Kapısından girenleri şarap, pasta ve klâsik oda orkestrasıyla karşılayan Pabetland'ı her yıldönümünde mutlaka ziyaret eder, kurucusu Nihal Ayaydın'ı kutlarım. Çünkü onun bu yeri nasıl kurduğunu çok yakından bilirim.
Suyun öbür tarafından Türkiye'ye göçeden bir ailenin 4 çocuğundan en büyüğü olan Nihal Ayaydın, Beyoğlu'ndaki ufacık atölyesinde kız kardeşi Şenel'le boncuk dizmeye başlarken, iki erkek kardeşi Ali ve Ergun Titiz'i tekstil piyasasına yönlendirmiştir.
Nihal Ayaydın, Kemal Ayaydın'la evlendikten sonra o yıllarda Eczacıbaşılar'dan başka hiç kimsenin rağbet etmediği Maslak'ta Pabetland'ın temelini attı. Birçok yakın dostunun uzak bulduğu Pabetland'ın değişmeyen kalitesi ve müşterilerinin akınına uğraması seçimindeki isabeti kanıtladı.
Bana göre Pabetland'ın en ilginç ve önemli yeri tuvaletiydi. Çünkü o sadece medeni ülkelerdeki tuvaletlerin klozet kapaklarında kullanılan kağıtları 15 yıldan bu yana müşterileri için bulunduruyor.
Nihal Ayaydın çok mutlu bir evlilik sürdürdüğü eşi Kemal Ayaydın'ı birkaç yıl önce kaybedince tarifsiz acılı bir döneme girdi. Ama kısa sürede kendisini topladı; tek kızı Miral Kabaş ve 20 yıllık çalışma arkadaşlarının gayretiyle mağazasına dört elle sarıldı. Bu arada boş günlerini dünyayı dolaşmakla geçirmeye başladı.
Miral Kabaş iki çocuğunun yetişmesini yakından izlerken Pabetland'da yeni bir bölümün açılması ve büyümesine yardım etti. Bugün Pabetland'ın alt katında büyük bir marangozhanede yapılan çok kaliteli ve değişik mobilyanın yanı sıra dünyanın çok az yerinde rastlanabilen şık el emeği yastıkları müşteriye yetiştirmek için ikinci bir atölye açmak üzereler. Yakında dış ülkelere ihracat programı hazırlıklarını yapıyorlar.
Bütün bunlarla yetinmeyen Nihal Ayaydın arkasından şevkle yürüyen kadın yöneticiler sayesinde bakalım daha ne yenilikleri İstanbul'a sunacak.