kapat

30.09.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber Ýndeksi
Yazarlar
Günün Ýçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
inter merkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
Ýstanbul
Ýþte Ýnsan
Astroloji
Reklam
Sarý Sayfalar
Arþiv
Hazýrlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGÝ BASIM YAYINCILIK SANAYÝ VE TÝCARET A.Þ.
CENGÝZ ÇANDAR(ccandar@sabah.com.tr )


Türk gazeteci yok mu?

Ecevit-Clinton görüþmesinin derin analizi

Zirveden çýkan Ecevit, Beyaz Saray önünde basýna konuþtu. Ayrýntýlarýn Beyaz Saray brifinginde Amerikalýlarca verileceðini söyledi.

Ecevit ayrýlýnca Türk gazeteciler de onun peþine takýlýp oradan gittiler. Biraz sonra yapýlan Beyaz Saray brifinginde neredeyse Türk gazeteci yoktu.

Baþbakan Bülent Ecevit, Beyaz Saray kapýsýnda Bill Clinton tarafýndan uðurlandýktan sonra, birkaç saattir kendisini bekleyen kameralarý ve çok sayýda mikrofonlarýyla bekleyen kalabalýk gazeteci topluluðu önüne gelip Ýngilizce açýklamasýna baþladýðýnda "Türk-Ýsrail iliþkileri" diye cümleye girince, Amerika ziyareti, Türk basýnýnýn kayýtlarýna "pot gezisi" olarak geçiverdi.

Ankara'dan ayrýlýrken, "Türkiye'de bulunamayacaðý için Türk halkýnýn ve kahraman silahlý kuvvetlerimizin 30 Aðustos Zafer Bayramý'ný kutlayan" Baþbakan, kimisince "tarih”" olarak nitelenen Beyaz Saray görüþmesinin ardýndan, söze Ýsrail ile girince, kimi gazetecilerin yüzlerine tebessüm yayýldý.

HAYALKIRIKLIÐI
Ankara'dakinin aksine, yanlýþýný anýnda düzeltti ve görüþmelerin içeriði itibarýyla pek bir þey söylemeden ayrýldý gitti. Bu durumda, benzeri birçok durumda olduðu gibi, basýn mensuplarýnýn, görüþmenin içeriðiyle ilgili hüküm yürütmesi için Amerikalýlar'ýn yapacaðý Beyaz Saray brifingini beklemek kaldý. Ama brifinge az sayýda gazeteci kaldý. Çoðunluk, Baþbakan'ýn peþine düþtü...

DAÐ FARE DOÐURDU
Ecevit'in Amerika ziyareti, geziyi izleyenlerde sürekli duygu dalgalanmalarý yarattý. Washington'a ayak basar basmaz, ayaklar da suya erdi ve Türkiye'deki þiþirilmiþ beklentilerin, burada karþýlýk bulmayacaðý anlaþýldý. Þaþkýnlýkla karýþýk bir hayal kýrýklýðý, Ecevit'in dil sürçmeleriyle de beslenerek, daha Beyaz Saray görüþmesi öncesinde "dað fare doðurdu" yakýþtýrmalarýna yol açtý. Oysa, Ecevit'in Amerika ziyareti, ne "daðýn fare doðurmasý", ne de resm” televizyon kanalýnýn ýsrarla vurguladýðý cinsten "tarih”" bir ziyaret. Amerika'nýn çoðunluðu ziyaretin farkýnda bile deðil.

"Resm” Amerika" ziyaretine "makul ölçüler içinde" önem veriliyor. Amerikalý yetkililer, ziyaretin "baþarýlý" geçtiði imajýný, özellikle Türk basýnýna vermekte bizim yetkililerden de gayretli bir hava içindeydiler. Bu iþi en baþta, Amerika'nýn Avrupa'dan sorumlu Dýþiþleri Bakan Yardýmcýsý Marc Grossman ile Ankara'daki halefi Mark Parris üstlendiler.

OLMAYANLAR
Özellikle Amerika'nýn Ankara Büyükelçisi Mark Parris, Ecevit'in ardýndan Beyaz Saray bahçesinde kendisiyle sohbet ederken "This was a very, very good visit" (Bu, çok ama çok iyi bir ziyaret oldu" dedi ve ekledi: "Bir büyükelçi için bundan daha iyisi düþünülemez"...

