Düşündürdükleri
Herkes tartışıyor.
Ama aslında herkes aynı şeyi söylüyor.
Yargıtay Başkanının sözlerine itirazı olanlar bile, yıllardır aynı konulardan bizar değil mi?
Evde, sokakta, vapurda, uçakta, hatta içki sofrasında ne konuşuluyor yıllardır?.. İşte bizim fısıltı halinde söylediklerimizi, şimdi bir yüce Hakim, yüksek sesle dile getiriyor.
İşinize gelmiyorsa da, sakın ha belden aşağı vurup faul yapmayın.
- Efendim o tarikatçıdır, siyonisttir, mason'dur, solcudur, sağcıdır, Fenerlidir G.Saraylıdır, şudur budur.
Hayır. Hiç biri değildir.
Ama tutun ki öyledir.
Sözlerindeki yanlış nerededir.
Önce onu söyleyin.
*
Hele Anayasa yapamayan sivil siyaset, hiç ağzını açmasın.
Anayasal olmayan bir ülkede, bereket ki bir Anayasa'yla yaşıyoruz. Ona da şükür.
82 Anayasası'na ilk tepki o günkü siyasi yasaklı zevat'tan gelmişti.
Sonra yasaklar kalktı.
Herkes siyasete döndü.
Zannettik ki ilk iş olarak Anayasayı değiştirecekler... Ne münasebet... Birinci vazife olarak sadece 84. maddeye dokundular. Hani şu, milletvekillerinin parti değiştirmesini engelleyen madde...
Sonra?
Sonra bu beğenmedikleri Anayasa sayesinde kimi Başbakan oldu, kimi Cumhurbaşkanı...
- Ah bu Anayasa ah...
Mümkün olsaydı da "aynı kişinin 2 kere Cumhurbaşkanı olmasına" da izin verseydi.
*
Yargıtay Başkanı'nın sözlerini özetlersek, tek cümleyle diyor ki:
Bu düzene bir çekidüzen vermeli.
Hepsi bu.
Biz bunu yıllardır kendi aramızda bin kere dertleşmiyor muyuz zaten?
Türkiye, bütün kurumlarıyla birlikte sapır sapır dökülmüyor mu?
Başta Adaleti olmak üzere, Mülkiyesi, Maliyesi, Sıhhiyesi, Belediyesi... hepsi birer reform istemiyor mu?
Eksantrik olma uğruna çıkan tek tük itirazlara bakmayın... Başbakan, gerekli mesajı almışa benzer ki, kurucu meclis gibi çalışmaya razı...
Kurucu Melis... Çok güzel.
28 Şubat süreci zaten devam ettiğine göre Kurucu Meclis tâbirinde ne beis var efendim?
Konuyu dağıtmayalım.
Türkiye'nin ezici çoğunluğu Yargıtay Başkanının sözlerine dikkat kesilmiştir.
Ne söylendiği her zaman mühim. ama kimin söylediği daha da mühim.
Not:
Komşu Yunanistan'a geçmiş olsun... Demek ki adım adım birbirimize yaklaşıyoruz... Öyleyse Fay Hattı yerine bir Barış Hattı da kurabiliriz...