Büyük Marmara Depremi öncesinde Türkiye'ye gelen IMF heyeti, 1999, 2000 ve 2001 yıllarına ait hedefleri net olarak ortaya koymuştu. Enflasyondan, bütçe açığına, büyümeden faiz dışı fazlaya kadar Türkiye'nin 3 yıllık ekonomik perspektifini çizen hedeflerine ulaşılmasına Marmara Depremi sonrası kuşkuyla bakılmaya başlandı. Ancak ekonomi bürokratları ise herşeye rağmen bu rakamların tutturulacağı konusunda güven vermeye devam ediyor.
Hükümetin depremden sonra bile daha önce yakın izleme anlaşması uyarınca verdiği sözleri yerine getirdiğini sık sık hatırlatan bürokratlar, bundan sonra da iç ve dış piyasalara güven verecek uygulamalara devam edileceğini belirtiyor. Bu konudaki görüşün net olduğunu vurgulayan bürokratlar, siyasi tercihlerde bir değişikliğin olmaması halinde, Türkiye'nin hedeflere uyma konusunda bir sorun yaşamayacağı inancını taşıyor.
Yüzde 25 enflasyon
Bu arada IMF'in 1999 sonunda yüzde 58.7 ve 2000 yılında yüzde 25'e inmesini öngördüğü hedeflere eski Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saraçoğlu, Hazine eski Müsteşarı Mahfi Eğilmez, Merkez Bankası eski Başkan Yardımcısı Ercan Kumcu'dan önemli eleştiriler geldi. Eski bürokratlar 2000'de yüzde 3-4 seviyesinde bir büyüme ve GSMH'nin yüzde 8'ine ulaşmış bir bütçe açığı ile yüzde 25 enflasyon hedefinin tutturulmasının mümkün görünmediği savunuyor. Hedeflerin revize edilmesi gerektiğini savunan eski bürokratların gerekçeleri ve önerileri ise özetle şöyle:
Öneriler
- Türkiye'nin çok ciddi bir vergi kaybı var. Bu yıl bütçe açığının GSMH'ye oranı yüzde 15'le bitecek. Gelecek yıl bu rakamın yüzde 4'e çekilmesi olanaksız.
- Programın bir yıl ileriye kaydırılması ve yüzde 25'lik enflasyona 2001'de, yüzde 10'a da 2002'de ulaşmak mümkün olabilir.
- Gelecek yıl yüzde 5 civarında büyüme olasılığı var. Bunun zaten fiyatları artıcı etkisi olacak. Bu durumda daha önceki hedeflere ancak 3-4 ay uyulur. IMF'den ilk taksit alınır, sonra da programa uyulmaz. Hedeflerde revizyon olmazsa, yine sözünü tutmayan ülke konumuna düşeriz.
- Stand-by yerine özel hali olan üç yıllık bir "uzatılmış fon kolaylığı" anlaşması yapılması daha makul olacaktır.
Yenilere göre tutar...
2001'de hedef yüzde 10 enflasyon
TÜRKİYE'nin 2000 yılında enflasyonun düşürülmesi için kapsamlı bir politikaya ihtiyaç olduğunu belirten Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, mali ayarlamaya ilişkin kapsamlı programın 2001 yılında enflasyonu yüzde 10'a düşürmeyi hedeflediğini söyledi. Erçel, enflasyonun direncini kırabilmeleri için politikacıların kuvvetli siyasi iradesine ihtiyaç olduğunu belirtti.
Hedeflerin tutmasında sorun yaşanmayacak
DEVLET Bakanı Recep Önal deprem sonrasında ekonomik hedefler konusunda ilk açıklamaları yapanlardan oldu. Hasarın büyüklüğü konusunda çeşitli fikirler ve bütçe gerçekleşmelerinin alt üst olacağı endişesi ortaya atılırken, Önal hükümetin bu konuda taviz vermeyeceğini belirtti. Önal, hükümetin yakın izleme programına uyacağını ve hedeflerde sapma olmayacağını ifade etti.
Depreme rağmen 2000 hedefleri değişmeyecek
HAZİNE Müsteşarı Selçuk Demiralp, "Depreme rağmen, Türkiye'nin 2000 yılı hedefleri değişmeyecek" dedi. Demiralp, Dünya Bankası'nın "Türkiye'de deprem sonrası yeniden yapılanma" konulu sempozyumunda dün konuşmacı olarak yer aldı. Demiralp, hükümetin özelleştirmeye ilişkin hedeflerine ulaşmakta kararlı olduğunu belirterek, yabancı sermayenin çekilmesi için özelleştirmeye ilişkin anayasal düzenlemelerin yapılacağını söyledi.
...eskilere göre hayal
Bu hedeflerle bile bile lades
yüzde 25 enflasyon hedefli bir bütçe yapmak mümkün değil. Türkiye'nin çok ciddi bir şekilde vergi kaybı var. 2000 bütçesini en çok sıkıştıran etken bu. Bütçe açığının GSMH'nın yüzde 4-6 düzeyine inmesi gerek. Bu seneyi ise yüzde 15'le bitiriyoruz. Gelecek sene de yüzde 15'den 4'e indirerek yüzde 5 büyüme bekliyoruz. Önerimiz, 2000 yılında yüzde 50'yi hedefleyin, 2001 yılında yüzde 25 olsun. 2002'de ise yüzde 10'a çekebilirsiniz. Yani programı bir yıl kaydırın.
Anlaşmanın şekli değişmeli
1999 enflasyonu yüzde 50 olarak alındı. 98'den başlayarak enflasyonu düşürüp yüzde 10'a çekeceğimiz programlandı. Bugünkü durumda ise depremin etkisi var. Bu yıl yüzde 60 olarak bir enflasyon çıkacak. Büyüme eksi 8'le başlayıp eksi 1.5'le bitiyor. Buradan gelecek yıl yüzde 5-6 büyümeye geçeceğiz. Bunun ciddi bir fiyat artırıcı etkisi var. Böyle bir programa ancak 3-4 ay uyabilir. Uzun fon kolaylığı anlaşması yapmak daha anlamlı olacaktır.
2000'de % 25 mümkün değil
TÜRKİYE'nin IMF ile bundan 4-5 ay önce mutabakat sağladığı hedefler çerçevesinde bir stand-by anlaşması yapması artık mümkün değil. Daha gerçekçi rakamlar konulması lazım. Bu hedefleri bir stand-by'da olması gereken rakamlar olarak seçersek örneğin enflasyon yüzde 25 değil de yüzde 35, bütçe açığı milli gelirin yüzde 15'i değil de, şu kadarı veya faiz dışı bütçe fazlası milli gelirin yüzde 1 değil de yüzde 5'i türünden rakamları konması halinde bu rakamlar daha gerçekçi olacak.
Türkiye'nin tartışılan ekonomik hedefleri
| Mevcut | 1999 sonu | 2000 sonu | 2001 sonu |
| durum | hedefi | hedefi | hedefi |
TEFE (%) | 53.7 | 58.7 | 24.6 | 10.0 |
TÜFE (%) | 65.4 | 60.8 | 25.0 | 10.1 |
Büyüme (%) | -5.8 | 0.4 | 3.1 | 4.5 |
Faiz dışı fazla/GSMH (%) | - | 4.5 | 5.4 | 6.8 |
KKBG/GSMH (%) | - | 18.3 | 16.0 | 8.2 |
Dolar/TL (%) | - | - | 20.0 | 4.9 |
Dolar/TL | | 481.239 | 581.033 | 609.545 |
Ortalama faiz (%) | - | 100.9 | 46.1 | 27.5 |
Faiz ödemeleri/GSMH | - | 17.1 | 17.6 | 11.5 |
Bütçe açığı/GSMH (%) | - | -10.3 | -7.9 | -1.2 |
Bütçede son durum (trilyon TL)
| Ağustos 99 | Bütçe | IMF |
| | Kanunu | revizyonu |
Gider | 17.673 | 27.266 | 27.300 |
Faiz dışı gider | 10.095 | 16.966 | 17.000 |
Faiz gideri | 7.577 | 10.300 | 10.300 |
Gelir | 10.951 | 18.030 | 18.700 |
Faiz dışı fazla | 856 | 1.064 | 1.700 |
Bütçe açığı | -6.721 | -9.236 | -8.566 |
Bütçe Kanunu'na göre 1999 sonu açık 9.3 katrilyon olacak. Ancak Haziran sonunda Türkiye'ye ziyaret eden ve yakın izleme anlaşmasını 6 ay uzatan IMF, bu açığın 8 katrilyon 566 trilyona indirilmesini istedi. Buna yönelik olarak faiz dışı fazla hedefi 1.7 katrilyona, gelirler de 18.7 katrilyona revize edildi. Deprem sonrası ise düşürülen açık hedefine kimse bakmıyor bile. 9.3 katrilyonluk açığın ise asgari 9.7 katrilyona çıkacağına kesin gözüyle bakılıyor. Deprem incelemesi için gelen IMF ise 8.5 katrilyonda ısrarlı. Hükümetin de Washington dönüşü gelir artırmak için de deprem vergisi çıkarması bekleniyor.