kapat

30.09.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
inter merkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Kemal Bey için freedir!

Biz gazeteciler, televizyoncular, muhabirler, kameramanlar, yazarlar, çizerler deprem istismarcısı mıyız! Zelzele sömürüsü mü yapmaktayız?

Zaten insanlar acılı...

Biz acı satıcısı mıyız?

Felakete düşmüş insanların tepkilerini levye yaparak, kaldıraç gibi kullanarak yazılarımızın okunmasını sağlama şarlatanlığına mı sapmaktayız? Yoksa depremden toplumun dersler çıkartmasına yardımcı olmak için doğru olan neyse onun peşine düşüp, gerçeği bulup, sergileme peşinde miyiz?

İçime şüphe düştü...

Kemal Demir'e dinozor dedik.

Kızılay'ın Başkanı dinozordur.

Diye yazdık.

Niçin dinozor? Çünkü Kızılay, deprem bölgesine bakımsızlıktan çürümüş, delinmiş, küf kokan eski çadırları bile sekizinci günde ancak ulaştırabilmişti. Oysa Kızılay, depremin vurduğu kentler Adapazarı, İzmit, Gölcük, Yalova, İstanbul Avcılar, Bolu Düzce'ye 8 gün sonra değil 3 saat içinde ulaşabilmeliydi.

Eğitimli personeli olmalıydı.

Yük helikopterleri...

Doktor taşıyan küçük uçaklar.

İlaç ulaştıran hızlı araçlar.

Özel giysiler...

Modern çadırlar.

Enkaz koklama köpekleri.

Portatif yaşama üniteleri.

Termal kameralar.

Uydu telefonlar.

Telsizler, bilgisayarlar.

Mini kameralar, mini robotlor.

***

Kızılay, fay hatları üzerinde kurulmuş depolarında stokladığı bu ürünleri depreme karşı her an hazır tutmalıydı. Ve büyük depremin olduğu 17 Ağustos gününün sabahında Bolu Düzce'ye, Adapazarı'na, İzmit'e, Gölcük'e, İstanbul Avcılar'a getirebilmeliydi.

Getiremedi.

Dinozor gibi hantal kaldı.

Ve Kızılay'ın 22 yıldır değişmeyen başkanı Kemal Demir'den de 5 yıldız kalitesinde bir Kızılay hizmeti beklemeye toplumun hakkı vardı. Kemal Demir, bu 5 yıldız hizmeti sunamadığı gibi gece konaklama ücreti 350 dolar olan 5 yıldızlı Ankara Oteli'nde kalıyor, kendisinde bu hakkı görüyor diye yazmıştık.

İçime şüphe düştü.

Acaba haksızlık mı ettik?

Zelzele sömürücülüğü mü yaptık?

Zaten Kızılay Başkanı Kemal Demir de Meclis Komisyonu'nda verdiği bilgide; "22 yıldır Kızılay'a Allah rızası, kul duası için çalıştım. Ankara'ya geldiğimde kaldığım otelin suit odasında masrafları kredi kartıyla kendi paramla ödedim" dedi.

İçimdeki şüphe iyice büyüdü.

Kemal Demir, otelin bir gece kalma ücreti 350 dolar olan bedelini kendi parasıyla ödemişti ve biz bunu "Kızılay'a ödetti..." gibi yazmıştık, öyle mi?

Böyleyse...

Korkunç bir durum.

Bel aşağısı vuruş..

Tam deprem sömürüsü...

Kemal Demir'in suit odasında kaldığı Ankara Oteli'nin Müdürü Turgay Eroğlu ile konuştum. Bilgi aldım, "Kemal Demir, oda ücretini kendi mi ödedi?" diye sordum. Müdür Eroğlu, "Oda, Kemal Bey için freedir..." dedi ve sadece odada kalırken yerli yabancı içki içmişse, ya da lokantasına inip yemek yemişse, ütüsü bozulmuş pantolonunu ütületmiş ya da gömleğini yıkatmışsa onların bedelini kredi kartıyla ödemiş.

***

Oda ücretini ödememiş.

Çünkü oda ücreti free...

Otelcilik dilinde free... bedava demek. Niçin bedava? Çünkü Ankara Oteli'nin mülkiyeti Emekli Sandığı'na ait. Emekli Sandığı'nın otellerini Emek İnşaat diye bir şirket işletiyor. Emek İnşaat'ın yüzde 49 hissesi de Kızılay'a ait. Diğer yüzde 49 hissesi de Emekli Sandığı'na... Emek İnşaat yönetimi, bir yıl önce İkram Tenzilat Yönetmeliği diye bir yönetmelik çıkarmış ve bu yönetmeliğe Kızılay Başkanı'nın otelde kalması halinde oda ücretinin free olması gerektiğini yazmış. Müdür Turgay Eroğlu diyor ki; "Kemal Demir'den oda ücreti alamazdık, çünkü yönetmeliğe aykırı olurdu..." Dolayısıyla Kemal Demir, gerçeğin tamamını söylemiyor.

***

Dinozorluk direniyor.
Çünkü ana sorun zaten Başkan'ın 5 yıldızlı otelde kalırken ücreti Kızılay'a ödetip ödetmesi değildi. Ana sorun Kızılay'ın deprem olduğu saatten en fazla 3 saat sonra çadırından, doktoruna, yiyeceğinden, ambulansına 5 yıldız kalitesinde hizmeti halka sunamamış olmasıydı.

2 bin çalışanı...

55 trilyon yıllık bütçesi...

7 trilyon personel maaşı...

Müdürlerine yılda 250 milyar lira yolluk harcırahı ayırabilen 122 yıllık Kızılay, halka delik çadırdan başka bir hizmet sunamıyor. Ve en alttan en üste kadar çürümüş, partilerin yemliği haline getirilmiş bu kurumun yeniden yapılanması için ortaya bir proje de konulmuyor. Sorun sadece Kemal Demir'in otel ücretine indirilip, Kızılay'ın yeniden yapılanması erteleniyor.

Dinozorluk direniyor...

Şüphemizi taze tutalım...

Zelzele sömürücüsü kim?

Hep sorgulayıcı olalım...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır