kapat

20.09.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
inter merkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Sıhhatler olsun yavrum
'Hamam hazır' anonsu hasretle bekleniyor... Görevliye kayıt yaptırıp, sıraya geçiliyor. 16'şarlık gruplar halinde duşlara giriliyor, görevli motoru açıyor... Başlıyor depremzedenin çadırda hamam cefası...

Deprem felaketinden sonra birçok depremzedenin hayatında artık "çadır" var. Çadırda yaşıyor, çadırdan hamamda yıkanıyor, çadırdan kuaförde saçlarını kestiriyorlar...

Yağmur geçirmeyen çadırlar, suyu akan lavabo, dört tarafı kapalı bir tuvalet, sıcak yemek, revir ve duş... Tüm bu imkanlar, onlar için yaşamı kolaylaştırıyor gibi görünse de, içinde bambaşka zorlukları barındırıyor.

Keyifle 7 dakika!
Binlerce kişinin yaşadığı Adapazarı'ndaki Çadırkent'te iki tane banyo ünitesi var. Biri kadınlara, diğeri erkeklere ayrılmış. Bu hamamlar üç bölümden oluşuyor. Çadırın ilk bölümünde kayıtlar yapılıyor. İkinci bölüm "soyunma odası". Son bölümde ise 16 tane duş bulunuyor.

Hamamı andıran bu duş çadırlarından yararlanabilmek için, duşların kullanıma hazır olduğunu bildiren anonsu beklemeniz gerekiyor. Ardından hamam görevlisine kaydınızı yaptırıp, sıraya geçiyorsunuz. Sıranız geldiğinde 15 kişiyle birlikte, hiç vakit kaybetmeden duşa girmeli ve elinizi çabuk tutmalısınız.

Çünkü kişi başına tanınan duş süresi sadece 7 dakika... Dışarıda, "Motoru aç!" emrini bekleyen görevli. İçeride tam 7 dakika sonra gelecek "Motoru kapat!" emrine kadar, yıkanabildiği kadar yıkanan kadınlar... Bu kargaşada yer almak istemeyen kadınlarsa günlerce yıkanmamayı tercih ediyorlar. Zaten Çadırkent'lerde yıkanmamak ayıp değil ki...

Esra ÖZ-Özlem AKALAN

Kes bir... 'Çadırkent-Style'
Çadırkentteki gönüllü kuaförler, müşteri bulmakta zorlanıyor. Kuaföre gidenler de güzel görünmek için değil, çadır koşullarında rahatlık için saçlarını kestiriyorlar

EN doğal ve gerekli ihtiyaçlardan banyo yapmayı bile yaşamlarında geri sıralara atan depremzede kadınlara "kıl-tüy meselelerini" sorduğumuzda yüzümüze buruk bir tebessümle bakıp "Kimin umrunda?" diyorlar. Bu insanlar, son bir aydır hiç aynaya bakmamışlar. Gönüllü kuaförler, sadece çocukların ve erkeklerin saçlarını düzeltmiş. Bir aydır hiç saç boyamamış, fön çekmemişler... "Kadın her yerde kadındır" anlayışı deprem bölgelerinde geçerliliğini yitirmiş. Ağda yapamayanlar uzun etek, pantolon giyiyor. Saçını boyayamayanlar, eşarp takıyor. Kısacası güzel ve bakımlı olmak kadınların aklının ucundan bile geçmiyor.

Gönüllü kuaförler, Çadırkent sakinlerinin hizmetindeler ama müşteri bulmakta zorlanıyorlar. Çadırkent'in kuaförü Aylin Çoban, az sayıdaki müşterilerinden 15 yaşındaki Sevinç Malakçı'nın saçını düzeltiyor. Sevinç, çadır yaşamında daha rahat edebilmek için saçlarını kısa kestirmeye karar vermiş.

Issız kuaförler..
Burada bildik kuaför gürültüsü, telaşı, kuyruğu yok. Bir makas, bir saç kurutma makinesi, bir tarak ve bir de ayna; işte Çadırkent Kuaför Salonu...

Kadınlar için hijyenik ihtiyaçlar, gelen yardımlarla büyük ölçüde karşılanıyor ancak deodorant ve el kremi gibi en basit bakım malzemelerinden yoksunlar. Açık havada, leğende bulaşık, çamaşır yıkayan, yemek yapan kadınlar bütün bir kışı böyle geçirmeye hazırlanıyorlar. Çatlayıp kanayan elleri şimdilik umurlarında değil.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır