Yargıtay Başkanı gazete olsaydı!
Yargıtay Başkanı'nın düşünceleri malum... Buradan hareketle "Bir gazete olarak bu düşüncelerini yakın tarihimizde ortaya koysaydı ne olurdu" adlı düşünce jimnastiğimize başlıyoruz.
"Refah kapatıldı" haberine manşet:
"Yuh! Böyle çoğulcu demokrasi olur mu?"
(Dayanak: "Savaş yıllarında din sömürüsünden çok çeken Atatürk'ün dini denetim altında tutması anlaşılır bir tutumdur. Ancak çoğulcu demokrasilerde bu sürdürülemez.")
"Tayyip Erdoğan şiir okudu, hapse girdi" haberine manşet:
"Tayyip Erdoğan kararıyla cumhuriyet rejimi, demokrasiyi katletti!"
(Dayanak: "Demokrasiyle cumhuriyet sanki karşı karşıya. Demokrasi cumhuriyeti değil, cumhuriyet demokrasiyi yönetiyor.")
"Kızılay meydanında bir grup 'Hu' çekti, polis müdahale etti" haberine manşet:
"Laiklik elden gidiyor!"
(Dayanak: "Laik devlet dinlere eşit uzaklıkta olduğundan hiçbir dini, inancı dışlayamaz ya da kayıramaz, akçalı biçimlerde destekleyemez, din okulları açamaz. Ancak toplulukların din okulları açmasını da önleyemez, din derslerine engel olamaz, bunların önünü açar.")
"Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan 'Kurban derilerini Türk Hava Kurumu'na verin' çağrısı" haberine manşet:
"Diyanetten illegal çağrı!"
(Dayanak: Yukarıdaki gerekçe, artı "Diyanet İşleri Başkanlığı dini denetlemekte ve yönetmektedir.")
"Genelkurmay'dan 28 Şubat süreci gerekirse bin yıl sürer açıklaması" haberine manşet:
"Büyük ağabeyin vesayetindeki icazetli demokrasi 'Uslu durun' dedi."
(Dayanak: "Büyük ağabeylerin vesayetindeki icazetli demokrasiyi reddediyorum. Demokratik toplumun uslu yurttaşlara değil, sorgulayan bireylere ihtiyacı var. Demokratik toplum kültürel kimlikleri korur. Laik devlet din dersine engel olmaz.)
***
Yargıtay Başkanı'nın konuşması ardından Başbakan Ecevit "Bu konuşma üzerinde toplumun uzun uzun düşünmesi gerekir" diyor.
Gazete olsaydı "Bu gazetenin dile getirdikleri hususunda hepimizin uzun uzadıya düşünmesi gerekir" diyecekti.
Fazilet lideri Kutan "İyi hazırlanmış çok seviyeli bir konuşmaydı, sözlerine gönül huzuruyla ben de imza atarım" dedi.
Gazete olsaydı "Gazete dediğin böyle olur kardeşim" diyecekti.
Şimdi...
Türkiye'de böyle gazeteler var. İşin ilginci Yargıtay Başkanı'nın konuşmasını "İlerici" olarak alkışlayan bir çok insan, bu gazetelere "Gerici" diyor.
Yargıtay Başkanı gazeteci olsaydı...
Cumhurbaşkanı'nın gezilerine davet edilir miydi?
Başbakan kendisine mülakat verir miydi?
Genelkurmay'a girebilir miydi?
Bunları bilemiyorum...
Ama dokunulmazlığı olacağı için herhalde hapise girmezdi.
"Sadece belli insanlara düşünce suçu dokunulmazlığı tanınması Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı, bu hak bütün vatandaşlara tanınsın" diye tutturmak için dokunulmazlığı elde edene kadar susmak "demokratik takiyye"ye girer mi dersiniz?