Trend nasıl değişti?
Depremden önce de hükümetin yapmaya başladığı yapısal reformlar nedeniyle Sanayi Sektörü Endeksi'nde ufak çaplı da olsa bir kıpırdanma başlamıştı. Yatırımcılar bu sektördeki şirketlerin hisse senetlerinin ucuz kaldığını düşünüyor ama alıma geçmek için ateşleyici bir etken bulamıyordu. Bütün ülkeyi büyük yasa boğan deprem felaketi beklenen ateşleyici oldu. Büyük çaptaki kayıba rağmen aynı zamanda olanaklar da sunan depremin ardından yatırımcılar sanayiyi yeniden keşfetmeye başladı.

Yabancı sermaye...
İlk talep kaçınılmaz olarak bölgenin yeniden yapılanma gereğinde en önemli rolü oynayacak olan çimento şirketlerine geldi. Çimentoda maliyetin yüzde 25'e varan oranlardaki bölümünü nakliye giderleri oluşturduğu için de özellikle bölgeye yakın olan çimento şirketlerinde neredeyse abartı sayılabilecek bir talep patlaması yaşandı. Ardından da seramik, cam ve metal yatırımcının gündemine girdi. Amerika'nın tekstil kotalarını artırabileceği yönündeki açıklaması ise uzun zamandır yatırımcının gözardı ettiği tekstil şirketlerini bir anda gözde yaptı.

Bir çok uzman özellikle inşaat sekötrünün gerçek primi 2000 yılı Mart'ından sonra yapacağını söyleyip talebi tehlikeli bulsa da yatırımcının asıl gözönüne aldığı faktör, Türkiye'nin uluslararası platformda değişen imajı. Bu yeni imajla birlikte IMF ile bir stand-by anlaşması ihtimalinin artması, Yunanistan ile aramızda başlayan yumuşamaya paralel olarak AB üyeliğinin daha inandırıcı bir biçimde yeniden telaffuz edilmeye başlanması gibi etkenlerin yabancı sermayeyi Türkiye'ye çekebileceği umuluyor. Bunun yanında uluslararası acil yardımlar da yatırımcıya gelecek için rahat bir nefes aldırıyor.

Turizm kurtulamadı
Yatırımcılar deprem sonrası mali sektörü tamamen unutmuş görünüyor. Buna karşılık hizmet sektörü de yine gözde sektörler arasında. Fakat bu ilgiden nasibini alamayan tek sektör Turizm Sektörü oldu. 25 Ocak'tan bu yana yüzde 30 değer yitiren Turizm Sektör Endeksi'nin sadece depremden sonraki kaybı bile yüzde 10'u aştı.

Deniz BAYRAMOĞLU