyve püresi, yoğurt, daha sonra sebze püresi, muhallebiye başlattılar... Tuz yok, gerekirse çok az şeker var. Sonra çorbalar, tavuk, balık vs.

1 yaşından sonra da hür olduk... Evde ne pişiyorsa (az tuzlu) onu yemeyi öğrendiler. Benim asıl önemsediğim ise sofrada oturmalarıydı. Aliye'de bunu başardım. 3.5 yaşındaki kızım yemek ayırmıyor, evde değil ama dışarıda, okulda kendi yiyor. Peçete kullanmasını bile biliyor. Yemeği bitmeden masadan kalkmıyor.

Ama Mehmet için aynısını söyleyemeyeceğim. Her şeyi yemeği seviyor. En sevdiği ise şeker. Asla şeker, çikolata vermiyorum ama hediye geliyor. Ve bir şekilde tattıklarında o tadı unutmuyorlar, özellikle Mehmet..

Bu arada itiraf ediyorum, oğlum bir pisboğaz. Yemek yemesin ama cips, bisküvi, çikolata, zeytin, diş macunu vs. yesin... Dünyalar onun. Hele ona eşlik eden bir de köpeğimiz Maksi varsa sırtı yere gelmez.

Evin içinde, elinde bisküvi, peşinde de Maksi (canlı elektrik süpürgesi görevi ile) geziniyorlar. Hatta Mehmet öyle ileri gidiyor ki, yemeğini yerken bile aşağıdan Maksi'yi besliyor.

Restoranda sorun yok
Mehmet'in her yemeği olay. Ve hiç sevmediğim bir davranışı Mehmet'e yapıyorum. Yemeğin ortasında sofradan indirmek zorunda kalıyorum, oynarken yediriyorum ve kendimden nefret ediyorum.

Aslında bu kadar ısrarcı olmamalıyım. Çünkü aralarda telafi edecek yiyecekler yediriyorum. Meyve, yoğurt, salatalık, havuç vs.

Diğer yandan, çocukların en büyük keyfi yemek için dışarı çıkmak... Fast food ve diğer restoranlarda Aliye ve Mehmet mükemmel çocuklar... Onları öylesine erken restorana götürmeye başladık ki, bugün uyum sağlıyorlar mı, sağlamıyorlar mı gibi bir sıkıntımız yok...

Önlerine konan yemeği yiyorlar, meyve sularını içiyorlar, sonra da oyun yeri var ise oynuyorlar. Yok ise, zaten uzun süre masada oturmaktan sıkılmış olan babaları ile restoranda geziye çıkıyorlar.

Bugün Mehmet 20 aylık. İkisinin de yemek konusunda sıkıntıları yok.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır