kapat

30.09.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
inter merkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Keleş'i bakanlık biliyordu
Ankara-Ulucanlar Cezaevi'nde mahkumların elinde Keleşnikof tüfek olduğunu Adalet Bakanlığı biliyordu. Yetkililer, 'direniş' korkusuyla koğuşlarda arama yapmayı göze alamadı

Cezaevlerindeki son olaylardan sonra, 5'inci koğuşta bulunan kalaşnikof marka otomatik tüfekten Adalet Bakanlığı'nın haberdar olduğu öğrenildi. Adalet Bakanlığı'ndan edinilen bilgiye göre, kalaşnikofun varlığına ilişkin istihbarat geçen mart ayında İçişleri Bakanlığı'ndan geldi. Tahliye olan bir adli hükümlü Emniyet İstihbarat birimlerine yaptığı ihbarda, terör suçlularıın bulunduğu 4 ve 5'inci koğuşta, kalaşnikof marka otomatik bir tüfek bulunduğunu iddia etti. İddia üzerine çalışma başlatan Emniyet ve Jandarma birimleri, ihbarın doğruluğu yönünde bulgular elde ettiler ve durumu Adalet Bakanlığı'na bildirdiler.

5 yıldır aranmıyor!
Adalet Bakanlığı konudan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nı haberdar ederek, ihbar ile ilgili araştırma yapılmasını istedi. Yapılan soruşturma sonucunda, terör suçlularının kaldığı bölümde, kalaşnikof marka otomatik tüfek olabileceği ve iddianın doğruluğunun ancak koğuşlarda yapılacak aramayla tespit edilebileceği belirtildi. Ancak Adalet Bakanlığı bir direniş endişesiyle geçtiğimiz haziran ayında koğuşlarda arama yapılmasına izin vermediği öğrenildi.

Bu arada, Ankara Ulucanlar Kapalı Cezaevi'nde 1994 yılından bu yana geniş kapsamlı bir arama yapılmadığı da belirlendi. Terör suçlularının kaldığı bölümde son 5 yıldır sadece İnfaz Koruma Memurları'nın katıldığı aramalar yapıldığı öğrenildi.

Bu arada Bergama Cezaevi'nde bulunan terör suçlusu mahkumların, 5 infaz koruma memurunu rehin tutma eylemi sürerken, Buca ve Aydın cezaevlerinde de sayım vermeme eylemleri devam ediyor. Bergama Cezaevi'nde sol örgüt üyesi 118 mahkum, 5 infaz koruma memurunu rehin tutuyor.

Gebze Özel Tip Cezaevi'ndeki terör suçlusu hükümlü ve tutuklularsa, ellerinde rehin tuttukları 19 görevliden 1 kadın infaz koruma memurunu daha serbest bıraktılar. Halen 16 cezaevi görevlisini rehin tutan eylemci 450 hükümlü ve tutuklu, daha önce de 2 bayan infaz koruma memurunu serbest bırakmışlardı.

Cenazet teslimi başladı
Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'ndeki olayda hayatını kaybeden tutuklu ve hükümlülerin cenazeleri, ailelerine teslim edilmeye başlandı. Olayda ölenlerin adlarını okuyarak, her biri için "Yaşıyor" diye bağıran tutuklu ve hükümlü yakınları, beyaz tülbent ve kırmızı kurdele bağladılar. Tutuklu ve hükümlü yakınlarının, diğer cenazelerin teslim edilmesi için Adli Tıp Kurumu önündeki bekleyişleri sürrüyor.

O da şikayetçi
Dün İzmir Barosu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Okyay bir yazılı açıklama yayınladı ve "Cezaevlerinde ölüm sonucunu doğuran olayların birinci dereceden sorumlusu Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, derhal istifa etmelidir" dedi. Oysa Bakan Hikmet Sami Türk, "Ben de şikayetçiyim. Benim de hoşuma gitmeyen şeyler oluyor. Örneğin, otopsi yapılırken, avukatlar da orada bulunmalıydı" diyor.

Cezaevi değil cephanelik
İşte Ulucanlardaki Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde ele geçirilen silah ve silah olarak kullanılan malzemelerin dökümü şöyle:

Hortum bağlanarak lav silahı gibi kullanılan tüpgazlar.

1 adet Kalaşnikof otomatik tüfek,

1 adet tek kırma av tüfeği,

1 Saddam marka 9 mm çapında tabanca,

1 Browning, 9 mm çapında tabanca,

1 Star marka 9 mm çapında tabanca,

2 Map marka 7.65 mm çapında tabanca,

2 kalem tabanca

2 el bombası (menşei belirlenemedi),

2 susturucu,

50 molotof kokteyli,

Yaklaşık 200 adet kesici ve delici alet (kama, bıçak, şiş, demir çubuk),

Bomba yapımında kullanılan nitrat, tiner ve halen kimyasal analizi devam eden yaklaşık 10 kilogram kimyasal madde,

Eğitim amaçlı olarak kullanılan 50 adet maket tabanca, tüfek ve el bombası,

Çok sayıda örgütsel doküman, pankart, bayrak ve örgüt liderlerine ait poster.

Bütün suç siyasilerde
Cezaevlerinin kontrolden çıkması, terör örgütleri ile mafyanın eğitim merkezleri haline gelmesi faturası siyasilerde. Oy kaygısıyla tutuklu ve hükümlüler üzerinde politika yaptılar. Hataları ilk kabul eden 5 kez Adalet Bakanlığı yapan Oltan Sungurlu oldu.

İktidara gelebilmek için seçim öncesi af sözleri verildi. Adalet reformu yerine cezaevlerine boşaltmak çözüm olarak görüldü. CMUK ve TCK delik deşik edildi. Suç işleyen ceza görmeyeceğini görse dahi cezaevinde krallar gibi yaşayacağını anladı. Cezaevleri garibanlar dışında, çile çekilen yer değil, keyif çatılan yer oldu.

Abuk CMUK
Siyasetçiler CMUK'u değiştirip 7 yıla kadar olan hapis istemli davalarda tutuklanma şartını kaldırdılar. SHP'li Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın öncülüğünü yaptığı CMUK değişikliği sonucu suç patlaması oldu. Polis bugün yakaladığı hırsızı, ertesi gün yine karşısında ev soyarken buldu.

TCK çağın gerisinde
Türk Ceza Kanunu çağın gerisinde kaldı. Gözlük gasp edene 20 yıl, bir kızın ırzına geçene 6 ay ceza verildi. 48 kez af çıkarıldı. İnfaz kanununu değiştirip alınan cezanın yüzde 40'ını affettiler. Kalan her ayın 6 günü de infazdan düşülmeye başlandı. Böylelikle 10 yıl hapis cezası alan bir kişi 4 yıl yatıp çıkmaya başladı.

Hücre sistemi engellendi
Türkiye'de koğuş sisteminin terkedilip, oda sistemine geçilmesi için yapılan projeleri de engellediler. Özal döneminde Eskişehir'de oda sistemine göre modern bir cezaevi yapıldı. Terör suçluları buraya konulacaktı. Ancak SHP'li Seyfi Oktay ile Algan Hacaloğlu'nun baskısı ile Demirel-İnönü hükümeti "İnsan haklarına aykırı" diyerek bu cezaevini kapattı. Şimdi Hacaloğlu dahil bütün siyasiler oda sistemine geçilmesini savunuyor.

Ersin BAL/ANKARA


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır