Ama zamanla insan şükretmekten başka şeyler de istiyor.
İster çünkü. Yaşam devam ediyor çünkü. Acıkıyorsunuz, üşüyorsunuz, tuvalete gitme ihtiyacı duyuyorsunuz, yıkanmak istiyorsunuz.
Hele her gün veya gün aşırı yıkanma alışkanlığınız varsa. Sıcak suyun sizi rahatlatmasını, sabunların bütün yaşanan kötülük ve pislikleri alıp götürmesini istercesine sular dökmek istiyorsunuz vücudunuzun her yerine.
Saçlarınız uzuyor. Tabii kaşlarınız, vücudunuzun çeşitli bölgelerindeki tüyleriniz de. Haftada bir belki de cımbızla kaşlarınızı yoluyordunuz, ayda bir ağdaya gidiyordunuz. Yüzünüze her gün krem sürüyordunuz. Gündüz bakım kremleriniz, gece kremleriniz, vücut bakımı, göz altı kremleriniz vardı.
Aynaya bakmak istemiyorsunuz şimdi. Aynadaki görüntünüz her şeyiyle size yabancı. Kadınsal durumlarınız var; her ay regl oluyorsunuz. O günlerde dengeniz bozuluyor zaten. Daha sinirli, daha gergin oluyorsunuz. Oysa şimdi bu lüksünüz bile yok. Üstelik karnınız ağrıyor, sancılarınız var. Ayaklarınız her zamankinden daha çok üşüyor.
Depremin ardından günler geçti, ay oldu, aylar olacak yakında. Yaşam devam ediyor, yaşamsal alışkanlıklarınız var, temel ihtiyaçların yanı sıra. Artık takatınız kalmamış durumda. En sevdiğiniz insan bile bazen sinirinize dokunuyor. Her hareketi size batıyor. Tahammül edemez, tahammül edilmez hâle geliyorsunuz.
Çok haklısınız. Yaşamsal ihtiyaçlarınızı karşılayamıyor, sizi siz yapan özelliklerinizi gideremiyorsunuz çünkü...
e-mail: sguler@sabah.com.tr