Yalova ve Çınarcık'taki siteleri depremde çöken Göçer, cezaevine kondu. Rahatladık mı? En azından biri çok rahatsız: Çimento sanayinin duayeni
Serbest pazar ekonomisine geçtik ya. Merhum Özal, gümrük duvarlarını indirip, "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" modelini getirdi ya. Bunun parçası olarak Körfez'e 1988-1991 arasında tonlarca kalitesiz Romen, Bulgar, Rus çimentosu girdi. Dönemin Sanayi Bakanı Vehbi Dinçerler'in törenle açtığı gemilerde Romanya'dan gelen kalitesiz çimento torbalanıp, ucuz peşindeki müteahhide satıldı. Bunlar şimdi moloz oldu, Körfez'de yatıyor... Çimento sektörünün duayeni Nuh Çimento'nun kurucusu Muharrem Eskiyapan, aslen Özalcıdır. Hatta onunla katıldığı bir geziden sonra anısını yaşatmak için kurulan Sevgi Vakfı'nın Başkanıdır.
Şurup olmadı!
Eskiyapan buna rağmen bugün ateş püskürüyor:
"18-22 Eylül 1991 arasında Özal'ın Cumhurbaşkanlığı döneminde Romanya'ya resmi ziyarete gittik. O tarihte Türkiye'ye yılda 500 bin tonun üzerinde ithal çimento geliyordu. Bunların çoğu da Romanya'dan. Özal'a Romanya Sanayi Bakanı'nın da olduğu bir yemekte (Sorunumuzu dile getirmek istiyorum ama rahatsız olabilirsiniz) dedim. O da (Sen konuş) dedi. Devletin Romanya'dan kalitesiz çimento ithal ettiğini, bunu denetlemeden iç piyasaya verdiğini anlattım. Romanya bile kendi çimentosunu inşaatlarda yüzde 50 oranında kullanıyordu. Bu çimentolar nerede kullanıldı? Yarımca Limanı'na gelen çimento, Adana'ya gitmez. Şurup yapılıp içilmez. Devlet, deprem kuşağında sattı bunları."
Eskiyapan'ın sözünü ettiği dönemin gazete arşivine bakıyorum. Çimentocular hep yakınmış. İthal edilen kalitesiz çimentoya haksız rekabete yol açtığından karşı çıkmışlar. (Bugün de sınır ticareti ile İran'dan gelen çimentolar Doğu deprem kuşağında kullanılıyor) Kamuoyu bunları "İşçiye az zam yapsınlar, millete pahalı satsınlar. Rekabetten kaçıyorlar" diye yorumlamış.
Terbiye mi, cinayet mi?
Çünkü yine o günlerde çimento sektöründe, yüzde 256 oranında zam isteyen işçilerin isteklerin karşılayamayan işverenler, 26 fabrikayı 20 gün kapamış. Çimento üreticilerine ders vermek isteyen hükümet de çimento ithaline gitmiş. Eskiyapan "Kalitesiz çimentoyla bizi terbiye edeceklerine, İtalya'dan, Yunanistan'dan, İspanya'dan çimento ithal etselerdi" diyor. Müteahhidin kullandığı malzemenin denetiminde biraz daha duruyor Eskiyapan.
Hazır beton olayı.... Türkiye hazır betonu 1986'da Fransızlar'ın özelleştirmeden aldıkları çimento fabrikasıyla tanıyor. Onların tavsiyesi üzerine Nuh ve Akçimento hazır beton santralleri kuruyor. Sonra sayıları artıyor. "Arap uşağına" (betonu hazırlayan işçi) hazır çimentoyu kabul etttirmek kolay olmuyor. Ortada ne devlet, ne belediye, ne meslek kuruluşları, ne sigorta denetimi...
Saadet zinciri çözülüyor. Birinci halka müteahhidin boynuna dolandı. Dili uzun, kökleri derinlerde olmayan bir müteahhit Veli Göçer'in. Ya diğerleri?..
* Başta Almanya, Hollanda, İtalya, Avusturya, Yunanistan olmak üzere Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden 150'nin üzerinde ücretsiz taşıma gerçekleştirdi.
*UND Ro-Ro İşletmeleri bu taşımalara destek olmak için Trieste-Haydarpaşa, Trieste-Ambarlı Ro-Ro hattındaki araçları ücretsiz taşıdı.
*Atatürk Hava Limanı'nından deprem bölgelerine 1000'in üzerinde araç sevkedildi.
*Belçika'nın Anvers Limanı'ndan konteyner, İtalya'nın Trieste Limanı'ndan Ro-Ro ile yardım malzemelerinin taşınması sürüyor.
*İzmit'te 100 tanesi 2-3 haftaya kadar bitirilecek, toplam 400 prefabrik konut yapıyor.