"Az bile..."
Salı, saat 14.30... Yargıtay Başkanı Dr. Sami Selçuk'un ziyaretçileri var... Başkan, hem ziyaretçilerle ilgileniyor, hem de bizimle.
"Konuşan... Tartışan Türkiye" yanlısı Dr. Selçuk'a "artık her şey tartışılacak" diyoruz.
Gülüyor:
- Yasak yok.
Dr. Selçuk'la son olarak "adli tatil öncesi" konuşmuştuk.
"Tatilde çalışacağım... Adalet yılı açılışında yapacağım konuşmayı hazırlayacağım... Mutlaka dinlemelisin" demişti.
Sormuştuk:
- Konuşmanızda akçalı konulara... Yargı mensuplarının maaşlarının düşüklüğüne falan girecek misiniz?
Sami Bey tepki göstermişti:
- Hayır, hayır!.. Demokrasiden bahsedeceğim.
Ve önceki gün "patladı."
Dedik ki "deprem gibi şiddetli oldu."
Güldü:
- Sana çok önceden söylememiş miydim?
***
- Konuşmayı nerede hazırladınız?
- Tatilde... Ayvalık'ta... Kolay olmadı.
- Nerelerde zorlandınız?
- Zorlanmak değil de... Hava çok sıcaktı. Ayrıca, konuşmayı 55 sayfada sınırlandırmak oldukça zahmetli bir iş.
- Kafanızda nasıl bir plan... Kaç sayfalık bir konuşma vardı?
- Yirmi sayfa diye düşünmüştüm.
- Sonra...
- Bir baktım, 55 oluvermiş... 55 sayfa, aslında bir özet... Hatta, özetin de özeti.
- Konuşurken, nelerden... Hangi kaynaklardan yararlandınız?
- Giderken, bagaj, kaynak doluydu. Çalışmaya başlayınca pişman oldum.
- Neden?
- Keşke daha fazla kaynak getirseydim diye.
***
Çanakkale'nin Yenicesi'nde savcıydı.
1972'de Yargıtay'a atandı.
1982'de ise...
Yargıtay Üyesi idi.
- Üyeliğe nasıl geldiniz?
- Seçimle.
- Şunun için sorduk... Milli Güvenlik Konseyi'nce... Veya Çankaya ataması ile mi diye...
- Hayır... Arkadaşlarım seçtiler.
- Başkan, bir süre önce Abant Toplantısı'na katıldınız... Toplantı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nca düzenlenmişti.
- Evet.
- Bu vakıf Fethullah Gülen'e yakınlığı ile tanınıyor.
- Ben her toplantıya katılırım... O toplantıya Mehmet Ali Kılıçbay da katılmıştı... Biliyorsunuz, Kılıçbay ateist. Ben, davet edildiğim yere gider, görüşlerimi söylerim.
Adli yılın açılış töreninde seslendirdiğim laiklik tanımını, laiklik çerçevesini Abant Toplantısı'nda da kabul ettirmek istedim. Bunun için gayret sarfettim... Ama başarılı olamadım. Engellendi. Ben herkesle konuşurum... Benim için karşımdakinin kimliği değil, düşüncesi önemli.
- Size açık açık bir hususu sormak istiyoruz.
- Tabii.
- Fethullah Gülen cemaatine mensup musunuz?
- Hayır... (Kahkahalar) Şimdi nereden çıktı bu sual?... Böyle düşünenler, düş görmüş olsalar gerek.
- Şu veya bu cemaatle bir bağlantınız.
- Kesinlikle... Bunlar komik şeyler.
- Geçmişte... Gençlikte... Savcılıkta...
- Hiçbir zaman, hiçbir tarikatla... Cemaat ile... Uzaktan, yakından ilişki içinde bulunmadım... Böyle saçmalık olur mu?
- Konuşmanıza gelen tepkiler neler?
- Meşguliyetimi görüyorsunuz... Ölçecek... Yoklayacak zamanım olmadı.
- Efendim, konuştunuz ve...
- Az bile konuştum.
- Gerisi?
- Söylemem... Biraz daha açmak istediğim bir, iki konu daha vardı... Ama zaman yetmedi... Artık, gelecek yıla...
***
Onu yıllardır tanıyoruz.
Bayburtlular'ın deyimiyle "kitabın ortasından" konuşan bir insan.
Laf eğip, bükmeden... Siyaset yapmadan... "Evet efendimci" olmadan... Kimseden bir şey beklemeden konuşan bir hukuk adamı.
Konuşması "çok konuşulacak."