Ankara-Washington hattında, Başbakan Ecevit ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in ABD'ye yapacakları gezilerin hazırlıkları tamamlanmak üzere.. İki başkentte de faaliyetler çok yoğun..
Önce Washington'a uzandık.. Kulağı son derece delik olup Beltway'in altında yaşayan arkadaşlarımızla uzun uzun konuştuk.. Onlara sorduk:
"Kıbrıs konusunda ABD yönetiminin tavrı nedir?"
Şu cevabı aldık:
"ABD yönetimi, Dışişleri eski Bakanı James Baker'ın başlattığı Denktaş'ı nasıl ikna ederiz, politikasını bıraktı. Şimdi konuyu Ankara ile çözmek istiyor. Kıbrıs konusunda politikamızı ise 3 isim belirliyor. Bunlar BM büyükelçisi Holbrooke, Kıbrıs büyükelçisi Bandled ve Ulusal Güvenlik Konseyi yeni üyesi Blinken.. Bu üçlünün Rauf Denktaş ile arası iyi değil.. Denktaş'ın üslubundan rahatsızlar.. Onun anlaşma yapmak istemediğine inanmış durumdalar.. Bu yüzden de şu anda Washigton'da bulunan Denktaş'a resmi randevu verilmedi.."
Ardından konuşma şu sorumuzla devam etti:
"Clinton, Ecevit'e Kıbrıs konusunda baskı mı yapacak?"
"Kesinlikle hayır" dediler, "Baskı söz konusu değil.. Ama bir BEKLENTİ var.. Türkiye ile yakınlaşmaya bütün hızı ile devam edilecek.. Bunu söyleyecek Başkan Clinton.."
Üsteledik:
"Peki Clinton bu beklentiyi Ecevit'e nasıl yansıtacak?"
İşte cevap:
"Biz Türkiye'nin çok büyük bir dostuyuz. Bunu da her zaman, her olayda gösterdik. Irak'ta, başka ülkelerle ikili ilişkilerinizde, AB üyeliğinizde, Öcalan olayında hep yanınızda olduk. İki tane çözemediğimiz sorun var. Biri Irak, öteki Doğu Akdeniz, yani Kıbrıs.. Şimdi, Türkiye ile Yunanistan arasında başlayan ve büyük memnuniyetle karşıladığımız yakınlaşmanın, Kıbrıs'a da yansımasını bekliyor ve umuyoruz, diyerek yansıtacak.. Bu çerçevede konuşacak.."
Sonra bazı önerilerde bulundular:
"Bakın, Alfred Moses isimli kişi Başkan Clinton'ın Kıbrıs özel temsilcisi oldu. Bu kişi American-Jewish Community, AJC'nin eski başkanıdır. Süratle bu isimle sıkı diyalog kurun.. Washington'daki Yahudi lobisi de Türkiye'nin yanında. Beyaz Saray'a Türkiye için baskı yapmalarına yardımcı olmak istiyorsanız, ellerine malzeme verin.. Allah rızası için biraz esnek olun.. Rumlar, Yahudi lobisi ile yakınlaşmak için çaba gösteriyor.. Bunu da unutmayın.. Kaldı ki, Denktaş sürekli, Rumlar'ın anlaşma istemediğini söylüyordu. Şimdi bunu dünyaya gösterme şansı eline geçti.. Bilmen gereken bir başka nokta daha var, bizim yönetim, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın, G-8'lerin planı doğrultusunda Denktaş ve Klerides'e göndereceği çağrı mektubunu, 28 Şubat tarihinden sonra göndermesini istiyor. Çünkü Ecevit'in gezisine gölge düşmesini istemiyor.."
Çok ilginç değil mi?
Gelelim Ankara ile konuşmamızda öğrendiklerimize:
"Ankara, gerek Holbrooke, gerekse Bandled'in üslubundan rahatsız.. Ama, iki ülke ilişkilerini düşündükleri için bu ikilinin söylediklerine cevap vermiyorlar.. Ankara'yı çıldırtıp çileden çıkartabilecek sözler bunlar.. Sonra Ankara, G-8'lerin planını istemiyor. Mekik diplomasinin devam etmesinden yanalar.. Yine de kapının kapatılmasını istemiyorlar.. Adanın, yeni bir Kosova olmasını istemiyorlar.. Rumlar'ın yapacağı bir çılgınlığa, Türkiye müdahale etmek zorunda kalabilir, endişesi içindeler.. Türk müdahalesinin Yunan müdahalesini getireceğini ve bütün bölgenin alevler içinde kalabileceğini düşünüyorlar.. Bunlardan çok ciddi kaygı duyuyorlar.."
İşte Washington, işte Ankara.. Dün itibariyle, iki başkentte bu rüzgarlar esiyordu..
Not: Yunan halkı ve yöneticilerine, dün geçirdikleri deprem yüzünden geçmiş olsun diyoruz.. Arzu edenler geçmiş olsun mesajlarını İstanbul'daki Yunan Başkonsolosluğu faksına gönderebilirler. Tel: 0212 252 13 65.
