Siyasiler, kanunun tüm maddelerini görüşmek için harcadıkları zamanın çok daha fazlasını, kendilerine uygun "Kurul" kurmaya ayırmışlardı. Şimdi, sona yaklaşılıyor. İsimler de birbir ortaya çıkmaya başladı. Hazine'nin adayları arasında eski bakanlar Zekeriya Temizel, Hasan Basri Aktan'ın yanısıra, Servet Taşdelen'in, hatta Kadir Sunay'ın isimleri ön planda. Coşkun Ulusoy, Mahfi Eğilmez, Yener Dinçmen, Burhan Karaçam gibi isimleri ikna edemeyen Bankalar Birliği'nde ise Yenal Cevherioğlu ve Mehmet Çekinmez listeye girdi. SPK'nın adayları Yabancı Sermaye eski Genel Müdürü Enver Güney ve hukukçu Zühtü Aytaç. Merkez Bankası Rediz Demiray ve Osman Şıklar'ı aday göstermeyi düşünüyor. Maliye kanadında Biltekin Özdemir, DPT kanadında Emin Çarıkçı, İlhan Dülger isimleri var.
Ankara'da tam bir cadı kazanı kaynıyor. Eski bakanlar, bankacılar, bürokratlar teyakkuzda. Neler konuşulmuyor ki? Örneğin, Maliye eski Bakanı Temizel ve Bütçe Komisyonu eski Başkanı Özdemir'in "siyasi" kimlikleri tartışma konusu yapılıyor. Her iki ismi savunanlar, "30 yılını devlete vermiş insanları, birkaç yıl siyasette yeraldı diye harcamamak lazım" diyorlar. Bir başka grup, Temizel'in, Hazine adayı olamayacağını söylüyor. Temizel'in bankacılık veya finans alanında 12 yıl çalışmadığı iddia ediliyor.
Bakanlar Kurulu seçim yaparsa, Kurul'un oluşum yapısının kendi çıkarlarına dokunduğu gerekçesiyle sıradan bir mevduat sahibinin bile Danıştay'a iptal davası açabileceği anlatılıyor. İsim bildirme süresi bugün doluyor. Bazı kurumlara, "Adaylarınızı değiştirmek için vaktiniz var" denilmesine, siyasi ricalara rağmen isimler geri çekilmedi. İlk günden yığınla sorunlu dosyayı karşısında bulacak olan, teknik ve objektif yanı zedelenen, siyasi ve ticari rüzgarlara açık bir Kurul'un, "Nasreddin Hoca Türbesi"nden farkı olmayacağı biliniyor. Eskilerin deyişi ile bu pilav daha çok su götürür.