Bu gezide olanlar ve olmayanlar var. Olmayanlardan baþlayalým:

* Amerika'dan deprem nedeniyle çýkarýlmasý ve Amerikan garantisine baðlanýlmasý istenilen devlet tahvillerine destek alýnmadý. Amerika'nýn bu konuda kýlýný kýpýrdatmayacaðý anlaþýlýnca, ziyaret öncesinde Türkiye bu isteðini geri çekti.

* FMS (Asker” Dýþsatýmlar) kredilerinden doðan borçlarýn silinmesi isteði, Kongre duvarýna dahi çarpmadan, geri döndü. Amerika'nýn buna niyeti yok. Bunun imkânsýzlýðý Türk tarafýnca anlaþýldý.

* Bakž-Ceyhan konusunda, daha önce altýný çizerek yazdýðýmýz gibi, Amerika'nýn "alen” siyasi desteði" sürüyor ama "somut mal” desteði" söz konusu deðil. Bu konunun "fizibilite çalýþmalarýnýn sürdüðü" açýklandý. Ýlânihaye süreceðinden ve Bakž-Ceyhan'ýn yavaþ yavaþ bir hayal haline dönüþmeye baþladýðýndan emin olabilirsiniz.

TEKSTÝLÝ SALLADI
* Tekstil kotalarýnýn geniþletilmesi konusunda, toplantý esnasýnda, Clinton, Amerikan tarafýna "konuyu incelemeleri" talimatýný verdi. Bir anlamda, iþ, "komisyona havale" edildi. Bu arada, Amerikan tarafýnýn, bu konu görüþülürken North Carolina eyaletinde onbinlerce kiþinin Floyd kasýrgasýndan etkilendiðini söylemesi manidardý. North Carolina, tekstil kotasý lobisinin baþýný çeken eyalet...

* Kýbrýs'a iliþkin olarak, Amerika, "görüþmelere önkoþulsuz ve en kýsa sürede oturulmasý" konusunda G-8 kararýný ýsrarla tekrarladý ve noktada geri adým atmadý.

* Irak ambargosundan ötürü Türkiye'nin uðradýðý zararlar, Ecevit'in þikayetiyle gündeme getirildi. Clinton, Türkiye'ye bu konudan ve Ýncirlik'ten ötürü övgüler yaðdýrdýktan sonra, bu zararlarýn bir þekilde giderilmesi üzerinde duracaklarýný söyledi. Somut bir rakam veya yükümlülük yok...

GERÝYE NE KALDI?
Önemli birkaç husus var. Bazý "ilk"ler...

Ýki ülke arasýnda "yatýrým-ticaret anlaþmasý" imzalandý. Bu, her iki ülke arasýnda 6 milyar dolar düzeyinde olan ticaretin yeni ve daha büyük boyutlara taþýnmasýna imkân verecek. Ekonomik iliþkiler de, böylece kurumlaþýyor.

Önümüzdeki ay, Mark Parris baþkanlýðýnda bir Amerikan iþadamlarý heyeti, Güneydoðu'da yatýrým imkânlarýný araþtýracak. Bunun bir "ilk" olup olmadýðýný, Mark Parris'e sorduðumuzda, "Benden önceki büyükelçilerin böyle bir giriþimi olduðunu bilmiyorum. Galiba ilk" dedi ve bu konuda da ham hayal kurulmasýný önlemek istercesine, "Ama General Motors'un yönetim kurulu baþkanýný götüreceðimi sanmýyorsunuz herhalde" diye ekledi.

GÜNEYDOÐU HAYALÝ
Bir baþka Amerikan Dýþiþleri yetkilisi daha içten bir gözlemde bulundu, "Türk iþadamlarý Güneydoðu'ya yatýrýmda bulunuyorlar mý? Siz oraya yatýrým yapar mýsýnýz" deðerlendirmesiyle, bu "yeni adým"ýn Ecevit'i tatmin etmek için Beyaz Saray'da verilen bir "havuç" olduðunu ima etti.

En ilginç "ilk", FBI'ýn Ankara'da "uyuþturucu" konusunu izlemek üzere bir büro açacaðýnýn kararlaþtýrýlmasýydý. Böylece, Türkiye'de "kara para trafiði" ve "mafya iliþkileri", Amerikan devlet denetimi altýna girmeye baþlayacak. Bazýlarý için kötü haber olabilir...

KIBRIS'TA YENÝ ÝSÝM
Ecevit'in Washington ziyaretinin en önemli boyutu, kuþkusuz Kýbrýs'a iliþkin bölümüydü. Kýbrýs konusunda neredeyiz?

Bu konuyu, Türkiye-Yunanistan iliþkileri ve AB'nin Aralýk ayýnda Helsinki Zirvesi'nde Türkiye'ye "adaylýk" statüsü tanýnmasýyla baðlantýlý olarak düþünmek gerekecek. Amerikan tarafý, üzerine basa basa, "Türkiye ile Yunanistan arasýnda son dönemde kazanýlan momentumun (ivme) devam etmesi için çeþitli seçenekler üzerinde durulduðunu ve Ecevit'in bu konuya olumlu yaklaþtýðýný" belirtiyor. Söz konusu "momentum"un devamý, Kýbrýs'a iliþkin adým atýlmasýyla mümkün olabilecek. Kýbrýs'a iliþkin varýlan sonuç, ibresi Amerika'ya dönük duran bir orta yol formülü... Þu:

Hiç vakit geçirmeden, Baþkan'ýn Kýbrýs Özel Temsilcisi Al Moses, önümüzdeki hafta Ada'ya gidiyor. Altýný çiziyorlar: "Bu, bundan önceki gibi Ada'da temas turlarý olmayacak. Hem unutmayýn; Moses, Beyaz Saray'daki toplantýda vardý ve dolayýsýyla toplantýnýn havasýný biliyor ve Baþkan'ýn özel temsilcisi..." Yani?

Bunu, "taraflarýn bir an önce BM gözetiminde önkoþulsuz görüþmelere oturmasý" yönündeki Amerikan pozisyonunun, ýsrarla dile getirilmiþ olmasýyla birleþtirin, "yani"nin ipuçlarý çýkýyor:

Buna göre, "muhtemelen":
Moses, Ada'ya görüþmelere baþlama tarihini belirlemeye gidecek ve aldýðý neticeye göre, BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Denktaþ ve Klerides'i New York'a davet edecek.

SÜRPRÝZE HAZIR OLUN
Gerçi Ecevit, Clinton görüþmesi sýrasýnda, Denktaþ'ýn (KKTC'nin) tanýnmasý þartýný öne sürmüþ ama kendisine "Bu konuyu, görüþme masasýna getirsin" cevabý verilmiþ. Ayrýca, Amerikalýlar, "Kýbrýs'ta bulunacak bir çözümün 1974 öncesi þartlarýný geri getirmeyecek cinsten olmasý gerektiði"nin altýný çizerek, Ecevit'e, kullanabileceði bir "argüman vizesi" vermiþ oldular. Nitekim, Ecevit, görüþme akþamý Mayflower Oteli'nde gazetecilerle sohbet toplantýsýnda, bunu hatýrlatarak "vize"yi kullanmaya baþladý...

Þöyle bir yorumun ipuçlarý mevcut: "Hele Denktaþ masaya otursun; biz, sizin (Türkiye'nin) istediðiniz çözüme yakýn bir tavýr alýrýz."

Amerika açýsýndan, Kýbrýs görüþmelerinin BM gözetiminde baþlamasý, Türkiye-Yunanistan iliþkilerinde momentumun sürebilmesini ve böylece Türkiye'ye Helsinki'de AB adaylýðý kapýlarýnýn açýlmasýný saðlayacak...

Kýbrýs'ta yakýnda bir hareketlenme sürpriz olmayacak...

APO'NUN ÝDAMI
Ecevit-Clinton görüþmesinin bir baþka ilginç yaný, Abdullah Öcalan ve Kürt meselesine iliþkin cereyan etti. Clinton, Abdullah Öcalan'ýn yakalanmasý sonrasý ortaya çýkan durumla ilgili, Ecevit'in görüþlerini dinlemek istedi. Ecevit, son geliþmelerin "beþ yýl önce düþünülemeyecek ve konuþulamayacak bazý seçenekleri þimdi mümkün kýldýðýný" belirtti. Seçeneklerin neler olduðu havada kalmýþ; veya bu diyalogu bize aktaran Amerikan kaynaklarý iþin ayrýntýsýna girmekten kaçýndýlar. Ancak, Öcalan'ýn idamý konusunun hiç telaffuz edilmediðini belirtmekte bir sakýnca görmediler.

