kapat

30.09.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
inter merkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Yağ var, para yok

Ecevit'in ABD ziyareti, Türkiye'yi manevi yönden onurlandıran fakat kaynak beklentisini cevaplamayan bir faaliyet oldu.

Ziyaret, Türkiye'nin sermaye açığını acilen karşılamak açısından fırsattı ama iyi hazırlık yapılmadığı için değerlendirilemedi.

ABD yönetimi, Kongre onayı gerektirdiği için mali yardım alışkanlığını hızla terkediyor.

Buna karşılık Başkan'ın çok daha etkili ve hızlı çalışan olanakları var:

İlki, Dünya Bankası üstündeki etkinliği..

Amerikan başkanları, uzun vadeli krediler açtırarak Latin Amerika ülkelerine yardım ediyorlar.

Clinton, başkanını bizzat tayin ettiği Dünya Bankası'ndan Türkiye'ye en az 3 milyar dolar "yapısal uyum kredisi" verdirebilirdi.

Amerikan Eximbank'ına daha önce Boeing uçakları için aldığımız krediye benzer bir kredi açtırabilir, biz de bunu Amerikan şirketlerinin enerji yatırımlarında kullanabilirdik.

Türkiye'ye yatırım yapacak Amerikan şirketlerine devlet garantisi (OPİC) vererek sermaye girişini özendirebilirdi.

İsrail'e yaptığı gibi Türkiye'nin "Amerikan Hazinesi Garantili Tahvil" ihraç etmesine imkân tanıyabilirdi.

Büyük resim kayboldu
Hiç biri gündeme gelmemiştir. Çünkü ağlamayan çocuğa meme vermezler..

Türkiye bu imkânları zorlayan bir program sunmamış, Kongre onayı gerektiren bir "olmaz"ı, yani askeri kredilerin faiz borçlarını sildirmeyi hedeflemiştir.

Oysa Orta Asya ve Kafkasya'da enerji yatırımı yapan büyük Amerikan şirketleri için Türkiye bir fırsatlar ülkesidir.

Amerikan şirketleri, Orta Asya doğal gazını Türkiye'de satarak, elektriğe çevirerek ve bu enerjiyi Avrupa'ya, İsrail'e satarak para kazanacaklardır.

Bu faaliyet Türkiye'nin yanında öteki Türk Cumhuriyetlerinin ekonomilerini güçlendirerek siyasal kazanımlar da yaratacaktır.

Çünkü bu cumhuriyetlerin Moskova'ya bağımlılığı böyle azalacaktır.

Ayrıca Türkiye'de kurulacak enerji santralları rekabetinde Amerikan şirketleri büyük avantaj kazanacaktır.

Turgut Özal'lık fırsattı
Gezide, bu büyük resmin Amerikan yönetimine iyi pazarlanmadığı anlaşılıyor.

Özal olsaydı Türkiye'nin bugünkü bölgesel gücünü mutlaka daha iyi değerlendirirdi.

Yine de fırsatların kaybedildiği söylenemez. Clinton'un Kasım'da Türkiye'ye gelişi bu büyük imkânların hayata geçirilmesi için yeni bir fırsat oluşturacaktır.

Gezinin "başarı" hanesine yazılabilecek tesellilere gelince..

Amerikan yönetimi Türkiye'yi onore etmiş, Ecevit'e itibarlı bir protokol uygulanmıştır. Standart program, yabancı konuklara Başkan'ın yarım saat ayırmasıdır..

On dakika başbaşa, yirmi dakika heyetler halinde görüşme..

Ecevit'e ayrılan süre 2 saat 15 dakikadır.

İkinci olumlu nokta Türkiye'nin Kıbrıs ve insan hakları konularında, beklendiği ölçüde bir baskıya muhatap olmamasıdır.

Fakat bu iki konuda Türkiye, dünyayı tatmin ettiği yanılgısına düşmemelidir.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır