|
Laf olsun diye değil
Ecevit, Clinton'la görüşmesini 'Bugün her şey görüşüldü, öyle laf olsun diye değil, çözüm arayışları şeklinde' sözleriyle değerlendirdi
Ecevit, Clinton ile görüşmesi sonrasında düzenlediği basın toplantısında sağlığının sorulması üzerine esprili bir cevapla, "Siz teşhis koyabilirsiniz" dedi.
Rahşan Ecevit'in de izlediği basın toplantısında Ecevit'e yöneltilen sorular ve verdiği cevaplar şöyle:
Görüşme sonrasında Kıbrıs yaklaşımınızda değişiklik oldu mu?
-Kıbrıs yaklaşımımızda değişiklik olmamıştır. Kesinlikle de olmaz. Böyle bir gereksinme ortaya çıkmadı. 1974 öncesine dönüş yolu tamamen kapanmış oluyor. Biz görüşlerimizi açıkladık. KKTC'nin görüşleri de belli. Bu tavrımızın değiştirilmesi için herhangi bir baskı gelmeyeceği tahmininde bulunmuştuk o da doğru çıktı. Clinton'un 1974 öncesine dönüş olmayacağını açıklaması, kanımca çok önemli bir açıklamadır.
Türkiye, konfederasyon tezinden vazgeçmiş mi oluyor?
-Hayır, kesinlikle sözkonusu değil. KKTC'nin ayrı bir devlet olduğu tezimize karşı hiçbir baskıyla karşılaşmadık.
IMF ile Stand-by anlaşması ve deprem yardımları görüşüldü mü?
-IMF konusunu görüşmedik ama Clinton'ın bize yapılacak yardımları destekleyeceği bellidir. Zaten görüşlerimiz uyuşuyordu. Clinton da yeniledi.
Kuzey Irak'taki fiili durumu görüştünüz mü?
-Görüşlerimi tekrarladım. Clinton'dan karşı bir görüş gelmedi. Hemen hemen herşeyi konuştuk. Laf olsun diye de görüşülmedi. Karşılıklı görüş alış-verişi şeklinde gündeme geldi.
Başkan Clinton'ın Ankara ziyaretinde ne görüşeceksiniz?
-Boru hatları konusu görüşülecektir. Ama karara bağlanması ertelenen bir konu olmadı. Amerika ile bir ekonomi ve yatırım anlaşması imzalıyoruz. Bu bir çerçeve anlaşması. Amerikalıların bunun içini kısa sürede doldurma kararlılığında gördük. Mesela İsrail ve Ürdün arasında uygulanan serbest ticaret bölgesi modelini Güneydoğu Anadolu'da da uygulama olanağını ileri sürdük. ABD'nin katkısını sorduk. Çok yeni bir konu olduğundan, inceleme sözü verdi, olumlu karşıladı.
Hükümetinizle ilgili görüş belirtti mi?
-Hükümetin çalışmalarını takdirle izlediklerini söylediler. Gerek Al Gore, gerek Clinton, üç partili koalisyon hükümetinin deprem sırasında çalışmalarını kesmemesini ve üç aylık Meclis çalışması döneminde olağanüstü sonuç alınmasını takdirle izlediklerini belirttiler.
İnsan hakları konusunda neler görüşüldü?
-Bizim bu Meclis çalışmalarında bazı önemli adımlar attığımızı biliyorlar. Bizim verdiğimiz sözleri de ciddiye alıyorlar. Ayrıntılara girmedik, onların da ayrıntıları öğrenme konusunda herhangi bir isteği veya baskısı olmadı. Hükümetin ne kadar kararlı olduğunu görüyorlar. Bunu da açıkça ifade ediyorlar.
Bakü-Ceyhan konusunda neler söyledi:
-Bazı şirketlerin direnişleri var. Ortak çalışma konusunda Amerikalıların tam kararlılığını aldık.
Körfez Savaşı sonrasında Türkiye'nin Birleşmiş Milletler ambargosundan dolayı uğradığı zararı gündeme getirdiniz mi"
-Ambargonun kalkmasını değil ama Türkiye'ye bazı bağışıklıkların verilmesini istedik. Bu soruna bir çözüm arayacakları sözünü verdi. Bize o yoldan kaybımız olan kazancı sağlama olanağının tanınması gereğini aktardık. İnceleyeceğini söyledi.
Türkiye-Yunanistan ilişkileri ve son olumlu hava gündeme geldi mi?
-Başlayan diyaloğun umut verici olduğunu ama birdenbire temel sorunların ele alınmasını beklemenin uygun ve gerçekçi olmadığını belirttim. Çıkar birliği olduğu halde neden hala bazı temel sorunların çözülemediği yolundaki düşüncelerimizi aktardım. Psikolojik ve tarihsel nedenler üzerinde de durdum.
Öcalan'ın idamı gündeme geldi mi?
-Kesinlikle olmadı.
Radikal islam görüşüldü mü?
-Dünyadaki bir güncel sorun olarak görüşüldü. Türkiye'nin bu konuya laiklik kapsamında yaklaştığını belirttim.
Türkiye'de sağlığınıza ilişkin spekülasyonlar var. Sağlığınız nasıl?
-Sağlığımla ilgili siz teşhis koyabilirsiniz.
|
Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|