kapat

19.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Depremin kayıp şairi
Selda Yıldız Çakmak, bir dershane defterine gençliğinin hülyalarını aktarmış. Şiirlerini Adapazarı'nda bir enkazın altında buldum

Adına hiçbir şiir antolojisinde rastlamadım. Bir edebiyat dergisinde şiirinin, hattâ bir kitabının çıktığını da sanmıyorum. Şiirlerini Adapazarı İzmit caddesinde bir enkazın altında buldum.

Enkaz dediğin bir büyük işhanı imiş... Dört-beş kişi bir çelik kasayı açmaya çalışıyor levyeler çekiçlerle... Kasadan ne çıkacağını merak ediyorum. Gözümün hayalinde kâğıt paralar uçuşuyor, ama heyhat! Çıka çıka üç-dört defter ile bir tomar çek-senet... Çelik kasanın biraz ötesinde bir tomografi cihazı ile bir otomobilin parçaları... Otomobilin öteki yarısı yol kenarında...

KELİMELER TOZ
Ve yol kenarında tozlara bezenmiş bir defter... Tozunu şöyle bir üfledikten sonra adresini okuyorum: Büyük Dersane, Yıldız Selda Çakmak, No: 443.

Enkazın ortasında otomobil parçalarıyla ilgilenen Murat Bey ile konuşuyorum. "Tanır mıydınız Yıldız Selda Çakmak'ı?" "Bey" diyor, "Burası koskoca bir işhanı idi. Her şey 45 saniyede toz oldu gitti, gördüğün gibi... Kim, kimi tanıyacak?"

Defterin yapraklarını karıştırıyorum. Selda Yıldız Çakmak adı ve bir numara: 1649. Bu da okuldaki numarası olmalı... Karşı sayfaya "sesli ünlü"leri yazmış... Bir sonraki sayfayı "Coğrafya Bölümü" olarak ayırmış... Ama ardından, Hititler'e uzanan "tarih" dersi gelmekte...

TELEFON SESSİZ
Defterin sayfaları arasında iki telefon numarası... Selda Yıldız Çakmak'a ulaşmak için bir vasıta olabilir mi? İlkini çeviriyorum, cevap yok. İkincisine önce bir kadın çıkıyor, kadın sonra telefonu bir delikanlıya veriyor. Bu şiirler o "delikanlı" için yazılmış olamaz mı? Delikanlı: "Belki, dört-beş yıl önce aynı dershaneye gitmiş olabiliriz. Ama şimdi ne Selda'yı hatırlıyorum, ne o şiirleri..."

Ve defterin ön kapağına yapıştırılmış bir tebrik kartı. Sevgiliye yazılmış olmalı, çünkü bir kalp içine "Sevgilim'e" diye bir ibare ile yanına şu cümleler dökülmüş: "Canım, bayramını en içten dileklerimle kutlar, sağlıklı mutlu ve bol neşeli günler dilerim."

Karşı sayfada bir şiir:

"Aşk üzerine ne söylenmişse
hepsi yalan / gerçek olan bir şey varsa / o da anılarda ve hatıralarda kalan!"

Kim bilir kaç yaşındaydı, şimdi yaşıyor mu? Yaşıyorsa hangi çadırkentin rüzgârla kardeş mahzeninde gençliğini tüketmekte? Ama gençliğinin hülyası ile kaleme aldığı şiirleri bir enkaz altında da olsa anıları ve hatıraları ile yaşamasını sürdürüyor işte...


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır