Hem, diyelim adam oturdu, neden Ecevit de hemen ellerini cebine sokup ıslık çalmaya başlamıyor? Madem öyle işte böyle!
Bu resme bakıp da, Clinton'a şöyle okkalı bir kafa geçirmeyi düşünmeyen adamın Türklüğünden kuşku duyulur. Sormazlar mı: Clinton efendi de, Ecevit gibi ayakta dursaydı yumurtaları mı soğurdu?
Gerçi o zaman da, boy farkı sinirimize dokunacaktı, milletçe kısa boy kompleksine sürüklenecek, bir daha Erdal İnönü'den başkasını yurtdışına göndermemeye karar verecektik ama olsun, ezilmekten iyidir...
1.90'lık Chirac ile Demirel'in resimlerine üzülüp de, kendimizi "Ama bizimki 40 yıldır iktidarda" diye avutmadık mı?
Belki Clinton da, sırf boy farkını kapatmak için yahut samimiyet olsun diye oturdu ama insan yine kıllanıyor: Neden karşısında lise talebesi varmış gibi duruyor?
Bize zorla jilet reklamındaki lafı söyletecekler: Burası Türkiye, yok öyle!
Sabah yazarlarının görüşlerini yukarıda okudunuz. Bana kalırsa hepsi de bu fotoğrafa sinirlendi ama zaten yay gibi gergin olan halkımızı daha fazla kudurtmamak için meseleyi yumuşatmaya çalışıyorlar.
Bana kalsa, bu fotoğraftan icabında savaş bile çıkar!.. Tarihte biz, hep ciddi meselelerden mi savaştık sanki! Bir kere de fotoğraftan kapışalım, ne olur?
Benim naçizane fikrimi sararsanız, söyleyim:
Bu fotoğraf, "Güc'ün fotoğrafıdır!"
Gönül isterdi ki, Clinton Ankara'ya gelsin, Ecevit onun gibi koltuğa ilişsin, Clinton da elleri önünde dursun, Amerikalı yazarlar da, Ecevit niye böyle oturmuş diye kapışsınlar!
Sinirleneceksek, güçsüzlüğümüze sinirlenmeliyiz!
İlker SARIER