Kürt meselesinin çözümü doðrultusunda Türkiye'den bir hareket beklenmeli mi? Belli deðil. Bununla birlikte, Ecevit, bu konuya demokratikleþme ve insan haklarýna iliþkin iyileþtirme adýmlarý çerçevesinde deðiniyor. Amerikalýlar, bu yönde atýlan adýmlarý teþvik ediyorlar. Ýnsan Haklarýndan sorumlu Devlet Bakaný'ný yakýnda Amerika'da konuk edecekler.

ÝYÝ NÝYET GEZÝSÝ
Yani, insan haklarý da, Türk-Amerikan iliþkilerinin sürekli izleme konusu haline geliyor. Akýn Birdal'ýn serbest býrakýlmasý, Washington'da memnuniyetle kaydediliyor.

Bu içerikteki bir gezi için nasýl bir niteleme yapmak gerekiyor?

En gerçekçi deðerlendirmeyi bir Amerikan yetkilisi yaptý: "Bu, bir iyi niyet gezisi oldu."

Türk-Amerikan iliþkilerinde elle tutulur mal” ve somut sonuçlar az ama "asayiþ berkemal"...

The Newyork Times:

'Ecevit zirveden elleri boþ çýktý'
GAZETEDE dün Baþbakan Bülent Ecevit'in Amerika ziyaretinin sonuçlarýnýn ne olduðuna iliþkin çýkan bir makalede görüþmeden Türkiye'nin umduðunu bulamadýðý belirtildi. Amerika'nýn en etkili gazetesinde yer alan makale, "Clinton görüþmesinden Türk'ün elleri boþ çýktý" baþlýðýný taþýyordu.

The New York Times'in tanýnmýþ yazarlardýnda Jane Perlez tarafýndan kaleme alýnan haber-deðerlendirme yazýsýnda "Þimdi Kýbrýs Temsilcisi olan Amerika'nýn eski Romanya büyükelçisi Alfred H. Moses'ýn bölgeye gönderilecek olmasý Beyaz Saray görüþmesinden çýkan en somut eylem olarak gözüküyor" denildi. Yazý, "Türkiye Baþbakaný Bülent Ecevit ve Baþkan Clinton arasýndaki görüþme deprem yardýmýna iliþkin hiçbir yükümlülük altýna girilmeden sona erdi" cümlesiyle baþlýyor.

Bu konuda Amerikan üst düzey kaynaklarýna dayanýlarak "Amerika'nýn depremden sonra Türkiye'nin imar faaliyetine giriþmesi için tasarlanan spesifik bir yardým paketi o kadar sulandýrýldý ki, sonunda Türkiye önerilerini kabul etmemeye karar verdi" ifadesi dikkat çekiyor. Makalede Kýbrýs tartýþmasýnýn arka planýna özellikle deðinildi ve "Amerikalý bir yetkili dikkatli bir dil kullanarak, Türk liderinin 'Al Moses'in görüþmeler yoluyla çözüm yolunda ilerlenmesi imkanlarýný araþtýrmak amacýyla bölgeye gönderilmesi fikrini desteklediðini' söyledi" satýrlarýna yer verildi.

TEK SÜTUNA HABER
The New York Times'in bu olumsuz haberinden ayrý olarak The Washington Post gazetesi de konuya Ýç Haberler sayfasýnda "Washington'dan kýsa kýsa" bölümünde yer verdi. Gerçekten çok kýsa olan haberde "Amerika Türkiye'yi Kýbrýs'ta görüþmelere oturmaya zorladý" baþlýðýnýn altýnda, "Baþkan Clinton Türkiye ile iliþkilerde nadir rastlanan bir anlaþmazlýðý ortaya koyarak Türkiye'yi Kýbrýs'ta Yunanistanla 25 yýllýk bir gerginliði çözmek amacýyla diplomatik giriþime destek olmaya zorladý" denildi.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGÝ BASIM YAYINCILIK SANAYÝ VE TÝCARET A.Þ. - Tüm haklarý saklýdýr